06 Ekim 2016 11:52

Üniversiteye değil Survivor'a gelmişiz gibi çek

Bütün bunların dışında başka beklentimiz yok mu üniversite hayatına başlarken? 

Paylaş

Rahime ALTINIŞIK
Çukurova Üniversitesi

Üniversite hayatı, aslında ben ve benim gibi bu hayata yeni adım atmış diğer arkadaşlarım için yeteneklerimiz ve ideallerimiz çerçevesinde seçtiğimiz mesleklerde donanımlı hale gelmek, gezmek, görmek, vizyonumuzu geliştirmek anlamına gelmesi gerekirken durumun hiç de öyle olmadığını anlamak demek. Özellikle ülkemiz şartlarında tek başına ayakta durmak, koca bir kente karşı mücadele ediyormuşuz hissine kapılmak, ailenin sırtında bir yük gibi nefes almak son derece yıpratıcı bir duygu. Tabi bütün bunların dışında başka beklentimiz yok mu üniversite hayatına başlarken? 


TAM DONANIMLI MANEVİ DESTEK (!)


Düşüncelerimizi özgürce ifade edebileceğimiz hatta daha da geliştirebileceğimiz, oluşturduğumuz dünya görüşüne olumlu katkılar sağlayacak hayata karşı duruşumuzu sağlamlaştıracak ortamlar beklemiyor muyuz? Bekliyoruz ama bu beklentilerimiz başta hükümet politikası engellerine takılıyor. Yurtlarımıza manevi destek adı altında imam atanması bunlardan bir tanesi.Bizlerin yurtlarımızda imamlara değil daha bilimsel yöntemlerle bizlere yardımcı olacak, kendimizi geliştirmemizde örnek alabileceğimiz kişilere ihtiyacımız var. Ailemizden uzak kaldığımız,yeni bir hayata başladığımız bu şehirde yaşadığımız sorunları 3 günlük kurslarla atanan imamlarla değil, üniversite mezunu ve bu tür politikalar yüzünden işsiz kalan psikologlarla, danışmanlarla çözebiliriz ancak.

 
EN UCUZ TUVALET KAĞIDI HANGİSİ?


Bu aşamadan sonra bir de ekonomik sıkıntılardan oluşan barikata öyle bir takılıp kalıyoruz ki bir anda kendimizi gTuvalet kağıdına şu kadar para versem, çayı bir bardak daha az içsem okul masraflarına ne kadar katkı sağlarım?h derken buluyoruz. Çünkü biz devlet okulundayız. Hani ihtiyaçlarını ayırdığı ödeneklerle devletin karşıladığı, para vermeden okumak için çok çalışıp kazandığımız okullardan bahsediyorum. Hani şu sosyal devlet anlayışı diye bas bas bağıranların yönettiği devlete bağlı okullardan; tek bir malzemenin devletin vereceği bir aylık bursla aynı tutarda olduğu (örneğin diş hekimliği fakültesi) okullardan bahsediyorum. 
Ben bu sisteme ve uygulayıcılarına, en çok da bu sistemin ceremesini çeken tüm arkadaşlarıma “İş, bilim, özgürlük!” demek istiyorum.


BİR İŞE GİRMEDEN GEÇİNMEK İMKANSIZ

Uludağ Üniversitesi BESYO Bölümü öğrencisi

Uludağ Üniversitesi öğrencisi olarak okuldan arta kalan zamanımda bir işte çalışmak zorundayım. Okul kitapları, yurt masrafları, yol, yemek derken bir işe girmeden geçinmek imkansız. Özellikle yemekhane fiyatlarına yapılan zam, bizleri çok etkiledi.

Geçtiğimiz senelerde 2 TL olan yemek fiyatları, bu sene 2,50 TL’ye, ikinci basımda ise 5 TL’ye yükseltildi. Öğrencinin ucuz yemek kapısı olan yemekhaneye giderken iki kere düşünüyoruz artık. Yemekhane zammı en kısa zamanda geri alınmalı ve bizlere sağlıklı ucuz yemek fırsatı tanınmalı.


EĞİTİM SİSTEMİNDE BİZİM DE SÖZ HAKKIMIZ OLMALI

Uludağ Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi

Üniversitemizde 8.45’te başlayan ders saatleri 8.00’e kadar çekildi. Bu durumda okula uzak mesafede okuyan öğrenciler için evden çıkış saati de ister istemez daha öne çekilmiş oldu. Yaklaşan kış günlerinde güneş doğmadan evden çıkmak zorunda kalacağız. Bunun yanı sıra iki ders saatinin arasında verilen molalar da beş dakikaya indirildi. Bir dersten çıkıp diğerine geçene kadar biten molada herhangi bir ihtiyacımızı karşılayabileceğimizi hiç düşünmüyorum. Üstelik ders performansımız düştüğünden yeterli verimi de alamayacağız. 
Talep ve isteklerimizin dikkate alınmadığı kendi otoritesini üniversitenin her alanında baskıyla uygulayan bu eğitim sisteminde bizim de söz hakkımız olmalı. Ders saatleri ve molalardaki değişikliklerin geri alınmasını istiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Televizyon ve radyoların kapatılmasına Antalya’da protesto

SONRAKİ HABER

Grevdeki genç işçiler: Bugünümüz OHAL, yarınımız meçhul

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa