KHK’lerle meslekten çıkarma açıkça hukuka aykırıdır
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eski Aksaray Şube Başkanı Av. Songül Beydilli OHAL kararnamelerinin hukuksal yönünü inceledi.

Dosya: OHAL KARARNAMELERİ
Hazırlayan: Hazırlayan: Av. Songül BEYDİLLİ (SES Eski Aksaray Şube Başkanı)
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu Madde 125/E’de, devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller sayılmış ve “özel kanunların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümleri saklı olduğu ve kovuşturmasının yapılmış olmasının, fiilin genel hükümler kapsamına girmesi halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmeyeceği” madde 126’da devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verileceği belirtilmiştir.
Zamanaşımı başlıklı madde 127’de “Bu Kanunun 125’inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağı” ifade edilmiştir. Karar süresi başlıklı madde 128 “Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosyanın, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanacağı”nı belirtmiştir. Yüksek Disiplin Kurullarının Karar Usulü, Memurun Hakkı başlıklı Madde 129 ise şuna dikkat çekmiştir: “Yüksek disiplin kurullarının kendilerine intikal eden dosyaların incelenmesinde, gerekli gördükleri takdirde, ilgilinin ‘özlük dosyasını’ ve her nevi evrakı incelemeye, ilgili kurumlardan bilgi almaya, yeminli tanık ve bilirkişi dinlemeye veya niyabeten dinletmeye, mahallen keşif yapmaya veya yaptırmaya yetkili olduğu. Hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memurun, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahip olduğu.”
Savunma hakkı başlıklı madde 130 “devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği”ni, Cezai Kovuşturma ile Disiplin Kovuşturmasının Bir Arada Yürütülmesi başlıklı Madde 131 ise “ Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olmasının, disiplin kovuşturmasını geciktiremeyeceği. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması hallerinin, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamayacağı”nı ortaya koymuştur. Uygulama başlıklı Madde 132 ise şunu ifade eder: “Disiplin cezalarının verildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği ve derhal uygulanacağı...” Bu hükümler halen yürürlükte olup, emredici niteliktedir.
1-Bu işlemler yetkisiz bir idari makam tarafından gerçekleşmiştir:
Meslekten çıkarma ve göreve son vermeye, söz konusu kişilerin tabi olduğu yasal düzenlemelere uyulmadan ve disiplin soruşturması yürütülmeden yetkisiz makamlarca karar verilmiştir.
Nitekim, KHK hükümlerine göre; yargı mensupları ile bu meslekten sayılanlardan, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hakim ve savcılar hakkında HSYK Genel Kurulunca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verileceği;
Kamu görevlilerinden; TSK Personel Kanununa tabi personelin, ilgili Kuvvet Komutanının teklifi, Genelkurmay Başkanının inhası, Milli Savunma Bakanının onayı ile; Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununa tabi personelin, Jandarma Genel Komutanının teklifi, İçişleri Bakanının onayı ile; Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanununa tabi personelin, Sahil Güvenlik Komutanının teklifi ve İçişleri Bakanının onayı ile; Milli Savunma Bakanına bağlı personelin, Milli Savunma Bakanının onayı ile;
Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personelin, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine, Yükseköğretim Kurulunun kararıyla; yükseköğretim kurumlan ile yükseköğretim üst kuruluşlarındaki 657 sayılı Kanuna tabi personel bakımından ise yükseköğretim kurumlan ile yükseköğretim üst kuruluşlarının en üst yöneticisinin teklifi üzerine, yükseköğretim kuramlarında Üniversite Yönetim Kurulunun, yükseköğretim üst kuruluşlarında ise Yükseköğretim Kurulunun kararıyla;
Mahalli idareler personelinin, valinin başkanlığında toplanan ve vali tarafından belirlenen kurulun teklifi üzerine İçişleri Bakanının onayıyla;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa ve diğer mevzuata tabi her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personelin, ilgili kurum veya kuruluşun en üst yöneticisi başkanlığında bağlı, ilgili veya ilişkili olunan bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla; diğer kurumlarda her türlü kadro, pozisyon ve statüde (işçi dahil) istihdam edilen personelin, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayıyla kamu görevinden çıkarılacağı düzenlenmiştir.
Ancak, idare hukukunda, işlemin hangi idari makam tarafından yapılacağı, yetki unsuru ile açıklanır. İşlem, ancak mevzuatta gösterilen yetkili makam tarafından yapıldığında hukuka uygun olur. Yetkisiz makamın işlemine, yetkili makamca, sonradan onay vermek yolu ile, işlemin sakatlığının giderilmesi de mümkün değildir. Örneğin 657 sayılı Kanuna tabi olarak çalışanlar, haklarında ilgili kanunda belirtilen ve yukarıda açıklanan biçimde, usule uygun bir soruşturma açılıp-yürütülmeden, savunmaları alınmadan, meslekten çıkarılıp, görevlerine son verilemeyeceği gibi; Yüksek Disiplin Kurulu dışında herhangi bir makamın göreve son verme yetkisi bulunmamaktadır.
Hal böyleyken, bakan tarafından oluşturulan kurulun teklifi üzerine ilgili bakan onayıyla kamu görevinden çıkarılma usulü yetki yönünden açıkça hukuka aykırıdır. Devlet Memurları Kanununda böyle bir kurul oluşturulacağına ilişkin hüküm olmadığı gibi, böyle bir kurulun ve Bakanın, Yüksek Disiplin Kurulunun yetkisinde olan bir yetkiyi kullanması ve meslekten çıkarma ve göreve son verme iradesi açıklaması, yetki gaspı ve yetki tecavüzü olup, yok hükmündedir.
2-İlgili kanunlarda açıklanan şekillere uyulmadan işlem tesis edilmiştir:
Çünkü, ilgili kanunlarda, 657 sayılı yasada belirtilen usullere-kurallara uyulmadan (usulüne uygun soruşturma yapılmadan) meslekten çıkarma ve göreve son verme işlemi tesis edilmiştir. Hakkında işlem tesis edilen her kişi için ayrı ayrı gerekçe belirtilmemiş ve ayrı bir işlem tesis edilmemiş; KHK’ya ekli listelerle göreve son verilenler ilan edilmiştir. Bu şekil sakatlığı, esasa etkili olup, yerleşik Danıştay kararlarına göre, idari işlemi sakatlamaktadır.
3-Sebep yönünden de bu işlemler sakattır:
İdareyi, işlem yapmaya iten neden, işlemin sebebidir. OHAL KHK’lerinde, kararı alan Bakanlar Kurulu; meslekten çıkarma ve göreve son verme işleminin nedenini, söz konusu kişilerin “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunu değerlendirdiği” gerekçesine dayandırmaktadır. Ancak, kişiler hakkında, bu suç nedeni ile kesinleşmiş bir ceza bulunmaması bir yana; idare usule uygun bir soruşturma yürütmediği gibi, hakkında işlem yaptığı kişilerin hangi fiil ve hallerine dayanarak işlem yaptığını ve onların hangi fiil ve halleri nedeni ile, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunu değerlendirdiğini açıklamamıştır. Örneğin 657 sayılı Kanunun 125/E Maddesi “Devlet memurluğundan çıkarma cezasını ve bu disiplin cezasını gerektiren fiil ve halleri” açıklamış ve devamı hükümlerle, soruşturma usulünü ve kararın nasıl hangi makamlar tarafından verileceğini açıklamıştır. Kanunda, idarenin memurluktan çıkartmada uyması zorunlu usul ve esaslar açıkça gösterilmiş olup; idarenin bu usulleri uygulayıp-uygulamama konusunda takdir yetkisi bulunmamaktadır.
4-Konu ve maksat yönünden de bu işlemler sakattır.
Her ne kadar, KHK’lerde, Darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemek amacı ile düzenlendiği iddia edilse de; alınan kararlarla, darbe girişimlerini bertaraf etmeyi amaçlamak için tedbir alma amacı aşılarak, göreve son verme ve meslekten çıkarma gibi, konusu, kesin ve kalıcı sonuçlara yol açan işlemler gerçekleştirilmiştir. Bu işlemlerle, muhalif kimlikli ve anılan örgütlenmelerle hiçbir bağı olmadığı bilinen kişilerin de görevine son verilerek, siyasi kadrolaşmayı tamamlama amacı güdülmüşür. On binlerce kişinin görevine son verilerek, bir çok kamu hizmeti yürütülemez hale getirilmiştir. Bu itibarla, işlemde kamu yararı bulunmadığı gibi, bu işlemler hizmetin gereğine de aykırıdır.
Yarın: OHAL KHK’leri ile görevden çıkarma işlemlerine karşı yargı yolu açıktır
Evrensel'i Takip Et