‘Dayanışma kazandı, haber yapmaya devam edeceğiz’
Mersin'de 16 gün gözaltında tutulan muhabirlerimiz, nasıl gözaltına alındıklarını, gözaltında gördükleri kötü muameleyi ve yaşadıkları süreci anlattı.
Sedat BAŞKAVAK
Güler CENGİZ
Mersin
Mersin’de haber takibi sırasında gözaltına alınan Muhabirlerimiz Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat, 16 günlük gözaltı sürecinin ardından çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakıldılar. Polisin kendilerine, ‘Başka gazete mi yok, Neden Evrensel’de çalışıyorsunuz’ diye sorduğunu anlatan Uğur ve Polat, nasıl gözaltına alındıklarını, gözaltında gördükleri kötü muameleyi ve yaşadıkları süreci anlattı.
‘GAZETECİLERİ ALMAK İÇİN GELDİLER’
Gözaltına alınmalarını anlatan Halil İbrahim Polat şunları söyledi: “Çay Mahallesi’ne haber takibi için gitmiştik. Polis kitleye müdahale etti, biz de orada biraz çekim yaptık ve polis olay yerinden ayrıldı. Haberi yollamak için oradan ayrılıyorduk ancak polisler tekrardan bizim olduğumuz yöne geldiler. Biber gazından etkilendiğimiz için yüzümüzü yıkamaya kahvehaneye girdik. Polisler direkt kahvehaneye girerek sadece bizi gözaltına aldılar.”
Cemil Uğur ise, “Polis anons bile etmeden müdahale etti. Biz gazeteciyiz, haberimizi yapıyorduk ve gazdan korunmaya çalışıyorduk. Eyleme müdahale eden polislerin geri döndüklerinde kitleden birilerini değil haber yapanları gözaltına almak için döndükleri belliydi. Çünkü hiç kimliklerimize bakmadan, ‘basın bozuntuları’ diyerek bizi gözaltına aldılar” sözlerini kullandı.
HAKARET VE ŞİDDET
Gözaltına alındıktan sonra arabaya bindirilirken çenesine yumruk atıldığını söyleyen Polat, “Sonra Cemil’i de getirdiler. Bize dönüp, ‘OHAL var, bu basın kartları ne? Sizin yaşınız kaç? Ne gazetecisi?’ gibi sorular sorduktan sonra küfür ettiler. Daha sonra hastaneye götürdüler. Doktor yüzümüze bile bakmadan ‘Ameliyatınız ya da herhangi bir rahatsızlığınız var mı’ diye sordu. Yok deyince de TEM’e götürüldük. Orada parmaklarımızı duvara yaslayıp, ayaklarımızı geri çektirdiler. Polis, benim kafamı duvara vurdu, ayaklarıma vurdu. Bir polis oradan geçerken böbreklerimin olduğu bölgeye yumruk atarak geçti. Cemil’in de ayaklarına vurdu. ‘Siz neysiniz? Terör örgütü müsünüz?’ ‘Ne işiniz vardı orada?’ ‘Eylem olduğunu nasıl öğrendiniz?’ gibi sorular sordular. Pozisyonumuzu bozdurmadan bizi bir süre beklettiler. TEM’de yer olmadığı için bizi Yenişehir Emniyet Müdürlüğüne götürdüler” dedi.
‘DIŞARIDAKİ DESTEĞİ AVUKATLARDAN DUYUYORDUK’
Hakaret ve şiddetin yolda başladığını söyleyen Cemil, bu durumun TEM’de de devam ettiğini ifade etti: “Göğüslerimize, ayaklarımıza vurdular. ‘Bunları niye getirdiniz, vurup bir yere atsaydınız’ diyerek tehdit ettiler. 5 gün avukatla görüşmedik. 11. Gün avukatsız bir mülakata götürdüler bizi. Mülakatta yan tarafta bir pencere açıktı: ‘Şuradan seni atsak, Metin Göktepe gibi olursun, ya ölürsün ya da sakat kalırsın. OHAL var, kimse bize karışamaz, hesap soramaz’ dediler. ‘Evrensel sizi sattı, sizinle ilgilenmiyor, sizinle ilgili bize yazı mazı göndermiyorlar’ diyorlardı. 5. günden sonra avukatlarla görüştüğümüz zaman polisin söylediklerinin yalan olduğunu gördük. Gazetemizin ve arkadaşlarımızın bizim için kampanyalar başlattıklarını avukatlar aracılığıyla duyuyorduk. Tedirginliğimiz olmadı, arkadaşlarımızın arkamızda olduğundan emin olduk. Bana, ‘Senin basın kartın geçersiz, terör örgütünden 18 yıl yatarsın’ diyorlardı. Halil’e de ‘Cemil’in basın kartı var, sen yatarsın, o çıkar’ diyorlarmış. Avukatsız, hakaret ve küfürlerle bir mülakat geçti.”
‘NEDEN EVRENSEL’DE ÇALIŞIYORSUN’ SORUSU
Gözaltı süreci boyunca sık sık, ‘Neden Evrensel gazetesinde muhabirlik yapıyorsunuz’ sorusuyla karşılaştıklarını söyleyen Polat, “Polisler, ‘Senin orada ne işin var, önceden bir sicilin de yok. Bozova’dan böyle adam mı çıkar’ diyorlardı. Gazeteci olmak istiyorum cevabını verdiğimde de ‘Başka gazete mi yok, oralara git’ dediler. Bunu söyleyen polislere, ‘Benim konumum belli, işçi çocuğuyum. Annem işçi, benim çevremdeki birçok insan işçi. İşçilerin, emekçilerin sesini duyuran gazetede çalışmayı seçtik. Suçumuz bu mu?’ deyince de cevap vermediler” dedi.
Uğur ve Polat, bundan sonra da haber yapmaya devam edeceklerini söyledi.
‘HERKESE TEŞEKKÜR EDERİZ, DAYANIŞMA KAZANDI’
Kendileri için yapılan dayanışma açıklamalarından avukatları aracılığıyla haberdar olduklarını söyleyen Polat, “Gazeteciler Cemiyeti, İHD, ÇHD, Emek ve Demokrasi Güçleri, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, uluslararası gazeteci örgütlerinin açıklamalarını avukatlarımız anlatıyordu. CHP Milletvekillerinin bizim için savcı ve emniyet müdürü ile görüştüğü bilgisini de almıştık. Bizim için çaba sarf eden, bizi yalnız bırakmayan tüm kurumlara teşekkür ediyoruz. Dün biraz haberlere bakabilme fırsatım oldu. Mersin’de işçiler konuşmuş, cam işçileri, liman işçileri, KESK, DİSK ve Türk İş’e bağlı sendikalar, gazeteci arkadaşlarımız, hepsi açıklamalarda bulunmuş. Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Dayanışma kazandı” dedi.
Cemil Uğur ise “Bu dayanışma neticesinde serbest bırakıldık. Bu dayanışma ağı olmasaydı bugün cezaevinde olabilirdik. Direnişlerde ya da grevlerde haberlerini yaptığımız işçilerin desteği, doğru yolda olduğumuzu gösteriyor” sözlerini kullandı.
‘İLK DEFA DOĞUM GÜNÜM KUTLANDI’
Gözaltında olduğu sırada Evrensel’in İstanbul’daki merkezinde doğum gününün kutlanmasının kendisini çok mutlu ettiğini de anlatan Polat hissettiklerini anlatıyor: “Avukat, İHD’de yapılan basın açıklamasından sonra savcı ile görüşmek için 4 saat uğraşmış, görüşememiş. ‘Bugün Halil’in doğum günü, arkadaşları Halil’in doğum gününü kutlamışlar, onu göstereyim’ demiş. Cemil görüşten gelince ‘doğum günü çocuğu’ dedi. Yukarı çıktığımda avukat direkt fotoğrafı gösterdi, duygulandım. Gözlerimden yaş geldi. İlk kez doğum günüm kutlandı. Nezarethaneye girdiğimde koşturuyordum. Çok heyecanlandım, mutlu oldum. Oradaki arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
Evrensel'i Takip Et