Bu yol nereye gider?
Önümüz sis, yolumuz uzun. Sisi aşabilmenin yolu ise kendi taleplerimiz etrafında kenetlenerek yaptığımız mücadele.
Merve YILDIRIM
Miraç GÜNAYDIN
Bursa
Ülke genelinde 15 Temmuz sonrasında belediye, üniversite, lise, ilkokul, fabrika ve hastanelerde yoğunlaşarak devam eden kayyım atamaları, kapatmalar, ihraçlar birçok sorunu da beraberinde getirdi. Fabrikalarda işçiler, hastanelerde sağlık görevlileri, eğitim kurumlarında öğretmenler ve öğrenciler, belediyelerde kamu çalışanları bu durum sonucunda mağdur oldular. Yeni öğrenim ve öğretim yılına çok az bir süre kalmışken öğrenciler ne durumda hep beraber bir göz atalım istedik.
“ÇOCUĞUM SENİN OKUL?”
FETÖ operasyonları dahilinde hiç hız kesilmeden kapatılan birçok özel okul, beraberinde birçok öğrencinin de bir anda ortada kalması anlamına geliyordu. Okulları kapatılan öğrenciler “FETÖ’cü, darbeci” damgası yerken, bursları da ellerinden alındı ve en önemlisi artık bir okulları yok. “Onlar da o okullara yazılmasaydı” diyen, operasyonları destekleyen amca, hala, komşu bir yandan, “Benim çocuğum FETÖ’cü değil ki.” diyen babanın çaresizliği bir yandan, öğrencilerin “Şimdi bize ne olacak?” diyerek güttüğü gelecek kaygısı ise bir yandan…
Sabah gözümüzü açmamızla üniversitemizin operasyonlar sonucunda başka bir üniversiteye aktarıldığını öğrenmemiz bir oldu. Televizyonda her ağızdan başka bir ses... Ortada net hiçbir şey yok. Markette tanıdık bir ses, “Ne oldu çocuğum senin okul?” diye soruyor. Gazetede FETÖ operasyonları kapsamında Orhangazi Üniversitesi’nin kapatıldığı, üniversitenin Bursa Teknik Üniversitesi’ne bağlandığı yazıyor. Üniversite rektörü Arif Karademir ise hiçbir öğrencinin mağdur olmayacağını söylemiş.
Biz de “Ne oldu, ne olacak?” sorusunun cevabını bir türlü bulamayan, hâlâ olayların şokunda olup ne yapacaklarını bilemeyen, gelecek kaygısı güden arkadaşlardan birisiyle bu konuyu tartışma fırsatı bulduk. Bakalım olaylar Arif Karademir’in söyledikleri kadar basit oldu mu?
OLMAYAN FAKÜLTEDE “ÖZEL ÖĞRENCİ”
Ferhat, kapatılan üniversitelerden Orhangazi Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi öğrencisi. Arkadaşımız, kapatılan üniversitelerde öğrenim gören öğrencileri mağdur etmemek için hiçbir çaba sarfedilmediğini belirtiyor. Bunun yanında, üniversite öğrencileri, Bursa Teknik Üniversitesi’ne aktarılmış ama üniversiteleri içinde bulunan bazı fakülteler Bursa Teknik Üniversitesi’nde bulunmuyor. Ferhat ayrıca, özel öğrenci statüsünde eğitim alma olanaklarının olduğunun söylendiğini ama daha eğitim alabilecekleri fakültenin olmadığını söylüyor.
Arkadaşımızın değindiği başka bir konu, eğitim-öğretim yılının başlamasına az kalmasına rağmen tercihlerinin açıklanmaması. Üniversiteleri kapatılan öğrencilere tekrar tercih hakkı verilmişti ama bu tercihler hala açıklanmadı. Burslarının gerekçe gösterilmeden kesilmesi de birçok öğrenciyi zor durumda bırakmış. Bütün bu durumlara tepkisini Ferhat, şöyle dile getiriyor: “Sanırsın terörist biziz! Bu sorunlar silsilesi sadece ekonomik açıdan değil sosyal açıdan da etkisini mutlaka gösterecektir. Daha şimdiden devlet üniversitelerindeki öğrencilerin ‘Aynı seviyede değiliz, haksızlık bu. Para vererek girdikleri üniversitelere biz çalışarak girdik.’ gibi söylemlerde bulunduklarını işittik.”
BU YOL NEREYE GİDER?
Nerede bu gelecek? Uzatsak elimizi tutabilir miyiz? Ya da “ağbi bu yol nereye gider”?
Hayatımıza müdahale noktasında sınır tanımayan hükümet hayatımızı elimizden almak noktasında da sınır tanımamaya devam ediyor. Pat diye okullar kapatıldı, kepenkler indirildi indirilmesine de kapanan yalnızca kapılar mıydı ya da inen kepenklerin arkasında ne vardı? Kilitlenen onca kapının arkasında, dün el tokalaşıp birbirinin ekmeğine yağ süren Fetullah Gülen ile sayın Cumhurbaşkanı’nın uzlaşamaz olması yok muydu? Kimdi gerçek terörist? Ya da kimlere deniliyordu terörist? Darbe girişiminden bu yana bitmek tükenmek bilmeyen “milli birlik, dayanışma, teröre karşı beraberlik” nidaları neye denk geliyordu? Yapılan yollara ve köprülere mi? Her gün gazeteciler, akademisyenler tutuklanırken, greve çıkan işçilerin grev hakları ellerinden alınırken, işten atmalara karşı mücadele gösteren kamu emekçileri gözler önündeyken sahi nerede bu gelecek? Önümüz sis, yolumuz uzun, mesele ise bir olabilmekte, tek vücutta bin olabilmekte yani. Ve sisi aşabilmenin yolu kendi taleplerimiz etrafında kenetlenerek yaptığımız mücadeleyle mümkün ancak.