01 Ekim 2016 00:58

Televizyonumuzun kapatılması patronlara armağandır

İşçiler yazdığı mektuplarla ekranı karartılan Hayatın Sesi Televizyonu'na destek verdi.

Paylaş

TOFAŞ İşçisi
Bursa

Hayatın Sesi TV’nin bir neden bile gösterilmeksizin kapatılması olağan dışı bir durum gibi gözükse de günümüz dünyasında çok normal. Çünkü dünyaya yön veren küresel sermaye ve buna taşeronluk yapan ülke iktidarlarına karşı bir söylem de bulununca hemen başınıza bir çorap örülüyor. İşçi sınıfı için mücadele veren bir TV’nin kapatılması herhalde patronlara ve egemenlere bir armağandır. Biz işçiler bu durumu asla kabul etmiyoruz ve işçinin, emekçinin, ezilenin her zaman yanında olan Hayatın Sesi’ni sonuna kadar sahipleneceğiz.


Hayatın Sesi biziz

Renault İşçileri 
Bursa

Hayatın 0Sesi TV’nin kapatılması kararını verenler! Bu mu daha fazla özgürlük, bu mu daha fazla vatanseverlik. Sizin kendinize faydanız kalmamışken bizim yanımızda her zaman olan kanalımızı kapatmak ne demek, ben onun sayesinde derdimi anlattım kamuoyuna. Hayatın Sesi sayesinde gördüm yanlışı doğruyu. Siz kendiniz gibi olmayan FETÖ’cülere benzemeye başlamışsınız, yoksa ikinci darbeyi böyle yaparak işçinin, memurun, köylünün ne kadar geride kalmış hakkı, hukukunu yok eder sesini kesersem para babaları o kadar mı sever seni. Hayatın Sesi biz, biz Hayatın Sesi’yiz. Her şey bu kadar gerçektir. Renault’daki eylemleri her zaman onun sayesinde anlattık. Kanalıma dokunma… İktidarsız iktidar, özgürlüksüz baskıcı hükümet sen böyle yaptıkça biz daha çok çoğalıyoruz. Hayatın Sesi susturulamaz.


Kendisini halka adamış bir TV

Nestle İşçileri
Bursa

Ülkenin sınıf kardeşliğini oluşturan işçi, köylü, alt kesimin refahına adamış bir kanalın kapatılması akıl almaz olay. Bir takım medya mensuplarını zengin eden AKP Hükümeti bu kez kendine muhalefet olan emekçilere bunu reva gördü. Ülke terörizm darbe ve hırsızlıklarla bitmiş hale gelmişken AKP doğruları yayımlayan bir televizyonun peşine düşmüş. Bu durumu Nestle işçileri olarak şiddetle kınıyoruz. İnsanların haber alma özgürlüğünü ve tarafsız basının özgürlüğünü kısıtlamak mıdır demokrasi? Bir ay boyunca demokrasi nöbetleri tutuldu ülkede bir yanlışlık yok mu sizce? Hayatın Sesi bizim sesimiz, sesimize dokunma.


İşçi sınıfının gerçeklerle olan bağı koparılamaz

Bosch İşçisi
Bursa

İşçi sınıfının gerçeklerle olan bağı koparılamaz. Elleri nasırlı insanların televizyonu Hayatın Sesi TV kapatılamaz. Hayatımızın bir parçası olan Hayatın Sesi’ni sonuna kadar sahipleneceğiz. Çünkü bütün eylemlerde, direnişlerde, hak gasplarında bizimle sabahlayan bir televizyon. Sesimizi rahatça duyurduğumuz ve her zaman yanımızda olan bir televizyon. Patronların değil işçilerin yanında saf tuttuğu için kapatıldı ama buna izin vermeyeceğiz sonuna kadar sahipleneceğiz.


Nerede bir direniş olsa herkesten önce yerini alan bir televizyon

Grevdeki Azot İşçileri
Bursa

Greve çıktığımız ilk günden beri bizi yalnız bırakmayan Hayatın Sesi televizyonunun kapatılmasını grevdeki işçiler olarak kınıyoruz. Her zaman işçinin yanında olan bir TV neden kapatılmak istendi merak ediyoruz. Bugün bütün medya organları aynı ağızdan yayın yaparken gerçekleri bizlerden saklıyor. Fakat bizlerin emekçilerin sesi olan gerçeği halka anlatmaktan başka bir amacı olmayan Hayatın Sesi’ni kapatarak bizlerin haber almasını engellemek istiyorlar. Nerede bir işçi direnişi olsa herkesten önce yerini alan bir televizyon. İşçilerin sorunlarını rahatça anlatabildiği sansürün olmadığı kısıtlamanın olmadığı biz ses bu. Bu sesi susturmalarına izin vermeyeceğiz. İşçilerin emekçilerin sesi susmayacak işçiler susmayacak.


İşçilerin gerçekleri öğrenme hakkı elimizden alınıyor

Ford Otosan işçileri
Kocaeli

İktidara muhalif olması yeterli artık; suçlamak ya da kanalları kapatmak bu kadar basit. Yani iktidarın istediği gibi davranmıyorsan bizden değilsin denerek hesabını da ödettiriyor kendince. İnsanların sokağa çıkıp hak aradıklarında Hayatın Sesi kanalı biz işçileri ekranlara taşıyarak Türkiye’nin ve dünyanın bizden haberdar olmasında büyük katkılar sağlamıştır. Bunun birebir tanığı da biz Ford Otosan çalışanlarıdır. Günlerce dışarıdaki direnişimiz de bizlerle birlikte aynı ateşte ısındığımız sabahı beraber ettiğimiz Hayatın Sesi muhabirleridir. Milyonerlerin değil milyonların kanalı olduğunu her türlü baskıya ve zor koşullarda yayınlarına devam ederek mesleklerini yaparak bizlerin tarafsız ve doğru haber alma hakkını bilerek emek vermeye devam ediyorlar. Anlaşılan bu durum birilerinin hoşuna gitmemiş ki yayın hakkını elinden alarak sindirilmeye çalışılıyor. İktidara sorsak bu ülke günlük gülistanlık. Yani bu kadar polis asker şehit olmuyor, vatandaşlarımız hayatlarından olmuyor, ailelerin evlerine ateş düşmüyor, günahsız yere insanlar tutuklanmıyor, mesleklerinden olmuyor, bilim insanları dışlanmıyor. Ne medya özgür denip ne gazeteci tutuklanıyor ne de kanalların yayın hakkı elinden alınıyor. Biz bunları yaşamıyormuşuz gibi zeytin yağı gibi üste çıkan iktidar sahipleri elinden geleni yapmaya devam ediyor. Şimdi biz işçilerin gerçekleri öğrenme hakkımız da elimizden alınmaya çalışılıyor. Hayatın Sesi’nin kapatılmasının anlamı budur bence. Bizler Hayatın Sesi’nin kapatılma kararının bir an evvel geri çekilmesini istiyoruz. İktidar bu yanlıştan bir an evvel dönmelidir. Tüm işçi arkadaşlarıma da Hayatın Sesi’ne sahip çıkma çağrısı yapıyorum. Bu kanal bizim ve ondan vazgeçmeyeceğiz.


Sesimiz susmayacak!

Mecaplast İşçileri
Gebze

Merhaba Evrensel okuyucuları dün itibariyle Hayatın Sesi televizyonunun kapatıldığını öğrendik. İktidar sahipleri neden böyle bir girişimde bulunduklarını sorgularken daha önce de böyle birkaç girişim olmuştu. İşçilerin emekçilerin sesi olan bu televizyon fabrikalarda işçilerin birbirlerine seslerini duyuran; sıkıntılarını, sorunlarını bu TV ile paylaşan buradaki yayınlarla haklarının ne olduğunu öğrenen, birlikte hareket etmenin önemini kavrayan işçiler oluyoruz. Bu saldırı karşısında bir sınıf bilinciyle televizyonumuza sahip çıkacağız bunu bilsinler. İşçi sınıfı son günlerde özellikle OHAL’le devam eden süreçte bir çok işyeri saldırı altında. Bu saldırılar bazı yerlerde üretimde artma baskısı olarak yansısa da bazı yerlerde de işten atmayla sonuçlanıyor. Sermayenin bu gibi saldırıları fabrikalarda fazla hissedilmese de sınıfa dönük olduğunu anlıyoruz. Bu saldırısı karşısında Hayatın Sesi TV üzerine düşen görevi yerine getiriyordu, tüm işçileri uyarıyordu. Bizlerin işçilerin uyanması demek ki bizleri yönetenleri rahatsız etti. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması yönetenler ve sermayeyi aynı anda rahatsız etmesi Hayatın Sesi’nin karartılması sonucunu ortaya çıkardı. Ama bizler Mecaplast işçileri, emekçilerin, ezilenlerin sesi  olan sesimize sonuna kadar sahip çıkıyoruz, çıkacağız da. Bu böyle biline. Doğru haber alma, gerçekleri öğrenme, bize dönük saldırılardan haberdar olma bizlerin en doğal hakkı olduğunu düşünüyoruz. Tüm işçileri Hayatın Sesi televizyonuna sahip çıkmaya davet ediyoruz HAYATIN SESİ KARARMASIN...


‘Tek ses’e biat etmeyeceğiz...

ZF SACHS Işçileri
Gebze

Öncelikle Evrensel okurlarına merhaba diyerek başlamak istiyorum sözlerime. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan bir metal işçisiyim. Dört, on iki vardiyasından çıkıp eve geldiğimde öfkeli bir biçimde bu yazıyı yazmaya başladım. Çünkü işçilerin emekçilerin, ezilen yoksul halkın, bizlerin sesi olan, her zaman biz işçilerin hak alma mücadelesinde yani başımızda olan bizim sorunlarımızı anlatan, gerçekleri bizlere taşıyan Hayatın Sesi’nin kapatılmasını şiddetle ve öfkeyle kınıyorum. 2015 mayısında bu ülkede büyük bir metal direnişi yaşandı. Metal işçileri ülkenin gündemini değiştirerek mücadeleyi başka iş kollarına yaydılar. Bütün televizyonlar bu süreci görmezden geldi. Bir tek Hayatın Sesi her gün biz işçilerin yanında oldu. Çünkü diğer kanalların arkasında sermayenin koçbaşları var. Hayat’ın ise benim gibi emeğiyle alın teriyle çalışan emekçiler var. Aslında tam da burada derin bir çelişki ortaya çıkmıyor mu? Bir tarafta sermayenin kanalları, diğer tarafta işçilerin emekçilerin televizyonu Hayatın Sesi. Bizlerin hangisine sahip çıkmamız gerektiğinin sorusu ortada. Her geçen gün bizlerin emekleri üzerinden büyüyen sermaye, biz işçilerin emekçilerin yan yana gelmesini, birlikte mücadele etmesini istemiyor. Bizlere yol gösteren Hayatın Sesi’ni işte bu yüzden kapattı. İşçilerin şunu iyi bilmesi lazım, sermayenin sözcülüğünü yapan mevcut siyasal iktidar gerçekleri öğrenmemizden, yan yana gelmemizden, hep birlikte mücadelede etmemizden korkuyor. İşte bu yüzden Hayatın Sesi’ni ve özgür basını susturmaya çalışıyorlar. Çünkü kendi pislikleri, işçilerin, halkın üzerinde oynadıkları kirli hesaplar ortaya çıkacak diye korkuyorlar. Şunu iyi bilmeliler ki her ne kadar baskı ve şiddet uygulasalar da biz işçiler başta kendi fabrikalarımızda, sokaklarımızda, okullarımızda işçi ve emekçi düşmanı politikalarını her gün teşhir etmeliyiz. İşçinin işçiden başka dostu yok. Bizler günlük yaşamımızda hayati nasıl var edip, üretebiliyorsak; bizlerin televizyonu olan Hayatın Sesi’ni de her zaman var edeceğiz. Gerçekler var oldukça onu yayımlayan Hayatın Sesi de var olmaya devam edecek. Tüm işçi ve emekçilere buradan çağrım şudur. Tüm hayatı var edebiliyorsak şimdiden televizyonumuza sahip çıkmalıyız. Yapılan ağır sansür uygulamasına karşı gerçek haber alma hakkını savunmaktır. Hepimize kolay gelsin. HAYAT TV YALNIZ DEĞİLDİR.


Hayatın Sesi ile baş edemezsiniz!

Çelik-İş Üyesi Bir Grup İşçi
Kayseri

Hayatın Sesi kanalımızın kapatıldığını, vardiyadayken internet aracılığıyla öğrenmiş bulunmaktayız.

Hayatın Sesi kanalının, (o zaman Hayat TV’ydi) ilk kuruluş yıllarında birer lira kampanyası ile kurmuştuk. Ve daha sonra da aylıklarımızdan bir kısım ile bağışlar toplayarak ayakta tutmaya çalışarak bugünlere getirdik. Şimdi yüz binlerce insanın payı olan kanalı kapatmak, binlerce insanı yasaklamak demektir. Milyonlarca işçinin sesine tahammül edememek demektir.

“OHAL’in vatandaşı etkilenmeyecek” diyenler bugün yurttaşın en büyük sesine yasak getirdi. Bir kez daha yalan söylediler! OHAL’in kapsamını genişleterek muhalefeti ezmek için ilerletileceği biliniyordu. Şaşırmadık. Bu hükümetten ancak bu beklenir. Neden mi?

80 faşist darbesinde bile tartışılmamış işçinin kıdemine göz diken, kendi iktidarı uğruna binlerce yoksul çocuğunu ölüme gönderen bir iktidardan ancak bu beklenir.

Ancak bizi bir zamanlar kol kola gezdikleri FETÖ ve taraftarlarına benzetmesinler. FETÖ’cüler bugün kendini neden savunamıyor çünkü haksız, yalan ve hile ile güce ulaştılar da ondan!

Peki, HAYATIN SESİ ve onu savunanlar bu durumda mı? O binlerce işçinin ekmeği, sesi, soluğu... Ne yaptıysa işçiler için yaptı! İşte tam bu yüzden sessiz kalınmasını beklerseniz yanılırsınız! Sessiz kalmayacağız... Dün birer lira mı topluyorduk bugün hem bağış toplayıp hem yeni insanlara ulaşacağız! Sadece seyretmekle mi yetiniyorduk: Artık her yerde Hayatın Sesi biz olacağız! O bizim sesimizdi, biz de onun! Bir an önce Hayatın Sesi açılsın! Hedef sadece Hayatın Sesi değil, hedef demokrasi! Hedef işçi ve emekçiler! Hedef ezilen herkes!

İşçiler, Hayatın Sesi’ne sahip çıkamazsa kafasına çok daha büyük darbeler yer! Hayatın Sesi’yle baş edemezsiniz!


Biz bunların tesadüf olmadığının farkındayız

Bir Metal İşçisi
Gebze

Merhaba Hayatın Sesi  TV,  merhaba Evrensel. İşçilerin sesi olarak bizimle beraber yürüdüğünüz her an için öncelikle teşekkürlerimizi aktarmamıza izin verin. Yayın hayatına başladığınız günden beri bir işçi gibi bizimle birlikte direndiniz bizimle kazandınız bizimle kaybettiniz bizimle gülüp eğlendiniz üzüldünüz. Biz işçiler olarak bu sonu çıkmaz düzenden çıkmak için her girdiğimiz mücadelede bize ışık yol gösterici oldunuz. 
Bu ayın 28’indeki MGK toplantısından sonra KHK’yle Hayatın Sesi TV’nin yayınının kesildiğini üzüntüyle duyduk. Duyar duymaz nefesim tutuldu, üzerime bir karanlık çöktü sanki. Düşünemez boş boş sağa sola bakan birine döndüm. O an sanki Hayatın Sesi’ne değil, her gün yediğim içtiğim birlikte hayatı paylaştığım birine bir şey olmuştu. Benim için gerçekten durum bu çünkü kurulduğu günden beri her mücadele güzel günde beraberdik. Bizim zor günümüzde Hayatın Sesi, gazetenin televizyonun zor gününde biz yanındaydık. 
Evet son süreçte saldırıların farkındaydık ve gittikçe genişleterek her alanda Hayatın Sesi ve Evrensel’e saldırı sistematik olararak yapılıyordu. İşçilerin insanların gözünde başka bir yere sahip olan bu gazete ve televizyon yıpratılmaya çalışılıyordu. Bunu yandaş basın ve bazı sendikalar üzerinden gerçekleştirmeye başlamışlardı. Yandaş basın bu araçlarımızı terör yayını diye insanların bilincine sokmaya onları etkilemeye çalışırken. Bazı sendikalar da Hayatın Sesi’ne demeç veren, gazeteye yazılar yazan onun haberlerini paylaşan herkesi hedefine koyarak işten attırmaya götürecek kadar kendilerine görev verilmişti. 

Biz bunların tesadüf olmadığının farkındayız çünkü öyle bir döneme giriyoruz ki ülkede demokrasinin D’sini, işçi haklarının kırıntısını bırakmayacaklar. Bunun için düğmeye basılmış yandaş basın ve sendikalar verilen görevleri layıkı ile yerine getirmeye çalışıyorlar. Lafı faza uzatmak istemiyorum; aslında sadece bunu yapmaya çalışan basın sendika hükümetler yani sermayenin uşakları tarih sizi sorgulayacak ve karanlığın içinde yok olacaksınız.

Bugün Hayatın Sesi ve Evrensel’e sahip çıkanlar tarihte anılacak ve adları unutulmayacak. Tarih onları barış mücadelesini sınıf mücadelesinin eşitlik mücadelesinin bir neferi olarak anıp yazacaklar. Biz bunun için her bedeli göze alacağız. İşçi sınıfı tarihe adını yazdıracak onun için şimdiden herkesi sınıfının yanında olmaya onun mücadelesine ve Hayatın Sesi’ne sahip çıkmaya çağırıyoruz.


Biz işçilerin sesini duymak istemiyorlar

İ.O.S.B’den Metal İşçisi Aytekin 
Küçükçekmece/İstanbul

Efendim her gün 10 saat çalışırız ve üstelik sabah akşam İstanbul’da bir de yol trafiğini de hesaba katarsak, günümüzün üçte ikisini çalışmak için yaşamış sayılırız. Ve akşam eve geldiğimizde bütün sosyal yaşamımız “TV” izlemek olur. TV izlemek derken bu TV kanallarının yayın akışı hepimizin bildiği ağırlıklı dizi olur ya da üç beş yazarın, çizerin, gazetecinin konuk olduğu gündeme dair konuşmaların olduğu TV programlarını izler ve günü bitirmiş oluruz. Peki hayatın gerçeklerine dair sese ne kadar kulak verebiliyoruz ve ne kadarını görebiliyoruz ya da biz işçilere gerçekler ne kadar gösteriliyor. Örnek hepimizin kulaklarının aşina olduğu hemen hemen Mecliste çıkan maddelerle sıkıştırılmış torba yasaları duyuyoruz. Bu torba yasaların içinde bulunan işçilerin, emekçilerin hayatlarına, yaşamlarına dokunan taşları ne kadarını şeffaflığı ile duyuyoruz hemen hemen hiç. Bizler için torba yasa içinde sıkıştırılmış çakıl taşları, kumların içinde bayram şekeri kadar iki üç maddeleri haber yapan ve bunları tartışan kanalları izliyoruz. Ya da hemen her gün memleketin her yerinde patronların kâr hırsı için önlem alınmadan çalıştırılan, hakları gasbedilen emekçi, işçi cinayetleri oluyor. Peki bize bu gerçeklerin ne kadarı gösteriliyor. İşçiler bu gidişat karşısında “milyarderlerin değil milyonların sesi” sloganı ile emekçilerin ekmek kırıntılarından oluşturduğu (Hayat TV) Hayatın Sesi TV ekranı karartıldı. Biz işçilerin sesini duymak istemeyenler; işçilerin,emekçilerin; gerçeklerin tarafsız bağımsız demokratik haber alma hakkının öğrenilmesini istemiyor. İşçilerin sesi susturulamaz, Hayatın Sesi kapatılamaz.


Sesimize sahip çıkacağız

Sezer TENBEL
Küçükçekmece’den 
Fabrika İşçisi/İstanbul

Ben geleceğine kuşkuyla bakan, emeği sömürülmüş emekçi sınıfından sadece bir gencim. Hayatın Sesi biz emeğini satarak geçinen emekçilere dünyanın işçiler ile güzelleştiğini bizlere gösteren, emek-sermaye çarkında yaşadığımız sorunları biz emekçilerin sözünü dinleyen, dinleten tek sesiniz oldu.
İşçi direnişlerini, işçi katliamlarını hiçbir büyük sermaye kanallarında göremedik. Sadece bunu milyonerlerin değil milyonların kanalı Hayatın Sesi’nde gördük.

Geçtiğimiz şu günler biz emekçilere gösterdi ki eğer emeğin sesini haykıran kanalımıza sahip çıkmazsak yarın Soma gibi, Ermenek gibi diğer iş katliamlarını kimse sorgulayamayacak. Gerçekleri göremeyeceğiz. Sadece sermayenin kendi düşüncelerini bizlere sermaye medyaları vasıtasıyla sunacaklar.

Biz işçilerin emekçilerin sözünü, rengini, derdini, tasasını yansıtan tek mecrasını işçi sınıfı  başta olmak üzere tüm emek ve demokrasi güçleri emeğin sesine sahip çıkmaya mükelleftir.

ÖNCEKİ HABER

OHAL’in uzatılması sermayeye yarar

SONRAKİ HABER

Hakkımız yok ama merdiven boşluğumuz var

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa