Bombaların altında ressamlar
Ozan Özgün ÇÖRDÜK
Pamukkale Üniversitesi
Savaş, sınıflı toplumların olmazsa olmazı ve bir değişmezi. Egemenlerin yıllar boyu bir tutku haline getirdiği, trjedinin en vahimi olarak savaşlar ve buna bağlı ölümlerle her gün karşılaşır olduk. Bu kara dumanlı ve puslu durumda önümüzü görmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Yıllardan beri insanların hayatlarını karartan savaş kahramanlarının, kralların ya da devlet adamlarının değil, savaşın mağduru ve ölümün bekçisi olmuş insanların hikayeleri anlatan ünlü ressamlar süregelmiştir. Onları ve bize sundukları, aslında bizi anlatan eserlerine en azından göz ucuyla bakmak bu koşullarda şüphesiz ki önümüze ışık tutacaktır.
HEM UMUTLU HEM ÇARESİZ
Bu gezintiye ilk olarak Ernst Barlach’ın “Umut ve Çaresizlik” adlı resminden başlayalım. Alman dışavurumcu sanatçı 1. Dünya Savaşı’na giden yolda savaşı desteklemiş ancak sonrasında savaşın gerçekliğiyle yüz yüze gelerek ateşli bir barış savunucusu ve savaş karşıtı olmuştur. Yaşadığı dönemde ise yaptığı resimler ve resimlerinde kullandığı modern sanat teknikleri nedeniyle Hitler yönetimi tarafından yozlaşmış sanatçı damgası vurulmuştur. Baskılara rağmen Barlach, sanatıyla savaşa karşı durmuştur, bu duruşunu “Umut ve Çaresizlik” adlı eserinde açıkça görebiliriz.
Barlach’ın “Umut ve Çaresizlik” adlı eserinde savaşın gölgesi altında geleceğe olan umut ile insanların savaş karşısındaki çaresizliği ortak bir mekanda buluşturmuştur. Ortadaki yüzü aydınlık ve bakışları göğe uzanan figür, yaşamın umudunu yansıtıyor, aynı zamanda kollarını iki yana açarak belini doğrultmaya çalışıyor. Bu da kadının savaş karşısındaki isyanını, ağıtını ve aynı zamanda bu koşullara karşı meydan okumasını gösteriyor. Sağ taraftaki kapüşonlu, yüzü görünmeyen ve karanlıkta olan figür, verdiği ağır kayıplar nedeniyle çaresizlik hastalağına yakalanmış durumunu anlatıyor.
“SAVAŞA KARŞI SAVAŞ”IRKEN
Barlach ile aynı ülkede va aynı dönemde yaşayan başka bir savaş karşıtı ressam ise Kâthe Kollwitz dir. Kollwitz meslektaşı olan Barlach gibi ilk önce savaş çığırtkanı propagandanın etkisi altında kalmıştır. Ancak sonrasında savaşta oğlunu kaybetmesi ve Almanya’da hareketlenen sosyalist hareketten etkilenerek savaş karşıtı bir tutum almıştır. 1924’ te Leipzig’deki sosyalist işçi hareketinin Orta Almanya Gençlik Günü için yaptığ “Bir Daha Hiç Savaş Olmasın” adlı çalışması onun savaş karşıtı mücadele içindeki rolünü oldukça iyi yansıtmaktdır.*
Kollwitz’in “Savaşa Karşı Savaş” eseri ise “Savaşa neden karşı olunmalı?” sorusuna verilmiş en net cevaplardan birisidir. Resmin üst arka kısmında bulunan figürler, savaş döneminde gözleri bağlanmışçasına önünü göremeyen kitleleri, bu dönemdeki işsizlik ve yoksulluğu anlatırken tablonun asıl odak noktası ise ortada duran kadın ve kadının etrafındaki küçük çocuklar. Ortada duran kadın, çocuklarını kucaklayan yorgun ve bitkin bir anne karakterine sahip. Kadının içine çökmüş gözleri, yorgunluğunu yansıtıyor, ağzının aşağıya doğru olan hafif eğimi ise kadının savaş karşısındaki soğukkanlılığı yansıtmakta. Ancak kadın resimdeki diğer figürlerden farklı bir duruşa sahip, kadının arkadaki karamsar figürlere rağmen tablonun havasını değiştirerek kararlı bir duruşu sergiliyor. Bu kararlılık aynı zamanada kadının içine çökmüş gözlerinde de rastlamak mümkün. Kadın çaresizliği bir kenara bırakarak arkasındaki umutsuz ve çaresiz insanların önüne geçmiş ve hem kendi hem de başkalarının çocuklarına kol kanat germiş. Kadın yalnızca üç çocuğu sıkıca kucaklayabilmiş, diğerlerini ise en yakınına almayı başarmış. Kadının kollarının altındaki çocukların yüzlerinde ise korku ifadesi oldukça belirgin ancak çocukların savaşa karşı dik duran kadına sığınma biçimleri, umutlarını, korkularını ve geleceklerini mücadele eden bir kadına bağladıklarını görebiliyoruz.
Savaşın getirdiği zulümlerden esinlenerek yapılmış oldukça fazla sayıda sanat eseri var. Bu eserler bir tablo, heykel, roman, şiir yada başka biçimlerde sanat tarihine değer katmakta ve bir şeyler anlatmakta. Bu farklı biçimlereki eserlerin ortak noktası ise dünyadaki zulmün ortak noktasıyla aynı. Biz ise yanlızca bu deryanın ufkuna, anakaradan kısa bir seyir gerçekleştirmeye çalıştık.
*http://acikerisim.deu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/12345/9548/280162.pdf
Evrensel'i Takip Et