İktidara ‘acı-elem ve ızdırap’ veren karikatürist Sefer Selvi
Sefer Selvi’yi, Evrensel gazetesinde güncel politik gelişmelere dair çizdiği karikatürlerden tanıyoruz. İlk olarak da Tayyip Erdoğan’ı çizdiği karikatürler geliyor aklımıza bir de 1 Mayıs karikatürleri...Tayyip Erdoğan’a çizdiği bir karikatürden dolayı Başbakanın avukatları acı-elem ve ızdırap verdiği gerek
Tayyip Erdoğan’a çizdiği bir karikatürden dolayı Başbakanın avukatları acı-elem ve ızdırap verdiği gerekçesiyle Sefer Selvi’ye on bin lira tutarında tazminat davası açmıştı. Sefer Selvi, Erdoğan’ın da çizilmesinin abartılı olmadığını söylüyor ve ekliyor: “Her zaman tek adam olarak çıkıyor karşımıza. Konumuzu o belirlemiş oluyor çıkışlarıyla” Söyleşimiz sırasında, ‘Evrensel’ okurlarını çoğu zaman gülmekten kırıp geçiren Tayyip Erdoğan karikatürlerinin bu kadar komik olmasında Başbakanın da büyük bir katkısı olduğunu fark ediyoruz!
Ayrıca Sefer Selvi’nin karikatürleri çeşitli tolumsal kesimler tarafından sahipleniliyor ve eylemlerde pankart olarak kullanılıyor. Son olarak 2009 yılında Evrensel gazetesinin manşetinde yayınlanan 1 Mayıs karikatürünü, Fenerbahçe taraftarları pankart olarak kullandı. Bir farkla; işçinin sırtında Fenerbahçe forması vardı. Sefer Selvi bu konuda ise; Fenerbahçeli taraftarların ellerinde bile karikatürlerinin bulunmasını mevcut iktidarın her kesime zarar vermeye başladığının göstergesi olduğunu belirtiyor.
Gündem yaratan karikatürlerin sahibi Sefer Selvi, karikatüre nasıl başladığından Tayyip Erdoğan karikatürlerine, Fenerbahçe taraftarlarının karikatürünü kullanmasında, karikatürlerinde kadınların neden az yer aldığına kadar birçok konuda söyleşi gerçekleştiridik.
KARİKATÜR, RESME ORANLA DAHA ELEŞTİREL VE ÖZGÜR BAKIYORDU
Karikatüre nasıl başladınız?
Ben karikatüre resimle başladım. Resim çizmeye başladığımda ise beş yaşındaydım. Abimler ödev yapıyordu, Atatürk resmi çiziyorlardı. Sonra ben de ‘bana da çizin’ diye ısrar ettim. Onlar ‘işimiz, dersimiz var’ diyerek benimle ilgilenmediler. Babam da ‘gel oğlum ben sana bir Atatürk resmi çizeyim’ dedi. Babam öyle bir Atatürk resmi çizmişti ki; ‘ne var bunda ben daha iyisini çizerim’ dedim. Sonra kendim çizdim, babamın çizdiğinden daha iyi oldu. İlk çizdiğim resim olarak bunu hatırlıyorum. Karikatüre de ortaokul yıllarında başladım.
O zaman ilk defa Gırgır dergisini gördüm. Gırgır dergisindeki karikatürler çok hoşuma gitmişti. Karikatür, resme oranla daha eleştirel ve özgür bakıyordu. Ben resimden kopmadım ama karikatür daha çok ilgimi çekti. Ondan sonra çizmeye başladım. Lise yıllarında Gırgır’a falan karikatür gönderdim. İlk karikatürüm Gırgır’daki Oğuz Aral’ın ‘Çiçeği Burnunda Karikatürcüler Köşesi’nde yayınlandı. Oğuz Aral o köşede amatörlerin gönderdiği karikatürleri eleştiriyordu. O karikatür çıktıktan sonra bende karikatür sevdası başladı. Bir şekilde İstanbul’a geldim ve Oğuz Aral’la tanıştım. Bizzat karikatürlerimi elden verip eleştirilerini yüz yüze almaya başladım.
GAZETECİ OLAMADIM AMA KARİKATÜRCÜ OLDUM
Karikatürist olmanızda neler etkili oldu?
Maraş ve Çorum katliamını bizzat yaşamadık ama çocuk yaştayken tanık olduk. Bu katliamları görünce bende gazteci olma hissi uyandı, doğruları yazmak bir şeyler yapabilmek için. Gazeteci olamadım ama karikatürcü oldum. İnandığım doğruları karikatür çizerek anlatmaya çalışıyorum.
Kendinize örnek aldığınız karikatüristler var mı?
Gençlik dönemimde Oğuz Aral’a hayrandık. Gerçekten bize bakış açısı sundu. Ama şimdi kendimi örnek alıyorum, kendi yolumda ilerliyorum.
ÇİZMESEM DE GÜNDEMİ TAKİP EDERİM
Güncel karikatürler çiziyorsunuz, bir karikatürü nasıl hazırlıyorsunuz?
Eskiden komik karikatürler de çiziyordum. LeMan’ın üçüncü sayfasından sonra Evrensel’de başladım. Artık tamamen güncel karikatürler çiziyorum. Zaman bulamadığım için komik karikatürü bırakmak zorunda kaldım. Her şeyden önce gündemi takip ediyorum. Zaten çizmesem de gündemi takip eden bir insanım. Gündeme oturacak en vurucu konuyu seçiyorum, notlar alıyorum, o notlar üzerine oturup espiri düşünüyorum, sonra eskiz yapıyorum, daha sonra o eskizi beyaz kağıda kurşun kalemle çizip yayınlanablir hale gelince çiniyle üstünden geçiyorum. Ve en sonunda bilgisayarda tarayıp renklendiriyoruz.
Politikayla karikatür arasında nasıl bir ilişki vardır?
Politika karikatürün olmazsa olmazı. Ayrılmaz bir parçası gibi.
ERDOĞAN’IN DA ÇİZİLMESİ ABARTILI DEĞİL
Sefer Selvi karikatürleri deyince akıllara Tayyip Erdoğan geliyor?
Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken hiç çizmezdik. Birincisi, bu ülkenin Başbakanı olması, ikincisi ise sanata, siyaste, basına karşı bakış açısının diğer siyasetçilere göre daha farklı olması. İster istemez gündemimize giriyor. Kendisi gündem oluşturuyor aslında. O değil başka başbakan olsa onu da çizeriz. Biz Demirel’den başladık, Özal’ı, Ecevit’i hemen hemen hepsini çizdik. Darbeciler ve Evren de çizildi. Erdoğan’ın da çizilmesi abartılı değil ama o her zaman tek adam olarak çıkıyor karşımıza. Konumuzu o belirlemiş oluyor çıkışlarıyla.
Tayyip Erdoğan’ın dava açtığı karikatüristlerdensiniz
Davanın açılması ve böyle bir durumla yüz yüze kalacağımız kaçınılmazdı. Tayyip Erdoğan’ın açtığı ilk dava bizim gazeteye ve benim karikatürüme oldu. Tayyip Erdoğan’ın avukatları, ‘acı-elem ve ızdırap’ verdiğimi gerekçe gösterek on bin liralık bir dava açmışlardı. Cumhuriyet’ten Musa Kart’a, sonra bize destek olan Penguen dergisine, ardından da LeMan’a kadar gitti. Aşağı yukarı karikatür çizen, dergi yayınlayan herkes Tayyip Erdoğan’dan nasibini aldı.
BU DURUMU AŞMAYA ÇALIŞIYORUM
Çizdiğiniz işçi karikatürlerinde güçlü erkek tasvirleri yoğlukta. Kadın işçiler karikatürlerinizde pek yer almıyor?
Bu durum Türkiye’de gelenek gibi bir şey. Toplumda kadına ne kadar yer veriliyorsa karikatürde de o kadar yer veriliyor. Ben de o şeyi aşmaya çalışıyorum. Diğer karikatüristlerle karşılaştırdığında daha fazla kadına yer veriyorum.
Hatta 1 Mayısın ayrı kutlanmasını eleştirel çizdiğiniz karikatürdeki dört ayrı işçinin hepsi erkekti.
Aslında orada aklıma gelmedi değil ama işçi deyince tulumla sembolleşmiş bir şey var. Kadını ayrımcı bir şeye sokmak da istemedim açıkçası.
MEVCUT İKTİDAR HER KESİME ZARAR VERİYOR
Karikatürleriniz farklı toplumsal kesimler tarafından sahipleniliyor. Son olarak Fenerbahçe taraftarları 1 Mayıs 2009 yılında çizdiğiniz, Evrensel gazetesinde tam sayfa çıkan karikatürünüzdeki işçiye Fenerbahçe forması giydirip pankart yapmışlar. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Onu ben görmedim, duymamıştım da. İlle de herkes sahiplensin diye çizmiyorum ama her kesim tarafından sahiplenilmesi güzel bir şey. Ben sporu iktidarların insanları uyutma politikası olarak görüyorum. Futbolun tepesindeki adamların ne olduğunu biliyorum. Zamanında futbolla da ilgilendim, severim de fazla yaklaşmak, sporun içine girmek istemiyorum açıkçası. Futbolun reklamını yapmak, hizmet etmek bana ters geliyor. Bu yüzden uzak duruyorum. Fenerbahçeli tarftarların bile ellerinde karikatürüm olduğuna göre mevcut iktidarın her kesime zarar vermeye başladığı görülüyor.
‘BİR ŞEYİN’ ALEMİ VARDIR
Sizin karikatürlerinizden yola çıkarak belli kelimeler seçtik. Bu kelimeler hakkında aklınıza gelen ilk şeyler nelerdir?
Acı, elem, ızdırap: Tayyip Erdoğan ve kitabımın ismi Tayyipler alemi: Söylesem mi söylemesem mi bilemiyorum ama bir şeyin alemi vardır. 4+4+4: Faşizm+yobazlık+kültürsüzlük Tuzla tersaneleri: İşçi ölümleri Sosyalizm: Özgürlük Dindar nesil: Kindar nesil Ağlayan kurt: Gülen insan Suriye: Tayyip Erdoğan’ın canla başla girmek istediği tek ülke Ahmet Davutoğlu: Maşa Deniz feneri: Hırsız feneri Tekel direnişi: Umut Evrensel gazetesi: Hayat AKP: Kahrolsun
SEFER SELVİ KİMDİR?
Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde altı çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Sefer Selvi, karikatürle küçük yaşlarda tanıştı. Gırgır, Fırt ve Limon gibi dergilerde eserleri yayımlanan çizer daha sonra Oğuz Aral’ın Gırgır’dan sonra çıkardığı Avni dergisinde görüldü. Uzun süredir LeMan dergisinde çizmeyi sürdüren Sever Selvi, son on yıldır da karikatürlerini Evrensel gazetesinde yayımlıyor.