01 Eylül 2016 08:48

600. yılında Börklüce isyanını anlamak

Karaburun Bilim Kongresi'nde Börklüce Mustafa isyanı tartışıldı.

Paylaş

Bu yılki başlığı, "600. yılında Börklüce'nin İzinde..." olarak belirlenen Karaburun Bilim Kongresi'nin açılış oturumunda, Börklüce Mustafa isyanı farklı bakış açıları ve farklı yönleri ile tartışıldı.

Oturumun başkanlığını da yapan Aydın Çubukçu, "Tarihsel Kimlik İnşası: Börklüce Mustafa Bilmecesi" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Çubukçu, yarattığı isyanın büyüklüğü ve önemi ile isyanın koşullarının hâlâ var olması gibi sebeplerle Börklüce Mustafa'nın mitolojik bir kimlik kazanmış olduğunu belirterek, "Börklüce, yalnızca askeri bir önder, ezilenlerin savaşçısı değil, aynı zamanda bir mutasavvıf, bir şair, bir yoksul köylü imajlarına sahip. Bunların hangisinin ne derece gerçek olduğunu tartışmanın henüz başındayız" dedi.

Köylülerin önderi olmakla köylü olmanın farklılığına dikkat çeken Çubukçu, edebiyatçıların, politikacıların ve tarihçilerin farklı farklı Börklüce Mustafa portresi çizmiş olduklarına dikkat çekti.

On binlerce insanı iki yıl boyunca komünal bir toplum hayatında yaşatan kişinin gerçekte nasıl bir insan olduğunu bilmenin önemli bir çalışma olduğunu vurgulayan Çubukçu, "Börklüce'nin kimlik inşası için pek çok nesnel veriye ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Börklüce'nin isyanda büyük bir halk önderi, yazdığı Tasvirü'l-Kulub (Kalplerin Tasviri) isimli kitabında ise tasavvufçu olarak göründüğünü belirten Çubukçu, "Bu kitabı yazmış olması onun, çağına göre eğitimli biri olduğunu gösteriyor" dedi.

Munis Armağan'ın çalışmalarının, isyana Selçuklu fetih ve iskân politikaları açısından bakma imkânı sağladığını belirten Çubukçu, "Şeyh Bedreddin'in bir toplum düzeni düşüncesi var. Börkluce'nin de bir eşitlikçi toplum hayali olduğunu biliyoruz" dedi.

‘EŞİTLİKÇİ TOPLUM İDEALİNİN KÖKLERİ BULUNUYOR’

Hem Trakya hem de Ege'de eşitlikçi toplum idealinin köklerinin bulunduğunu, kendilerini "Bedreddini" diye adlandıranların bulunduğunu dile getiren Çubukçu, "Resmi tarihçilerin ideolojik karalamaları ve solcu tarihçilerin idealize çabalarını bir kenara bırakırsak eldeki verilerle sağlam bir kimlik tanımlaması yapmak çok zor değil. Börklüce için, Selçuklu’nun soylu bir ailesinden gelen mutasavvıf bir entelektüel olması ve onun sınıfını inkar ederek, çırılçıplak bir isyancı olmasını daha önemli görüyorum" dedi.

Kendi özel ilgisi ve çabaları sonucu Börklüce'nin "Tasvirü'l Kulub" kitabını Osmanlıca'dan çeviren Mehmet Işıktaş 1490'larda yazılmış ve kopyalanmış en eski nüsha üzerinde çalıştığını söyledi.

Börklüce'nin eşitlikçi düşünce yapısına sahip olduğuna ilişkin elde birkaç kaynak olduğunu belirten Işıktaş, Tasvirü'l Kulub kitabının sıradan bir tasavvuf eseri olmadığını, o zamanki toplumun yaşamsal ve inançsal çıkış arayışına ışık olmaya çalıştığını dile getirdi: "O dönemdeki toplumun yaşamsal ve inançsal bir çıkış arayışına ışık olmaya çalıştığı söylenebilir. Timur istilası sonrası Anadolu’da ortaya çıkan iktidar boşluğu halkın üzerindeki baskıları giderek arttırmıştır. Müslüman ya da Hıristiyan ayrımı olmaksızın insanlar sefaletin yanı sıra beyler ve sultanlar tarafından köle, cariye, asker olarak kullanılmıştır."

Börklüce’nin insanın akıl ve mantığına uygun olmayan dinsel anlatımlara akılcı yorumlar getirmeye çalıştığını, insanın gerektiği kadar tüketmesini önerdiğini, mülke olumsuz baktığını, adaleti ve adaletli olmayı gerekli gördüğünü belirten Işıktaş, “İnsanların en ağır şekilde sömürüldüğü böylesi bir toplumsal dönemde ortaya çıkan isyanın ortak üretim ve tüketim temelinde, kardeşliği esas alan bir şekilde ortaya çıkışı şaşırtıcı değildir” dedi.

"Börklüce Aynasında Osmanlı Gerçeği" başlıklı sunum yapan Erdoğan Aydın, ortaçağ köylü ayaklanmalarının tümünde tasavvufi bir önderlik görüldüğünü belirterek, tasavvufun aynı zamanda içten içe direnişi, eşitlikçiliği, paylaşımcılığı ve özgürlükçülüğü besleyen temel damarlardan biri olduğunu ifade etti. Börklüce’den önceki yüzyılda yaşamış olan Yunus Emre’nin deyişlerinin de bunun belirgin göstergelerinden olduğunu söyledi.

’HAK KAVRAMINI HAKİKATLE ÖZDEŞLEŞTİRİYOR’

Börklüce’nin sınıfsal kökeni ne olursa olsun bir köylü önderi ve aynı zamanda inanç önderi olduğunu belirten Aydın, “Börklüce hak kavramını haklılık ve hakikat ögesi ile özdeşleştiren bir teolojinin önemli bir temsilcisi olarak şekilleniyor. Aynı zamanda tanrının şahsında mevcut düzeni ve teolojiyi önemli bir şekilde sorgulayan şahsiyet olarak çıkıyor. Bununla da yetinmeyip sözlerini doğrudan eyleme döken bir önder olarak sivriliyor” dedi.

“Ne yazık ki Börklüce’nin doğrudan bıraktığı cümlelerden hareketle bir Osmanlı sorgulaması yapamıyoruz. Ama Börklüce’nin ayaklanmasında Börklüce’nin başına gelen katliamda onun etrafındaki insanlara uygulanan şiddetten çok net bir Osmanlı tablosu çıkartıyoruz” diyen Aydın, Börklüce isyanının, eşitsizliği, tebalığı, kulluğu öngören devletin, sarayın tam zıddı bir teolojiye inanan yüz binlerin yaşadığı bir Anadolu coğrafyasına işaret ettiğini ifade etti.

‘SOL İLAHİYAT’ VE BÖRKLÜCE İSYANI

Doç. Dr. Mehmet Kuyurtar, ortaçağ köylü isyanlarını sol ilahiyat olarak gördüğünü ifade ederek. “Sol ilahiyat yeni bir kavram. Özellikle 1960’ların başından itibaren 70’lerin sonuna kadar Latin Amerika ülkelerinde özellikle ideolojik bir teoloji yapma geleneğinden sonra kullanılan bir kavram. Katolik papazların başlattığı ve Latin Amerika’daki devrimlerin temelinde etkili olmuş bir hareket. İnsanların düzene karşı isyanlarının ve başkaldırılarının temellendirmek için dinsel geleneklerinden bir tarihsel veya teolojik dayanak arama ile ortaya çıkmış” dedi.

Kuyurtar, bunun temel çerçevesinin, “Bu dünyadaki eşitsizlikler söz konusu olduğunda kimin ne tür bir inanca sahip olduğunun, hangi dinden olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan bu eşitsizlik ilişkilerinin hangi tarafında olduğundur” şeklinde özetlenebileceğini söyledi.

Bu çerçeveden 1416 köylü isyanlarına bakıldığında Börklüce hareketinin sol ilahiyat hareketi olduğunun söylenebileceğini belirten Kuyurtar, “Mülkiyet eşitsizliklerini mukadderat olarak görüp buna rıza göstermiyorlar. Bunu ilan edip insanların kendi kurtuluşlarını gerçekleştirmeleri için öncelikle bu dünyada adaleti tesis etmek üzere isyana teşvik ediyorlar” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

820 askeri personelin orduyla ilişiği kesildi

SONRAKİ HABER

DTK: Baskın barış çağrısına yöneliktir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa