İsa’dan önce İsa’dan sonra Ben Hur
Ercüment Akdeniz, Ben Hur filminin üzerinde yükseldiği tarihsel referansları yazdı.

İLGİLİ HABERLER

Ben-Hur
Ercüment AKDENİZ
Lew Wallace’ın 1880’de yazdığı kurgusal roman Ben Hur üçüncü kez beyaz perdede. Ben Hur 1925 ve 1959 yıllarında da sinemaya uyarlanmış ve tam 11 dalda Oscar ödülü almış.
Vizyona giren yeni filmin (2016 yapımı) sinemasal ve estetik boyutunu eleştirmenlere bırakıp, bu yazıyla filmin üzerinde yükseldiği bazı tarihsel referanslara bakmaya çalışacağız.
UZLAŞMA, DİRENİŞ, KUDÜS
Roma ordularının engellenemeyen yürüyüşü Kudüs kapılarına dayanmıştır. Aristokrat sınıfın temsilcisi Prens Judah (Yahuda) Ben Hur, kenti savaşarak korumaya girişen maiyetindeki topluluklara sürekli olarak uzlaşma yolunu telkin eder. Zira mevcut haliyle ne Kudüs ve etrafındaki toplulukların; ne de bu toplulukları belirli düzeyde birleştirmeyi başarmış tek tanrılı Yahudi dininin Roma’yı durduracak gücü vardır.
Romalı askerlerin engelsiz biçimde kentte girişi, filmin en etkileyici sahnelerindendir. Roma İmparatoru Tiberius’un Kudüs’e gönderdiği sömürge valisi ile küçük de olsa bir temas noktası bulmayı hedefleyen Prens Judah için Mesalla olağanüstü bir fırsattır. Zira öz olmasa da Judah’a kardeş olan Mesalla, yıllar önce Kudüs’ü terketmiş ve rüştünü ispatlamak üzere Roma ordusunda kıdemli bir asker olmayı başarmıştır. Ne var ki Mesalla’nın ihtirası kardeş tanımazdır. Bir suikast girişimi sonrası haksız yere suçlanan Prens Judah Kudüs’ten sürülür, ailesine ne olduğu ise meçhuldür. Prens Judah, Sayda limanında Romalı savaş gemilerinden birine zincirlenmiş bir kürek mahkumudur artık.
Oysaki Kudüs halkı içinde Roma işgaline karşı büyük bir öfke vardır. Prens Judah’ın durduramadığı küçük direniş grupları (zealotlar) peşpeşe gerçekleşen bir dizi suikasta imza atarlar. Onlar için ölüm kölelikten yeğdir. İşgal valisinin bu dağınık direniş hareketine yanıtı çok sert olur. Suikasta uğrayan her bir Romalı askerin canına karşılık olarak sokaklardan rastgele seçilen 20 Yahudi çarmıha gerilecektir.
ARENA
Roma İmparatorluğu işgal ettiği topraklara sömürgecilik kültürünü de taşımaktadır. Çok tanrılı Roma’nın kutsalları daha çok savaş ve kanla kendini dışa vurur. İşgal altındaki topraklarda esir savaşçıların ölümüne dövüştüğü ya da ölümcül yarışlara itildiği arenalar da yerli halkı Roma kültürüne ve kutsalına kazanmak için tasarlanmıştır zaten.
Kudüs arenasının yapımında Yahudi mezarlarına ait taşların kullanılmaya başlanması bir yandan isyan hareketini daha da perçinlerken bir yandan da esaretten çıkış yolu arayan kitleleri pasif tutumu nedeniyle Yahudilik dışında bir din arayışına sevk edecektir. Tam da bu vakit Kudüs sokaklarında; çarmıha gerilenlere su verecek kadar cesur, cüzzamlı hastaları öpecek kadar şefkat dolu bir gencin adı dolaşmaktadır. Zulme karşı iyiliği şiddete karşı sevgiyi telkin eden Nasıralı İsa Romalıların gözünden kaçmaz. Çünkü bu Roma’ya karşı yeni bir örgütlenme ve tuhafla bir hızla yayılan “esas zehir”dir.
Judah Ben Hur’un prenslikten men edilmesiyle başlayan olaylar dizini İsa’nın çarmıha gerilmesinden 5 yıl öncesine rastlar. Arena müsabakalarından birinde şampiyon olan Judah özgürlüğüne tekrar kavuşur. Gel gör ki; bu zafer Roma’nın gücünü sarsmaya yetmez. İşgal valisinin dediği gibi zaferi Judah kazansa da tribünde tezahürat yapan halk Roma kültürüne alışmış ve kan dökmenin tadına varmıştır! Nasıralı İsa’nın başkaldırısındaki naifliğin başarısında; valinin dile getirdiği kültüre karşı koyuşun da önemli bir etkisi olmuş olmalıdır. Mazlum kitleleri birleştirecek yegane figür; Yahudi uzlaşmacılığını ve dolayısıyla Judah Ben Hur’u aşma gücüne sahip İsa’dan başkası değildir artık.
KUDÜS’ÜN ÜZERİNE YÜRÜYEN HAÇ
İsa, çağının devrimcisidir. Judah ise kimi zaman egemen olana kimi zaman da egemen olmaya başlayana tabi olarak/katılarak aristokratik statüsünü korumak ister gibidir .
Çarmıhtaki İsa’nın fikirleri (Hıristiyanlık) Roma’daki kitleleri dahi sarıp sarmalamaya başladığında büyük imparatorluk için çöküş vakti gelmiştir artık. Ne var ki bu “çökertme” hareketine sadece yoksul sınıflar değil, imparatorluğun sonunu gören zengin sınıflar da katılmaya başlamıştır. Fakat İsa’nın çağ kapatıp çağ açan fikirleri zengin sınıflara kapıyı kapatacak kadar eşitlikçi değildir. Bu nedenledir ki bin yıl sonra; dört yana korku ve zulüm yayarak Kudüs’ün üzerine yürüyen askerlerin başında bu kez papazlar, zırhlarında ise haç işaretleri vardır.
İsa’dan 71 yıl önce köleliğe karşı ayaklanan ve çarmıha gerilen Spartacus ve yoldaşları ise sınıf mücadelesini esas aldıkları için Kudüs hareketinden çok daha ötelere ışık yakmışlardır.
Bir tarih anlatısı olarak Ben Hur’u izlemekte muhakkak fayda var. Yanına Spartacus’ü ekleyerek izleyenler ise hep bir adım önde olacaklar.
Çağdaş Günerbüyük'ün Ben Hur değerlendirmesi: Arap'ın adı yok
Evrensel'i Takip Et