Asgari ücret üzerinden vergi oyunları
Vergi dilimlerindeki artış nedeniyle asgari ücretlilerden yapılan kesintinin bu aydan itibaren artacak olması son birkaç haftanın önemli konularından.
Engin SEZGİN
Sendika Uzmanı
Vergi dilimlerindeki artış nedeniyle asgari ücretlilerden yapılan kesintinin bu aydan itibaren artacak olması son birkaç haftanın önemli konularından birisi durumunda. Bilindiği gibi vergi kesintisinin artmasından kaynaklı olarak da işçi ücretlerinin eylül ayı maaşlarından itibaren yasal asgari ücretin altına düşmesi söz konusuydu. İşçilerin ve sendikaların ana talebi ise vergi artışından dolayı oluşacak bu kayıpların giderilmesiydi. Önceki gün Hükümet yetkililerinden kimsenin eline 1300 TL’nin altında ücret geçmeyeceği, vergi dilimindeki artışların Maliye Bakanlığınca karşılanacağı yönünde açıklama geldi. Hükümet nasıl bir düzenleme yapacak? Ücretlilerden kesilecek vergiler nasıl belirleniyor? Mesele sadece asgari ücretlileri mi ilgilendiriyor? Yoksa bu işte de yine bir oyun mu var? Gelin hep beraber yakından bakalım.
MESELEYİ KISACA HATIRLAMAK ADINA..
1 Kasım seçimlerine giderken işçi ve emekçilerin kimi talepleri bütün siyasi partilerin seçim vaatleri arasına girmeyi başarmıştı. Bunlardan en önemlisi ise asgari ücretin yükseltilmesi talebi olmuş (1300-1400-1500-1800-TL şeklinde vaatler vardı), AKP’nin tek başına hükümet olması ile beraber de işçilerin ana beklentisi seçim vaadine uygun olarak asgari ücretin 1300 TL yapılması olmuştu. Ancak Hükümet ilk olarak asgari ücrete ilişkin1300 TL’lik vaadinin asgari geçim indirimi dahil (AGİ) olduğunu açıkladı. Bunun anlamı şu idi: Brüt olarak 1647 TL olan asgari ücretin net tutarının ise 1177 TL olmasıydı. Yani asgari ücret 1300 TL değil 1177 TL oldu. İkinci olarak ise altışar aylık dilimler halinde belirlenen asgari ücretin 2016 için yıllık olarak belirlenmesi yani temmuz ayında asgari ücrette herhangi bir artışın yapılmayacağı kararı oldu.
Aynı tarihlerde 2016 yılı için ücretlilerden kesilecek gelir vergisi matrahları açıklanmıştı. Buna göre ise çıplak asgari ücretle yaşamını sürdüren bir işçi ekim ayından itibaren devlete daha çok vergi verecek yani ücretinden daha fazla kesinti (net 70 TL) yapılacaktı. Temmuz ayında asgari ücrete zam da yapılmayacağı için 2016 yılı için ilan edilen AGİ dahil en düşük 1300 TL’lik ücret tam bir yalan olmuştu. Asgari ücret tartışmaları sırasında bu konu çokça gündeme geldi. Maliye Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının “Hele bir eylül ayı gelsin çözeriz” açıklaması da işte böyle bir dönemde geldi.
Bugün asgari ücret üzerinden vergi kesintileri kayıplarının gündeme gelmesindeki ana sebep budur. Bu konunun şu ya da bu şekilde kamuoyunda yer bulması, belirli kesimlerin (sendikalar, basın vb.) bu konuyu ısrarla gündemde tutmaları yetkilileri bir şekilde adım atmaya zorlamıştır.
VERGİ MATRAHI NASIL HESAPLANIR?
Ücretliler için gelir vergisi hesaplanırken ocak ayından başlamak üzere yıl sonuna kadar vergiye tabi tutarlar aylık olarak toplanır. Bu toplamalar sonucu işçinin yıllık kazancı vergi dilimlerinde belirlenen miktarı aşmaya başladığında aşan tutardan itibaren vergi kesintisi oranı değişecektir (Yüzde 15’lik vergi oranından yüzde 20’ye geçilmesi gibi). Vergiye tabi tutar ise işçinin brüt ücretinden SGK ve işsizlik sigortası kesintileri çıktıktan sonra kalan tutardır. 2016 yılı için asgari ücretlilerin aylık gelir vergisi matrahı 1400 TL’dir. Unutulmamalıdır ki bu tutar yalnızca çıplak asgari ücret dışında herhangi bir geliri olmayan içindir. Eğer işçinin asgari ücret dışında kendisine nakdi olarak ödenen başkaca sosyal ödemeleri var ise gelir vergisi matrahı hesaplanırken bu tutarlar da göz önünde bulundurulur. Bu durumda işçinin çıplak ücreti asgari ücret olsa bile, yan ödemeler aldığı için gelir vergisi dilimleri daha erken değişmekte başka bir ifadeyle kesintiler artmaktadır.
VERGİ DİLİMİNİN BELİRLENMESİ SADECE ASGARİ ÜCRETLİYİ Mİ İLGİLENDİRİYOR?
Meselenin belki de en önemli kısmı burasıdır. Bugün asgari ücret üzerinden tartışılan vergi kesintisi sorunu toplamda tüm ücretlileri ilgilendirmektedir. Şöyle ki; son birkaç yıla kadar gelir vergisi yıllık matrahları belirlenirken yüzde 15’lik kesinti yapılan ilk kademede asgari ücret düzeyi göz önünde bulundurulurdu. Ancak 2014 yılından başlamak üzere yıllık kümülatif vergi matrahı belirlenirken asgari ücretlinin 12 aylık vergiye tabi kazancının altında miktarlar belirlenmeye başlanmıştır. İlk yıl için sembolik düzeyde olduğu için pek kimsenin dikkatini çekmemiştir.Geçtiğimiz yıl ise aralık ayı maaşı ödenirken vergi kesintisinin artması sonucu asgari ücretlinin eline asgari ücretten düşük bir ücret geçmesi sorunu yaşanmıştır. Ocak ayından itibaren vergi kesintisi yüzde 15’e tekrar düşeceği için bu konuda da cılız bir ses çıkmıştır. Bu yıl ise vergi matrahının asgari ücretliyi ekim ayından itibaren etkileyecek olması ile beraber sorun daha dikkat çekici bir hal almıştır.
Burada ki oyun; vergi matrahları güncellenirken ücretlerdeki artışın altında bırakılarak belirlenmesidir. Böylece devlet tüm ücretlilerden daha fazla vergi almaktadır. Özellikle ilk kademe vergi matrahının belirlenmesinde asgari ücretin toplam tutarının bile belirlenmemiş olması, asgari ücretin üzerinde ücret alanların vergi kesinti artış aylarını da 1-2 ay öne çekmesine neden olmuştur. Bugün milyonlarca işçi ve kamu emekçisinin vergi kesinti artışlarının geçmiş yıllara göre daha önce başlamasının nedeni budur. Hükümetin bugün getirmeyi düşündüğü çözümüne ise asgari ücretin az biraz üzerinde ücret alan kesimler dahil olmak üzere geri kalan milyonlarca ücretliye hiçbir katkısı olmayacaktır.
HÜKÜMET NASIL BİR ÇÖZÜM GETİRİYOR
Konuyla ilgili olarak şu aşamada kamuoyuyla resmi olarak paylaşılan bir taslak yok. Elimizde sadece bakanların ve Başbakanın yapmış olduğu açıklamalar var. Açıklamalara baktığımızda ise verilen ana mesaj şudur: Hiç kimsenin eline 1300 TL’nin altında bir ücret geçmeyecek.
Buradan ilk anladığımız vergi matrahlarında genele yansıyacak bir değişiklik yapılmayacağıdır. Eğer ilk kademe yıllık vergi matrah tutarı asgari ücret göz önünde bulundurulup yukarı çekilseydi, bütün işçi ve emekçilere adil bir şekilde yansıtılmış olur, asgari ücretin üzerinde ücret alan kesimlere de bir vergi iadesi söz konusu olabilirdi.
Bu böyle yapılmayacağına göre,geriye bir tek vergi matrahı ne olursa olsun eğer işçinin eline asgari ücretin altında bir ücret geçiyorsa bunun yukarıya doğru tamamlanması işlemi kalıyor. Bu işlem nasıl yapılacak henüz net değil. Ancak burada esas soru şu? Asgari ücret değerlendirilirken asgari geçim indirimli tutar mı esas alınacak yoksa AGİ hariç çıplak gerçek asgari ücret yani net 1177-TL mi? Çünkü AGİ tutarları her ücretliye göre farklılık göstermekte, eşinin çalışıp çalışmamasına, çocuk sayısına kadar değişmektedir. AGİ’li tutar dahil değerlendirildiğinde bu işçileri halen vergi kesintileri bekliyor olacak. Bu konuyu irdelemekte ve takip etmekte yarar var. Çünkü Hükümet yetkililerinin açıklamaları kimse 1300 TL’nin altında almayacak şeklinde.
YAKIN ZAMANDA BEKLEYEN BAŞKA BİR TEHLİKE: ZORUNLU BİREYSEL EMEKLİLİK
1 OCAK 2017’den itibaren Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi (ZBES) devreye giriyor. Hükümet darbe ve OHAL’in sağladığı toz duman ortamı içinde Varlık Fonu ile Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi’ni yaşlaştırdı. Ocak ayından itibaren tüm çalışanlardan prime esas kazançlarından yüzde 3 oranında ZBES’e kesinti yapılacak. Asgari ücretin bugünkü tutarını esas aldığımızda en 50 TL her çalışandan ocak ayından itibaren kesinti yapılacak. Kesinti miktarları işçi ve emekçilerin brüt kazançlarına göre ise artacak. (Örneğin 3000-TL brüt kazancı olandan her ay 90-TL kesinti demek) İki ay içerisinde sistemden çıkılabilecek ancak bu sürede çıkılmaz ise artık sistemden geri çıkış ise mümkün değil. Bu konu 2017 yılı için belirlenecek asgari ücret tartışmalarını ve vergi kesintilerini de yakından ilgilendiriyor.