Suriyeli çocuklar Türkiye’de yaşam mücadelesi veriyor
Alan Kurdi’nin ölüm yıl dönümü vesilesiyle Kurdi ailesini binlerce mülteci gibi Türkiye’yi terk etmeye zorlayan sebepleri mültecilerle konuştuk.
Metehan UD
Dilan TAŞDEMİR
İzmir
Alan Kurdi 2012’de Kobanê’de doğmuştu, 2 Eylül 2015’te Bodrum açıklarında Ege’nin sularında son buldu kısacık yaşamı. Ülkesinde savaş çıkınca ailesi Türkiye’ye gelmişti, ama burada yaşadıkları nedeniyle Türkiye’den de ayrılmak, Avrupa’ya gitmek istediler. Kendiler gibi binlerce mülteci vardı yollara düşen. Kurdi ailesi de Bodrum’dan bindiler bota, Yunanistan’ın İstanköy (Kos) adasına gitmeye çalışıyorlardı. Bot battı. Alan, annesi ve kardeşi ile birlikte Ege’nin sularında verdi son nefesini. Ve arkada hâlâ hafızalardan silinmeyen o fotoğraf kaldı.
Alan Kurdi’nin ölüm yıl dönümü vesilesiyle Kurdi ailesini binlerce mülteci gibi Türkiye’yi terk etmeye zorlayan sebepleri mültecilerle konuştuk. Türkiye’ye gelişlerinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen özellikle mülteci çocuklar yaşamlarında hiçbir değişiklik olmadığını aksine gelecek ve yaşam kaygılarının gittikçe arttığını anlattılar. İzmir’de yaşayan 13 yaşındaki Zerrin Hasan örneğin “Kimliğimiz farklı diye çok zorluk çekiyoruz” diye özetledi yaşadıklarını.
KİMLİĞİMİ FARKLI DİYE...
Zerrin Hasan (13 yaşında): 3.5 sene önce Türkiye’ye geldim. İlk başlarda biz Suriyeli olduğumuz için okullara kabul etmemişlerdi. Bir süre sonra kabul ettiler. Sokakta yürüdüğümüz insanlar bizimle ‘Suriyeli’ diyerek dalga geçiyorlardı, biz Suriyeli olduğumuz için dövüyorlardı. Bunu okulda da yaşadım. Suriyeliyiz diye bizi hastanelere de kabul etmiyorlardı. Kardeşim hasta olduğu halde hastaneye almadılar. Kimliğimiz farklı diye çok zorluk çektik. Türkiye’de olduğum için mutluyum ama bu tür sorunlarla karşı karşıya kaldık.
Nesrin Gendi çocuklarının yaşamını ve Türkiye’deki hayatlarını şu sözlerle anlatıyor: “Çocuklarımız hâlâ yabancılık çekmeye devam ediyor. Sürekli ayrımcılığa maruz kalıyor çocuklar. Kendi kaderimize terk edilmiş durumdayız. Geleceğe dair bir ümidimiz yok. Çocuklarımıza dair geleceğine dair olumlu şeyler düşünemiyoruz. Her şey geçici, bundan sonra nasıl devam edeceği belli değil. Bizim yaşantımızla ilgili şeylerin artık sabit ve kalıcı olmasını istiyoruz. Hayatımız daha kolaylaşmalı. Yarın ne olacak belli değil. Suriye’ye de ne zaman döneceğimiz de belli değil.”
GENÇLER GELECEK KAYGISI YAŞIYOR
Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Yöneticisi Deysem Siti, Türkiye’ye geldiklerinden bu yana mültecilerin hayatında olumlu yönde değişen bir şey olmadığını vurgulayarak durumu şöyle anlatıyor: Bunun Türkiye’nin ekonomik şartlarından dolayı mı, siyasi şartlarından dolayı mı, Avrupa Birliği ile olan anlaşmadan kaynaklı mı bilmiyoruz, hangisi daha etkili bilmiyoruz. Ama mülteciler için değişen bir şey olmadı. Alan Kurdi öncesinde de sonrasında da değişen bir şey yok. AB ile imzalanan anlaşma hâlâ tam olarak yürürlüğe girmedi, Türkiye hâlâ elinde bir koz olarak bunu kullanabiliyor. Mültecilerin yaşamı için Türkiye “Bir şeyler yapıyoruz” dese de ortada bir şey yok. Belki çocuklar dili çabuk öğrenebildiği için topluma çabuk adapte olabiliyorlar ama eğitim açısından ciddi sorunlar var. Suriyeli çocuklar öz güven problemi yaşıyor. Eğitim alan çocuk çok az. İşçi çocuklar fazla. Eğitim alamayan bu çocuklar ileride her türlü sorunla karşı karşıya kalabilir. Her türlü kötü alışkanlığı edinebilirler. Gelecek kaygısı yaşıyoruz. Geçici eğitim merkezleri, yaygınlaşmalı. Bu sayede çocuklar sokaktan çekilebilir.
PSİKOLOJİK SORUNLARI ÇÖZMEK YETMEZ
Esen Yangın (Psikolog): Suriyeli çocukların sorunları sadece savaşa ilişkin değil, diğer çocuklarla da aynı problemleri yaşıyorlar. Diğer çocuklarla oyun oynamadıklarını biliyorum. Aynı sokakta başka Suriyeli olmazsa oyun arkadaşları olmuyor. Toplumdaki Suriyelilere yönelik söylemler, sokakta çocukların oyunlarına kadar işliyor. Türkiyeli çocuklar, Suriyelilerle oyun oynamak istemiyor. Çocukların adapte olamaması ya da doğrudan asimile olması da ileride başka sorunlar yaratabilir. Suriye’ye özlemlerini dile getiren çocuklar da var. Suriyelilerin yaşadığı problemler çözülmediği sürece psikolojik çözümlerle bir ilerleme kaydedilemez.
ALAN KURDİ KİMDİR?
Kobanê’nin Beğdik köyünden olan Alan Kurdi ve ailesi 2011 yılının sonlarına kadar Şam’ın Rükneddin bölgesinde yaşadı. 2012’de Halep’e gelen aile, çatışmalar artınca Kobanê’nin 25 kilometre yakınındaki Beğdik köyüne döndü. IŞİD’in 15 Eylül’deki Kobanê saldırısından sonra birçok mülteci ile birlikte Türkiye’ye gelen aile, IŞİD’in 26 Ocak 2015’te Kobanê’den çıkartılmasından sonra nisan ayında Kobanê’ye döndü. Aile haziran ayındaki saldırıdan sonra yeniden Türkiye’ye geçti. Daha önce üç kez bir Avrupa ülkesine gitme girişiminde bulunan aile dördüncü kez gitmek üzere İzmir’de, Kos adasına giden bir bot temin edecek kişilerle görüştü. Alan, annesi Reyhan, babası Abdullah ve abisi Galip ile birlikte 2 Eylül Çarşamba sabahı erken saatlerde Alihoca burnundan, temin edilen bota bindi. Birkaç saat sonra dalgalar artınca kaptan botu terk etti. Abdullah Kurdi o anları şöyle anlattı: “Ben tekneyi kullanmaya çalıştım ama büyük bir dalga tekneyi vurdu. O zaman olanlar oldu. Çocuklarımı ve karımı tutmaya çalıştım ama başaramadım. Birer birer öldüler.”