22 Ağustos 2016 15:55

Yıldırım: 500 bin insan Suriye'de anlamsız iç savaşta öldü

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası konuşan Başbakan Yıldırım: Suriye'deki iç savaşın durdurulması ve istikrarın sağlanması bölgedeki en önemli konu.

Paylaş

Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Antep'te 54 kişinin yaşamını yitirdiği intihar saldırısıyla ilgili konuşan Başbakan Yıldırım, "Dün, Gaziantep'te kaybettiğimiz canlarımız için üzüntülerimi ve taziyelerimi belirterek, başlıyorum. Bu terör saldırısında çoğu çocuk olan 29 tane çocuk, neyin ne olduğunu bilmeyen, daha hayatının baharına bile gelmemiş çocukları, çocukları kullanarak katleden bu alçak terör örgütlerini en ağır kelimelerle lanetliyoruz. Vatandaşlarımızın acılarını paylaşıyoruz" ifadelerini kullandı. 

'DAYANIŞMA VE İŞBİRLİĞİNİ İYİ NİYETLE DEVAM ETTİRİYORUZ'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli ile bu sabah Çankaya Köşkü'nde yaptığı 3 saatlik görüşmenin gündem maddeleri hakkında bilgi veren Başbakan Yıldırım, "Bu sabah resmi konutta CHP ve MHP genel başkanları Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Sayın Devlet Bahçeli ile bir araya geldik. 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sürecinde başlattığımız dayanışma ve işbirliğini ülke menfaatleri, Türkiye'nin geleceği konusunda o günden bugüne kadar kararlılıkla, iyi niyetle devam ettiriyoruz. 7 Ağustos'ta Yenikapı'da yaşanan ve Türkiye'ye yeni kapılar açan birlik, beraberlik ve uzlaşma ruhunu devam ettirmek, ülkemizin terörle mücadelesinde, ülkemizin iç ve dış sorunlarını kolayca aşmasında temel konularımızda beraber hareket etmek, tabiatıyla her bakımdan milletimize ve ülkemize büyük bir katkı sağlıyor. Bu sabahki toplantıda da genel başkanlara ülkemizin başını ağrıtan birkaç temel konuda bilgi verme fırsatı bulduk. Özellikle uzun süreden beri devam etmekte olan PKK terörüyle yaptığımız mücadelede geldiğimiz noktayı ve bundan sonraki hareket tarzımızı anlatma fırsatı bulduk. Bazı detayları da kendileriyle paylaştık" diye konuştu. 

'SURİYE KONUSUNDA FİKİR ALIŞVERİŞİNDE BULUNMA FIRSATIMIZ OLDU'

CHP ve MHP liderleriyle görüşmesinde Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Yıldırım, "Bunun yanı sıra Türkiye, Suriye ve Irak'ta, uzun süreden beri devam eden istikrarsızlık nedeniyle büyük bir zorlukla karşı karşıya. Sınır boyunca hem teröre destek anlamında, hem de buradaki istikrarsızlığın Türkiye'ye taşınma riski anlamında yaşanan gelişmeler var. Bunlarla ilgili düşüncelerimizi ve bundan sonraki hareket tarzımızı da paylaşma fırsatı bulduk. Özellikle Suriye konusunda bundan sonraki süreç için neler yaşanabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunma fırsatımız oldu" dedi. 

'SURİYE'DE YENİ BİR SAYFANIN AÇILMASI HAYATİ ÖNEME SAHİP'

Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu: 

"Burada Türkiye'nin duruşu çok nettir. Suriye, bugün 6 seneyi bulan bir iç savaşla maalesef enerjisini günden güne kaybediyor. 500 bin civarında masum insan, bu anlamsız iç savaşta hayatını kaybetti. Artık akan kanın daha fazla sürmemesi, Suriye'de huzurun ve istikrarın tekrar sağlanması bizce bölge için yapılacak en öncelikli ve en önemli işler arasında yerini almış durumda. Burada taraflar var. Taraflar kim? Rejim. Diğer taraf kim? Rejimle mücadele eden Suriye'nin muhalifleri. Bir de DEAŞ, PYD, YPG gibi terör grupları var. Diğer taraftan da koalisyon güçleri var ve rejimin davet ettiği Rusya var. Bütün bu tarafların İran'ı da Suudi Arabistan'ı da buna dahil edebiliriz, bütün bu tarafların aklıselimde bir araya gelip, Suriye'de akan kanın durdurulması ve tekrar bütün Suriyelilerin temsil edileceği bir yönetim şeklinin oluşturulması esastır. Bizim önemle üzerinde durduğumuz konu çok nettir. Suriye'nin bölünmemesi, toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, herhangi bir etnik gruba avantaj sağlayacak yeni bir yapılaşmaya izin verilmemesi. Görüyoruz ki bazı gayretler var. Türkiye'nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirmek; bu asla Türkiye olarak bizim kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Suriye'nin toprak bütünlüğü korunmalı ve etnik temele dayalı olmayan bütün grupların içinde yer aldığı kucaklayıcı, kapsayıcı bir yönetimin oluşturulması. Bu esastan hareketle komşu ülke olarak Türkiye, yakından ilgili İran başta olmak üzere Rusya, Amerika hatta bazı körfez ülkeleri de Suudi Arabistan'ın da rol alacağı bir modelle artık daha fazla zaman kaybetmeden Suriye'de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip"

'MUSUL'UN KURTARILMASINA YÖNELİK FAALİYETLERİ TASVİP EDİYORUZ'

IŞİD'le mücadeleye ve Musul'un kurtarılmasına yönelik faaliyetlere değinen Başbakan Yıldırım, gelişmelerin yakından takip edildiğini vurgulayarak, "DEAŞ'ın Irak'ta faaliyetlerinin sonlandırılması ve Musul'un kurtarılmasına yönelik faaliyetleri izliyoruz ve bunları tasvip ediyoruz. Bu alanda, Irak'ta taraflarla yakın işbirliği içerisinde daha istikrarlı ve merkezi yönetimin bütün ülkede söz sahibi olacağı bir durumun sağlanması için Türkiye olarak gereken katkıyı vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

'SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILARIN ONAYLANMADIĞINI İFADE ETMEK İSTERİZ'

İsrail'le normalleşme süreci üzerinden İsrail'in Gazze'ye yönelik hava saldırısına tepki gösteren Başbakan Yıldırım, "Son zamanlarda İsrail'in Gazze bölgesine karşı giriştiği hava saldırısının da asla sivillere yönelik, bu saldırıların onaylanmadığını açık bir dille ifade etmek isteriz. Bizim İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesi Filistinlilerin haklı davalarına karşı duruşumuzu, onlarla birlikte hareket etmemizi asla engellemez" diye konuştu. 

'VESAYET DÖNEMİNDEN KALAN MADDELERİ DEĞİŞTİRMİŞ OLACAĞIZ'

Anayasa değişikliğiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldırım, Anayasa paketinin üzerinde uzlaşılan maddelerinin önümüzdeki günlerde Meclis'e geleceğini belirtti. Başbakan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı: 

"3 parti, birer arkadaş görevlendirerek bu süreci başlattık. Aşağı yukarı bugüne kadar 8-10 görüşme oldu ve bazı önemli hususlarda görüş birliğinin sağlandığını görüyoruz. Bu da memnuniyet verici. Zannediyorum, önümüzdeki 5-10 gün içerisinde bu çalışma bir noktaya gelecek ve bütün bunlar genel başkanlara sunulacak. Biz de bir kere daha gözden geçirerek mutabık olduğumuz maddeleri Meclis'e getirerek, Meclis'te oylamak suretiyle kısmi de olsa bir değişikliği, milletin ihtiyacı olan ve vesayet döneminden kalan maddeleri değiştirmiş olacağız. Böylece, tam anlamıyla kapsamlı bir Anayasa olmasa bile yeni bir Anayasa'ya giden yolda önemli bir adımı anlaşarak, uzlaşarak yapabilmeyi başaracağız"

'HENÜZ FAİLE İLİŞKİN BİR İPUCU BULUNABİLMİŞ DEĞİL'

Başbakan Binali Yıldırım, Antep'teki saldırının failine ilişkin bir soruya, "Tabi terör örgütü yapılan operasyonlarla ve ciddi anlamda sıkıntı içerisine düştüğü için, bu gibi acımasız hunhar faaliyetlerini arttırmış gözüküyor. Bu anlamda çok ciddi tedbirler alınmasına rağmen diyelimki yüz tane ihbari değerlendirip gereğini yapıyorsunuz, ama bir tanesi kaçıyor, olay oluyor. O önledikleriniz gündem olmuyor, olması da gerekmiyor. Ama gerçekleşen, hakikaten sonuçları ağır oluyor. Bütün bunlara rağmen istihbarat birimlerimiz, güvenlik birimlerimiz çalışıyor. Benzeri olayların yaşanmaması için olağanüstü bir gayret gösteriyorlar. Tehdit geçmiş değil. 15 Temmuz FETÖ örgütü bir girişimde bulundu, ancak ondan sonra oluşan boşluğu bölücü terör örgütü hemen doldurdu. Onlar, birbirleriyle paslaşarak bu işleri yapıyorlar. Bunda hiçbir tereddüt yok. Aynı merkez onları yönetiyor. O merkezin amacı Türkiye'yi meşgul etmek, enerjisini azaltmak. Bu saldırıyla ilgili, çok şiddetli bir patlama, henüz faile ilişkin bir ipucu bulunabilmiş değil. Bu sadece bir tahmin. Görgü tanıklarının anlattıklarından ortaya çıkan bir tahmindir. Yoksa saldırıyı kimin yaptığı, hangi örgütün yaptığı konusunda da erken kanaatler malesef doğru değildir ve toplumu doğru bilgilendirme adına onaylanacak bir durum değildir. Henüz kimin yaptığı, çocuk mudur, büyük müdür öyle bir rivayet var tabii, güvenlik kurumlarımız ona yoğunlaşıyor. İpuçları bulmaya çalışıyor. Ve elde edilenlerle olayın arkasında kimler var ortaya çıkarılacak. Bunda hiçbir şüphe yok." yanıtını verdi.

'EN SON BİLGİLERİ PARTİ BAŞKANLARIYLA PAYLAŞTIM'

'Suriye'de Kürt koridoru oluşturulması konusunda sizin bakış açınız nedir? Bugün liderler zirvesinde bu konu gündeme geldi mi?" şeklindeki bir soruya ise Başbakan Yıldırım şöyle yanıt verdi:

"Bu konu gündeme geldi. Bu konuda eldeki en son bilgileri parti başkanlarıyla paylaştım. Ve bu konuda tutumuz da oldukça açık. Biz Türkiye olarak Suriye'nin toprak bütünlüğünü çok önemsiyoruz. Sadece biz değil, İran ve diğer ülkeler de önemsiyor. Orada ayrı ayrı devletçiklerin oluşturulmaya çalışılması veya böyle bir düşüncenin var olması, Suriye'nin bu halinin daha onlarca yıl devam etmesi anlamına geliyor. Bu da zaten büyük bir tahribat yaşayan bir ülkenin, bir daha belini doğrultumaması anlamına gelir. Bugün ülke içinde yaşayanlardan neredeyse bir o kadarı da yurt dışına gitmek zorunda kaldı. Üç milyon kadarı bizim misafirimiz. Bir ona yakın Ürdün'de var Lübnan'da da var. Başka ülkelerde var. Dolayısıyla bu ülkelerin, bu insanların, ülkerinin geleceği hakkında söz sahibi olacğaı ve tek bir Suriye devletinin oluşturulması, bütün etnik yapıların temsil edilmesi, olmazsa olmaz, şarttır. Bu işin paydaşların çözümü, bu çerçevede oluşturmak mecburiyetindedir.

'YÜRÜYEN İŞLEMLERLE KILIÇDAROĞLU'NUN İFADE ETTİĞİ HUSUSLAR ÖRTÜŞÜYOR'

Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu'nun Balyoz ve Ergenekon davalarında mağdur olanlara ilişkin önerisine ilişkin şunları söyledi:

"Balyoz ve Ergenekon davasında bazı hukukun zorlandığı ve burada verilen kararların tekrar gözden geçirilmesi gerektği yönünde bir düşüncesi var. Bu zaten yapılıyor, bu davalar yeniden görülüyor. Birçoğu da müebbet almış sanıklar beraat ediyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği, bunların itibarının iade edilmesi. Zaten davayı kazanınca, bu otomatikmen gerçekleşmiş oluyor. Ayrıca mağdurlar dava da açabiliyorlar. Bu yargılamada mağduriyetlerinin giderilmesi bakımından bu davalarda bazısı sonuçlandırıldı ilk derece mahkemelerde, bazıları da halen devam ediyor. Bu anlamda yürüyen işlemler ile sayın Kılıçdaroğlu'nun ifade ettiği hususlar örtüşüyor." 

'YARINKİ ASKERİ ŞURA BİR USULİ TOPLANTIDIR'

Başbakan Yıldırım, yarın yapılacak YAŞ toplantısının usuli bir toplantı olacağını söyleyerek, "Yarınki Askeri Şura bir usuli toplantıdır. Asıl şurayı 28 Temmuz tarihinde gerçekleştirdik. Yarınki albay altı düzeydeki personelin durumları değerlendirelecek. Yarınki Askeri Şura'nın bir özelliği TSK'nın yeniden yapılandırılması ve YAŞ'ın yeniden düzenlenmesi münasebeti ile yapılacak ilk toplantı olma özelliğini taşıyor. Onun dışında fevkalade bir durum yok. Gerisi rutin bir işlemdir" diye konuştu. 

'SÜREKLİ ORADA HAREKETLİLİK VAR'

Yıldırım, Suriye sınırındaki askeri hareketliliğe ilişkin bir soruya ise, "Sürekli orada hareketlilik var. Hem bizim tarafta, hem öbür tarafta. Dolayısıyla silahlı kuvvetlerin sınır güvenliği açısından ülkemize geçişleri kontrol altına alınması ve sınırlarımızın güneylerinden yapılabilecek taaruzlara karşı her zaman hazır olması esastır. Yapılan faaliyetleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir" diye cevap verdi.

'BİZ MISIR'LA İLİŞKİLERİ GELİŞTİRMEKTEN YANAYIZ'

Yıldırım, Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi ve Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'den gelen açıklamarı da değerlendirdi. Başbakan, Mısır ile ilişkileri geliştirmekten yana olduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti: 

"Bizim baştan beri söyledğimiz bir şey var. Biz Akdeniz'i ve Karadeniz'i kullanan ülkeler olarak, dostuklarımızı arttırmamız düşmanlıkları azaltmamız lazım. Buna Rusya da İsrail de Mısır da diğer ülkeler de dahil. Akdenizi çevreleyen 23 tane ülke var. Karadenizi çevreleyen de 8-10 tane ülke var. Buralarda potansiyelimiz çok fazla. Düşmanlıklar yerine dostluklar, hem ülkelerimizin, hem de halklarımızın geleceği için çok önemli. Tabii Mısır'dan yapılan sağduyulu açıklamalar güzel. Bunun devamını getirmek lazım. Mısır'la ilgili sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu ölçü bellidir. Mısır, halkın iradesini göz ardı etmemelidir. Ve halkın iradesiyle iş başına gelecek bir yönetimin mutlaka sağlanması gerekir. Bir darbe olmuştur, darbe sonrası yönetim el değiştirmiştir. Aynı şeyi Türkiye'de de de denediler, başaramadılar. Mısır'da başardılar. Türkiye'de başarılamaması bazı dostlarımızı şaşkınlığa uğratsa bile, bir kez daha onlar Türk milletinin nasıl bir millet olduğunu görmüş oldu. Dolayısıyla biz Mısır'la ilişkileri geliştirmekten yanayız. Mısır ile kültürlerimiz ve değerlerimiz, birbirleriyle çok yakın olan bir ülkedir, halklarımız kardeştir. Yönetimde yaşanan anlaşmazlıklar, halklarımıza mağduriyet olarak yansıtılmamalıdır. Dolayısıyla en azından ekonomik alanda, bir siyasi alandaki normalleşme zaman alsa bile, ekonomik alanda turizm, tarım, kültür vs. gibi alanlarda ilişkilerimizi süratle geliştirebiliriz, buna her iki ülkenin de ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Kumtel işçileri: Haklarımız için ortak mücadele edelim!

SONRAKİ HABER

Nusaybin: Tel örgülerin ardında yakılıp yıkılmış bir kent

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa