Cumartesi Anneleri, Kenan Bilgin’in akıbetini sordu
Gözaltında kaybedilen yakınlarının için bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 12 Eylül 1994'te gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin'in akıbetini sordu.
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için 597'inci kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 12 Eylül 1994 tarihin gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin için bir araya geldi. “Failler belli, kayıplar nerede” pankartının açıldığı eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Eyleme CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da katıldı.
'ELİMİZ İŞKENCECİLERİN YAKASINDA OLACAK'
Kenan Bilgin'in Kardeşi İrfan Bilgin, “21 yıldır burada oturuyoruz, 22 yıldır da Kenan Bilgin’i arıyoruz. Her hafta burada bir dosya açıklıyoruz. Dosyaların hepsi aynıdır, gözaltına alınma biçimleri, kayıpların ve faillerin bulunmaması aynıdır. Bu devlet bu insanları rast gele gözaltına almadı, yok etmedi. Bu devlet bu insanları gözaltına alırken kayıp etme planlarıyla gözaltına aldı. Çünkü Kenan Bilgin Malatya’da gözaltına alındığında çok yoğun bir biçimde işkence görmüştü ama öldürülmemişti. Sağ kurtulmuştu. Kimliğini alırken şunu söylemişlerdi; 'Şimdi sağ kurtuldun bir daha elimize düşersen sağ kurtulamazsın. Daha sonra Ankara’da gözaltına alındı ve sağ kurtulmadı. Devlet tarafından verilen görevi yerine getirmişler ve Kenan Bilgin'i katletmişlerdi. Biz burada kaybedilen insanlar bulunsun, failler yargılansın diye oturduk. Ama hiçbirisi gerçekleşmedi, gerçekleşmeyecek. Kemiklerini verin bir mezar taşı olsun istiyoruz bunu bile bize çok görüyorlar. Bu bir devlet politikasıdır. Halk ancak bunların hesabını sorar. Bu resimlerini tuttuğumuz insanlar hiçbiri yargı önüne çıkarılıp yargılanmadı. Çünkü bu insanların islediği herhangi bir suç yoktu. Bundan dolayı yargısız infaz yaptılar. Gözaltında kaybedilmek insanlık suçudur. Gözaltında kaybetmelere, bu cinayetlere ortak olan memurlar çıksınlar 'Ben yaptım desinler' kendi adına affedeceğim. Kayıp yakınlarına yardımcı olsunlar. Biz burada oturacağız, onlardan medet ummak için değil. Halka bir şeyler anlatmak için. Bu insanlar düşüncelerinden dolayı gözaltında işkence ile katlediliyor. Bizim iki elimiz bu işkencecilerin yakasında olacak” diye konuştu.
'ONLARI KAYBEDEN DEVLETİN KENDİSİR'
Kenan Bilgin'in Tanıklarından Ercan Akbaş ise, “14 eylül 1994 Ankara Mamak’ta gözaltına alındım. Arada 22 yıl geçti gözaltılar, kayıplar hala devam ediyor. Hurşit Külter 100 gündür aramızda yok. Onu alıkoyan, kaybeden devletin kendisidir. Bizler eşit koşullar altında yaşayacağımız bir dünya düşündük. Kenan Bilgin'in ve Hurşit Külter'in ideali de buydu” dedi.
'DOSTUMDU,ARKADAŞIMDI,YOLDAŞIMDI'
Kenan Bilgin ile aynı dönem gözaltına alınan Cavit Naci Tarhan da, “22 yıldır Kenan Bilgin’in tanığıyım. Aynı dönemlerde aynı zamanlarda gözaltına alındık. Beraberdik 24 gün boyunca Ankara’daki hücrelerde Kenan Bilgin’in tanığı oldum. Dostumdu, arkadaşımdı, yoldaşımdı . Elimizde tuttuğumuz resimlerin öyküleri aynı. Bir gün alındılar, bir daha geri gelmediler. Tıpkı Kenan Bilgin gibi. Burası sadece kayıpları aradığımız bir kürsü değil insan hakları kürsüdür. Aslı Erdoğan’ın, Necmiye Alpay’ın, akademisyenlerin, sosyalistlerin kürsüsü” diye konuştu.
'BARIŞ TALEBİNDE ISRARLIYIZ'
Gözaltında kaybedilen Abdullah Canan'ın oğlu Tayyip Canan ise “Şimdi biz soruyoruz; gözaltında kaybedilen insanların faillerini neden bulamıyorsunuz? Hurşit Külter nerede diye soruyoruz, neden bulamıyorsunuz? Türkiye'de demokrasi istiyorsanız kayıplarımız katillerini bulun. Bizler alanlarda olacağız. Barış diyeceğiz” dedi.
Bu haftaki ortak açıklamayı ise Ümit Tekay Dişli okudu. (İstanbul/EVRENSEL)