Siyasi parti temsilcileri: AKP deklarasyonu dikkate almalı
Siyasi parti temsilcileri KCK'nin yayınladığı deklarasyonun AKP Hükümeti tarafından dikkate alınması gerektiğini belirtiler.
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanlığı’nın yayınladığı deklarasyona siyasi parti temsilcilerinden de destek geldi. HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit KCK'nin deklarasyonunu, "Böyle bir deklarasyonu devletin ve hükümetin barışa yaklaştığı durumda, barış için samimi bir şekilde adım attığı durumda buna karşılık verileceğinin taahhüt edilmiş olması çok anlamlı, çok değerlidir" dedi.
'HERKES DEKLARASYONA ANLAM VERMELİ'
KCK'nin deklarasyonuna anlam biçilmesi gerektiğini dile getiren Koçyiğit, "Aslında Türkiye'de yaşayan herkesin anlam biçmesi, üzerinde düşünmesi ve karşı talebin buna yanıt oluşturması içinde mücadele etmesi gereken bir dönem. Çünkü sonuçta her gün bu topraklarda insanlar ölüyor, bu topraklarda acılar yaşanıyor, acılarla kavrulmuş durumdayız ve gerçekten yeni acılara, yeni gözyaşlarına, yeni ölümlere de tahammülümüz kalmadığı sınırlardayız" dedi.
'DEVLETİN BİR AN ÖNCE KÜRT FOBİSİNDEN KURTULMASI GEREKİYOR'
Barış için sokaklara çıkılması ve barış talebinin görünür kılınması gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, "Çünkü Kürt sorunu dediğiniz şeye şiddet ile güvenlikçi politikalarla devam ettiğinizde, ezer geçerim dediğiniz noktada bu katmerli bir şiddete dönüşüyor. Bu şiddetinde birde toplumsal yansımaları oluyor. Türkler ile Kürtler arasında birlikte yaşam iradesi ne yazık ki zarar görüyor. Toplum kutuplaşıyor, toplum bir birinden ayrışıyor. Bunu görmeniz lazım" ifadesinde bulundu. Devletin bir an önce Kürt fobisinden kurtulması gerektiğinin altını çizen Koçyiğit, "Ülkesinde Kürt fobisi var, Rojava'da Kürt fobisi var, Irak'ta Kürt fobisi var. Bundan kurtulması geriyor" diye konuştu.
'BARIŞ MÜCADELESİ İLE DEVLETİ BARIŞ ZORLAYABİLİRİZ'
Koçyiğit, Türkiye halklarının KCK deklarasyonunun arkasında durması gerektiğini dile getirerek, "Burada asıl görev sorumluluk demokrasi güçlerine, barış mücadelesi yürütenlere, toplumun mazlumlarına yine düşüyor. Bu savaş en çok yine en yoksulları vuruyor. Bütün bu kesimlerin sesini yükseltmesi gerekiyor. Evinde oturarak değil, görünür bir barış mücadelesi göstermeliyiz. Bu şekilde devleti barış zorlayabiliriz" diye konuştu.
TAŞ: KCK'NİN DEKLARASYONU ÖNEMLİ
ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş ise barış için en yakıcı süreçlerden geçildiğini ifade ederek, "Daha önce yaşanmış çözüm süreci deneyiminden yararlanarak, geçmişte yaşananların eleştirisi, eksikliği üzerinden Kürt sorununun barışçıl, demokratik yollarla çözümü için yeni bir süreci başlatmanın tam zamanı. Bölge ve ülke yangın yeri. Hepimizin bir barışa ihtiyacı var. O yüzden KCK'nin yeniden çözüm masasına hazırız söylemi önemli. PKK'nin silahlı saldırılara, bombalı saldırılara son vermesi gerekiyor. Devletin de barışçıl, demokratik çözüm yollarının önünü açması gerekiyor. Bu konuda da atılması gereken en önemli adım özellikle kilit bir rolde olan, kilit bir noktada duran Abdullah Öcalan'ın tecridinin kaldırılması gerekiyor" diye konuştu. Taş, ÖDP olarak Kürt sorununun demokratik çözümünden yana elinden gelen her türlü çabayı ortaya koyacağını belirtti.
GÜRKAN: ÇAĞRI HÜKÜMET TARAFINDAN FIRSAT OLARAK GÖRÜLMELİ
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da KCK'nın yapmış olduğu çağrının hükümet tarafından değerlendirilmesi gereken bir çağrı olduğunu söyleyerek, ülkenin demokratikleşmesi açısından çağrının hükümet tarafından fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Bu fırsatın değerlendirilmesi için de hükümetin adım atması gerektiğinin altını çizen Gürkan, "Burada tüm kesimlere görev düşmektedir. Hükümet çözüm için adım atarsa diğer taraftan da bu sürecin güçlendirilmesi için silahların susması ve diyalog sürecinin başlaması önemlidir. Bu aynı zamanda Türkiye'de diğer tüm güçler için de bir sorumluluktur. Kürt halkının taleplerinin kazanılması emek demokrasi ve barış güçlerinin de görev ve sorumluluğundadır. Sadece bir hükümetin ve Kürt siyasal hareketinin değil bir bütün olarak Türkiye'nin sorumluluğundadır" dedi.
'ANTEP SALDIRISI İLE BALTALAMAK İSTİYORLAR'
Yapılan tarihi açıklama ardından dün gece Antep’te yapılan bombalı saldırı ile çözümü baltalamak anlamına geldiğini hatırlatan Gürkan, Türkiye siyasal tarihinin katliamlarla dolu bir tarih olduğunu söyledi. Gürkan, "KCK'nin çağrısının bugün özellikle HDP'lilerin yoğunlukta olduğu bir düğüne yapılan saldırının çok boyutlu okunması gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan da bu tür kırılmalar hep yaşandı. Bunlar esas olarak zaten bir demokratikleşmenin önünü kesen saldırılar" şeklinde yorumladı.
ALTAY: BARIŞ BLOKU OLARAK ÖNEMSİYORUZ
Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altay ise, yayınlanan deklarasyon ile yapılan açıklamaları Barış Bloku olarak çok önemsediklerini söyleyerek, barış adına atılan adımların her birini çok olumlu olduğunu ve barış konusunda esas problemin ise devlet olduğunu belirtti. Başbakan Binali Yıldırım'ın çözüm sürecine dair hiçbir şekilde görüşme yapılmayacağının "sadece silahla konuşuruz" anlamına geldiğini belirten Altay, "Bu barışı reddeden bir tavırdı. Başka yolu olmadığı çok ortada. Daha fazla insanın ölmesi gerekmiyor jetonun düşmesi ve kafalara dank etmesi için.Kandan beslenilmesi ancak reddedilirse ben bu sonun barış olduğunun kanaatindeyim" dedi.
Öcalan konusunda Türkiye'deki insanların eski düşünce kalıplarından sıyrılması gerektiğini ve kabul edilse de edilmese de Öcalan'ın Kürt Halk Önderi olduğunun altını çizen Altay, "Bu tabudan çıkmak lazım. Bu konuda akan kanın durması çözüm olabilmesi için kimin katkısı olacaksa bun ihtiyaç olan bir dönem. Bugün katkılar sunabilecek bir halk önderi varsa bunun katkısını reddetmek barışı reddetmektir aslında. Barış katkı sunulacaksa herkesin katkısını almak lazım" diye konuştu. (DİHA)