Bir işçi için barış
İzmir'den Eda Türkmen yazdığı mektupla barışı anlattı
Eda Türkmen
İzmir
Barış sizin için ne demek?
Bu soruyu kime sorsak hep klasik cevaplar alırız.
Huzur, sağlık, iş, mutlu bir gelecek...
Fakat bu soruyu bir işçiye sorarsanız alacağınız cevap biraz daha farklı olacaktır.
Ben de bir işçiyi anlamak için tarla işçiliği yapmaya karar verdim. İlk iş günümden elde ettiğim veriler şok ediciydi.
Dayıbaşı Ayşe abla ile konuştuktan sonra sabah 5.30’da kararlaştırdığımız yerde beklemeye başladım. Koyun taşınır gibi bir kamyonetin arkasına bindim. 20 kişi ile ve büyükbaş hayvan dışkısı kokusuyla yarım saat yolculuk yaptık. Çavuş denilen bir adamın hakaretlerini ve küfürlerini dinledim. Kirli su içtim. Su bitti, susuz kaldım. Sonunda eve döndüğümde bitik durumdaydım.
Şimdi empati kurun; işçisiniz, bunu her gün yaşıyorsunuz. Sizin için barış ne anlama gelirdi?
Cevabı ben size vereyim. Yaşama özgürlüğü!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 2002-2013 yılları arasında iş kazası geçiren toplam sigortalı işçi sayısı 1 milyon 923 bin kişi. Bu kazalarda ölen toplam sigortalı işçi sayısı ise 13 bin 510 kişi.
Sigortasız işçileri siz düşünün...
Gelelim benim araştırmama; gittiğim ilk iş gününde fark ediyorum ki çalışanların yüzde 80’i 18 yaşını doldurmamış bile. Grubun en küçüğüne barışı soruyorum. Cevabı bir işçi için barışın ne demek olduğunu özetliyor: “Barış demek huzur demek, su demek, yemek demek. Bu işte gelecek yok. Huzur yok. Sağlık yok. Sigorta yok. Barış demek yaşamak demek.”
13 yaşındaki bir kız çocuğu bile farkında bu koşullarda bir işçi olmanın, barışın olmadığının...
Barış nedir diye kendime sorduğumda, aklıma ilk adımlarım, ağzımdan çıkan ilk kelime, çocukluğum, çamurdan yaptığım pastalarım geliyor. Fakat büyüdükçe anlıyorum. Barış ancak kanlı bir savaştan sonra anılıyor. Patlamalardan, binlerce ölümden, cesetlerin yan yana dizilmesinden sonra barış isteniyor. Hatta Dünya Barış Günü, olarak Polonya’nın işgal edilerek 2. Dünya Savaşı’nın başladığı tarih yani 1 Eylül seçiliyor.
Ne zaman kirlendi barış kelimesi? Ne zaman çocuklar gülmeyi bırakıp çalışmaya başladı?
En önemlisi de, bu kirli barışı nasıl temizleyeceğiz?