26 Eylül 2016 12:45

Karl Marx Kimdir?

Karl Marx, 5 Mayıs 1818’de Trier’de doğdu, 14 Mart 1883’te Londra’da öldü. Bilimsel sosyalizmin kurucusu, uluslararası proletaryanın öğretmenidir. Öğretileri, toplumsal gelişmenin yasalarını ortaya çıkarıp, insanlığı komünist dünyaya götürecek olan yolu gösterdi. 
Liseyi Trier’de bitiren Marx önce Bonn, daha sonra da Bertin Üniversitesinde hukuk okudu; tarih ve felsefe dersleri aldı. 1841’de Epikür felsefesi üzerine bir doktora tezi hazırlayarak üniversiteden mezun oldu. O zamanlar henüz Hegelci bir idealistti. Berlin’de, Hegel’in felsefesinden ateist ve devrimci sonuçlar çıkarmaya çalışan   “Sol Hegelciler  “ grubuna katıldı. Marx, üniversiteyi bitirdikten sonra profesör olma umuduyla Bonn’a taşındı. Ne var ki, hükümetin gerici politikası, Marx’ın akademik kariyer yapma düşüncesinden vazgeçmesine neden oldu. O dönemde sol-Hegelci görüşler Almanya’da hızla yayılmaktaydı. Ludwig Feuerbach teolojiyi eleştirmeye başlamış ve özellikle 1836’dan sonra yönünü materyalizme dönmüştü. Bu dönemde Marx gazeteciliğe başlamış, ekonomi politik konusundaki bilgisinin yetersiz kaldığını görmüş ve büyük bir şevkle ekonomi politiği incelemeye koyulmuştur. 
Friedrich Engels 1844 Eylülünde birkaç günlüğüne Paris’e geldi ve o günden sonra Marx’ın en yakın arkadaşı oldu. Her ikisi de o zamanlar Paris’teki devrimci grupların oluşturduğu canlı hayat içinde aktif bir biçimde yer aldılar. 1847 ilkbaharında Marx ve Engels Komünist Birlik adındaki gizli bir propaganda topluluğuna katılıp Birliğin II. Kongresinde (Londra, Kasım 1847) önemli bir rol oynadılar. Birliğin isteği üzerine, 1848 yılının Şubat ayında yayınlanacak olan, ünlü Komünist Manifesto’yu kaleme aldılar. Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı eserinde ve Kapital’de (I. Cilt, 1869) bu bilimi devrimcileştirdi.
Kapital’in ilk cildinin yayınlanması, Marx’ın işçi sınıfı için bir ekonomi politik oluşturma çalışmasında bir mihenk taşıdır. Aşılamamış bir ustalıkla, yeni ekonomik öğretisinin, artı-değer teorisinin de dahil olduğu temellerini açıklamıştır. Marx, kapitalist sömürü içinde güçlenen çelişkileri,   “mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi  “ için ön gereksinimleri açığa çıkarmıştır. Kapital sadece ekonomi üzerine bir yapıt değildir. Marx, kapitalist toplumun ekonomik yapısını, kapitalist düzenin tarihsel evrimini inceleyerek, materyalist diyalektiğin inkar edilemez evrensel karakterini ortaya koydu . Marx’ın bu çalışması, işçi hareketi için muazzam önem taşıyan, işçi sınıfını ideolojik yönden donatan, iktidar mücadelesini bilimsel temele oturtan bir yapıttır.


Artı-değer Nedir?

Artı-değer, işçinin emeğinin, işgücünün değerinin üzerinde yarattığı ve kapitalist tarafından karşılıksız olarak el konulan değerdir. Artı-değer yasası, kapitalizmin ekonomik temel yasasıdır.
Politik Ekonomi Ders Kitabı s. 169


Kapitalizmin Temel Ekonomik Yasası Nedir? 

Kapitalizmin temel ekonomik yasası, artı-değer yasasıdır. Kapitalizmi karakterize ederek Marx, şöyle yazdı: “Artı-değer üretimi ya da kazanç elde etme, bu üretim tarzının mutlak yasasıdır.”* Bu yasa, kapitalist üretimin özünü belirler. Ücretli işçinin ödenmeyen emeğinin yarattığı artı-değer, tüm burjuva sınıfının emekle elde edilmeyen gelirinin genel kaynağıdır.  
*Karl Marx, Kapital, 1.cilt
Politik Ekonomi Ders Kitabı s. 156


Artı-değerin Oluşumu

İşçi, emek gücünü kapştaliste sattığı için, yarattığı değerin tamamı veya ürünün hepsi, bir süreliğine onun emek gücünün sahibi olan kapitaliste aittir. Demek ki kapitalist, 3 Şilin(*) avans vererek 6 Şilinlik bir değer elde etmiş olacaktır; çünkü 6 saatlik bir emeğin billurlaştığı bir değer ödeyerek karşılığında 12 saatlik emeğin billurlkaştığı bir değerin sahibi oluyor. Aynı süreci hergün yenilemekle kapitalist, günde 3 Şilin avans vermiş ve 6 Şilin cebe indirmiş olacaktır. Bu 6 Şilinin yarısını yendiden ücretlerin ödemesinde kullanılacak, kalan yarısı ise kapitalistin karşılığında hiçbir eşdeğer ödemediği artı-değeri oluşturacaktır. İşte, kapitalist üretim tarzı ve ücret sistemi, sermaye ile emek arasındaki bu değişim türü üzerine kuruludur ve işçiyi işçi olarak, kapitalisti de kapitalist olarak yeniden üretmek zorundadır. 

(*) Şilin: Birleşik Krallık’ta kullanılan önceden kullanılan bir para birimi

Karl Marx, Ücret, Fiyat ve Kar s. 53


Artı-değer Oranı Nedir?

Klasik buıjuva iktisatçıları sermayeyi yalnızca sabit ve döner sermaye diye ikiye ayırıyorlardı. Marx bu konuda önemli bir adım attı, sermayeyi değişmeyen ve değişen sermaye olarak ikiye ayırdı ve artı-değerin üretilmesinde bu kısımların oynadıkları rolü açıkça ortaya koydu. Sermayenin üretim araçlarına (makineler, iş araçları, hammaddeler, vb.) yatırılan kısmına değişmeyen sermaye ve emek gücüne yatırılan kısmına ise değişen sermaye diyordu. Yaratılan yeni değerin biricik kaynağı canlı emekti ve üretim araçlarının değeri, ancak bu emek gücünün aracılığı ile ve üretim süreci sırasında hiç değişmeksizin (ya bütünüyle ya da parça parça) yeni ürüne aktarılmış oluyordu. Emek-gücüne yatırılan değişen sermayenin değeri ise sabit değildi, emek-süreci içerisinde artı-değer yaratıyor ve büyüyordu. Marx’ın sermayeyi bu şekilde, değişmeyen ve değişen sermaye diye ikiye ayırması, ücretli emeğin nasıl sömürüldüğünün aynntılı bir çözümlenmesini yapmasına olanak sağladığı gibi bu sömürünün derecesini nicel olarak belirlemesini ve ifade etmesini de kolaylaştırdı. 
Sermayenin emek-gücünü sömürme derecesini ifade etmek için şimdi artık artı-değer ile yatırılmış bulunan sermayenin tamamı arasında değil, yalnızca bunun değişen kısmı arasında bir orantı kurulması gerekiyordu. İşte Marx buna artı-değer oranı ya da emeğin sermaye tarafından sömürülme derecesi diyordu.  
Alaattin Bilgi, Marx-Engels Ekonomi Politik Sözlüğü, s. 19


Emek-gücünün Değeri

Diğer tüm metaların değeri gibi emek gücünün değeri de onu üretmek için gerekli emek miktarı ile belirlenir. Bir insanın emek gücü ancak onun yaşayan bedeninde var olur. Bir insanın gelişip büyümesi ve yaşamını sürdürmesi için, belli miktarda geçim aracı tüketmesi gerekir. Ancak insan da makine gibi yıpranır ve yerini başka bir insanın alması gerekir. Ayrıca, kendi yaşamını sürdürebilmesi için gerekli geçim araçlarının kütlesinin dışında, emek pazarında kendisinin yerini alcak ve emekçilerin soyunu sürdürecek belli sayıda çocuk yetiştirmek için de bir miktar geçim aracına ihtiyacı vardır. Dahası emek gücünü geliştirmesi ve belli bir beceri kazanması için de, ayrıca bir miktar değer daha harcamak zorundadır. (...) Bütün bu söylenenlerden sonra, emek gücünün değerinin emek gücünün üretimi, geliştirilmesi bakımı ve sürdürülmesi için gerekli geçim araçlarının değeri ile belirlendiği görülecektir. 
Karl Marx, Ücret, Fiyat ve Kar s. 50

Evrensel'i Takip Et