01 Eylül 2016 10:21

‘Sanat ve İsyan’ Vedat Türkali’ye adandı

11. Karaburun Bilim Kongresinin ikinci günü Sanat ve İsyan: ‘Her andıkça yaralarım sızılar’ başlıklı oturumla başladı.

Paylaş

11. Karaburun Bilim Kongresinin ikinci günü Sanat ve İsyan: ‘Her andıkça yaralarım sızılar’ başlıklı oturumla başladı.

Oturum başkanı tiyatro yazarı ve yönetmeni Semih Çelenk, sanatın konu edindiği birçok başlık bakımından kurmacaya gerçek muamelesi yapılabileceğini, ancak isyan konusunda hikayenin gerçeğinin kurgusal olandan daha devrimci olabileceğini unutmamak gerektiğini söyleyerek tartışmayı açtı. Özellikle gerçek ve kurgunun iç içe geçtiği Doğu toplumlarında tarihin belgelerden ziyade destan ve menkıbelerle aktarıldığına dikkat çeken Çelenk, kongrenin ana teması olan Börklüce Mustafa isyanında daha fazla belgeye ve gerçeğe dayalı bilgiye ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaptı. Çelenk, ayrıca devlet tiyatroları programından yabancı oyunların çıkarılarak millileştirme çabasının bir apolitikleştirme hamlesi olarak okunmaması gerektiğini ve bu hamleyi aslında “tek bir politikaya hapsetmek” olarak değerlendirmek  gerektiğini söyledi.

TARİHSEL MATERYALİZMİN SANATA UYGULANMASI

Yazar-çevirmen Barış Yıldırım, Börklüce Mustafa isyanını konu alan edebiyat eserlerini irdelediği “İsyan Edebiyatı: Tarihe Sadakatle İsyana Sadakat Arasında” başlıklı sunumuna, “Haramilerin saltanatını, 2 yıllığına da olsa yıkmış bir isyana dair hazırladığım bu çalışmamı Vedat Türkali’ye adıyorum” diyerek başladı. Tarihi anlamak için tarihin motor gücü olan sınıf mücadelelerine bakmak gerektiğini vurgulayan Yıldırım, Şeyh Bedreddin isyanını da Osmanlı’nın beylikten imparatorluğa geçiş dönemi çerçevesinde düşünmek gerektiğini söyledi. Yıldırım, Börklüce Mustafa’ya dair çok az birincil kaynak bulunsa da özellikle Nâzım Hikmet’in Şeyh Bedrettin Destanı’nın hem tarihsel gerçekliğe olabildiğince sadık kaldığını, hem de isyanı yeniden kurgularken çok iyi bir dramaturji örneği sergilediğini belirtti. Nâzım’ın eserinin aynı zamanda Marksizmin, tarihsel materyalizmin sanata uygulanması şeklinde değerlendirilebileceğine işaret eden Yıldırım, Radi Fiş’in Ben de Halimce Bedreddinem romanı ile Orhan Asena’nın Simavnalı Şeyh Bedreddin oyununun hem tarihe hem de kurguya sadık kalmaya çalışan eserler arasında sayılabileceğini ifade etti.

Sanat ve isyan ilişkisinin tartışmaya açıldığı oturuma 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Burak Bakır, Fransız yönetmen Jean Renoir’ın Oyunun Kuralı filmi üzerine hazırladığı sunumla katıldı. Kocaeli Üniversitesinden Eda Çelik ise sunumunda, 90’lı yıllarda neoliberal dönüşümün yarattığı sanat piyasasına yerelden kurgulanan sanat ile bir direniş sergilenebileceğini ifade etti. (İzmir/EVRENSEL)  

ÖNCEKİ HABER

Cumartesi günü Ankara'da 'barış' denilecek

SONRAKİ HABER

Aydın’da barış istemek yasak!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa