04 Eylül 2016 04:45

Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve somon balıkları

Gizem İbak, Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay için yazdı.

Paylaş

Gizem İBAK

Gece güne devrolurken gökyüzünü seyretmek bir ömrün en güzel seyrine denk düşebilir. Gökyüzünün renkleri, sabahın kendi ahengiyle buluşur ve “yaşadım” diyebilme ihtimâli insanın hücrelerine doluşur. 

Dramaturjisi; başlayıp gelişip tamamlanmaktan ibaret olan bir hayatı sürdürmenin önünde sadelikle iki seçenek durur. Bu; gidişata olduğu gibi göz yumanlarla, değiştirme sorumluluğunu üstlenenlerin iki farklı yoludur.

Beş altı yaşlarındayken ezberime aldığım ve anlamını her yeni yaşta biraz daha iyi kavradığım ilk dizeler Nazım’ın Beş Satırla şiirine aittir. Şiir bize; Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar/ Yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı/ Anlamak, sevgilim, o, müthiş bahtiyarlık/ Anlamak gideni ve gelmekte olanı der. 

Anlayabilenler için hayat çağlar boyunca milyonlarca soruna gebe olmuştur. Çünkü anlamak, değiştirme sorumluluğunu insan kalabilmenin birincil erdemi olarak armağan eder insana. Bunu tevazu ile yerine getirenlerin yolu bazen gökyüzünün renklerinin görülmediği sabahlarla, takvimden habersiz kalınan aylara, yıllara çıkar. Fakat “yaşadım” diyebilmenin bahtiyârlığı çoktan doluşmuştur hücrelere..

Somon balıklarının hikâyesini biliyor musunuz bilmiyorum. Bu hafta yazı, ekranımda bambaşka bir isimle kayıtlı ve yazacağımı söylediğim konuyu birinci paragrafta silip size somon balıklarının hikâyesini anlatmaya karar verdim. Çünkü biz onlarla aynı çağda yaşıyoruz ve onların okyanusundan el alabilmenin umudunu taşıyoruz.  

Somon balıkları nesillerini sürdürebilmek için her yıl bahar ayında zorlu bir yolculuğa girişir. Çünkü tatlı sularda doğduktan sonra denize doğru göç eden bu balıkların çoğalabilmelerinin tek koşulu doğdukları tatlı sulara geri dönebilmektir.

Açık denizlerden giriştikleri bu göçte doğdukları yere yumurtalarını bırakma amacı taşıyan somon balıklarının yolunun üzerinde birçok tehlike vardır. Gri kurtlarla, boz ayılar onları avlayabilmek için yol üstünde bekler. Yol üstündeki ölümü aşabilen somonlar evlerine ulaşma mücadelesine devam eder. 

Onlar evlerine ait tek bir tatlı su damlasını milyon litrelik deniz suyundan ayırabilirler. Böylece doğdukları yeri bulabilmek için iz sürmeleri kolaylaşır. Ancak ölüm tehlikesi göç yolunda bırakmaz peşlerini; katil balinalar, dazlak kafalı kartallar onları yemek için hazırda bekler. Fakat somon balıklarının temel motivasyonu eve dönmek ve nesillerinin devamını sağlamaktır.

Somon balıkları; sığ sularda akıntıya karşı yüzmek pahasına çıktıkları bu yolculukta katil balinalara, gri kurtlara, dazlak kafalı kartallara, boz ayılara rağmen hayatta kalarak evlerine dönmeyi başarır. Fakat deniz ve nehir arasındaki tuz değişikliği ve suyun alçaklığı bedenlerini yavaş yavaş öldürmeye başlar.

Somon balıkları son kalan güçleriyle doğdukları yerlere yumurtalarını bırakmayı başarır. Ancak yumurtladıktan bir süre sonra vücutlarının tamamen tükenişine karşı koyamayarak ölürler.

Doğada her yıl döngüsü aynı ilerleyen bu güçlü serüvenin sonunda somonlar bir sonraki nesli garanti altına almayı başarır. Ve ayrıca ölü somonlar ayıların hayatta kalmasını sağlar, martılara besin olur. Somon balıklarından arta kalanlar ırmak ve akıntıların ötesine ulaşarak oradaki canlılara dâhi besin olur. 

SON SÖZ YERİNE

Her yeni günde bin felâkete uyanırken biz, bu felâketlerin öznesi olanlar somon balıklarınınkine denk bir ömrün de yaratıcısı olarak karşımızda duruyorlar.

Kendi ölümleri pahasına da olsa nesillerini sürdürebilme motivasyonuyla doğdukları yerlere ulaşan somon balıkları, ne pahasına olursa olsun susmayan ve geleceğe “umudu”, “hayatı”, “insan”kalabilmenin erdemini bırakan Aslı Erdoğan’lardan, Necmiye Alpay’lardan farksızdır şimdi...

Eğer bize yapılanların tümünü kendi çerçevesinde incelersek bundan büyük bir melodram çıkacaktır. Fakat tarihin, doğanın diyalektiğine uygun okuduğumuzda katil balinaların, gri kurtların, boz ayıların, dazlak kafalı kartalların zulmünün bize, “yaşadım” denilebilen bir hayatı armağan ettiğini görebiliriz. Çünkü gerçekten yaşamak senden sonra yaşayacaklara bir nefes olabilmektir çoğu zaman. 

ÖNCEKİ HABER

Bir gezi Fas'lı

SONRAKİ HABER

Bütün ülkelerin işçileri, ezilenler ve mülteciler birleşin

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa