06 Ekim 2016 11:56

Grevdeki genç işçiler: Bugünümüz OHAL, yarınımız meçhul

"Sesimizi duyurmak için yapmak istediğimiz eylemler neden yasaklanır hala anlamış değilim.”

Paylaş

Uludağ Üniversitesi
Genç Hayat Grubu

Gemlik Gübre’de örgütlü Petrol-İş üyesi işçilerle patron arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden sonuç çıkmaması üzerine greve çıkan işçiler bir buçuk ayı geride bırakmış durumda. Daha önce devlet kurumu olan Gemlik Gübre 2004 yılında özelleştirildikten sonra her yıl işçi haklarının gaspları ve ağır çalışma koşullarının artttığı bir fabrika olurken, fabrikada 2015 yılında patlama olmuş ve bir işçi yaşamını kaybetmişti. Genç işçilerin de yoğun olarak çalıştığı Gemlik Gübre’de gelecek kaygısı olan işçilerle özelleştirme sonrası yaşananları ve grev sürecini konuştuk.
“İLK GREVİM OHAL GÖLGESİNDE SÜRÜYOR”
İki yıl önce işe başladığını söyleyen genç işçi, “Benim ilk grevim. Gerçi fabrikanın da ilk grevi. İlk grevimde OHAL’e denk geldi ve onun gölgesinde ilerliyor. Burası özelleşmeden önce çalışan, emekli olup giden ve halen çalışan abilerimiz var burada. Onlar eskiyi anlatıyor, şimdiki durumumuzla karşılaştırıyorum dağlar kadar fark var.” diyor. Eskiden “Gemlik Gübre’ye girdin mi hayatın kurtulur.” denildiğini belirten arkadaşımız, şimdi ise durumun böyle olmadığını, her geçen gün haklarının alındığını, ücretlerini eritildiğini söylüyor.
Yaptıkları işin çok tehlikeli olduğunu, her an ölüm riskiyle karşı karşıya kaldıklarını ekliyor. Geçtiğimiz sene fabrikada bir işçinin yaşamını yitirdiği patmadan bahsederek, “Yaralanan arkadaşlarımız oldu, halen pskolojisi bozuk olan arkadaşlarımız var.” diyor ve devam ediyor. “Ama kimin umurunda ki bu durum? Patron için önemli olan iş…”
“Hakkımızı istedik, patron da vermedi. Sendikamız grev dedi, biz de destekledik. Ama çok kötü bir ortamda greve çıktık. Darbe girişimi, sonrasında OHAL derken grevimizi pek kimse duymadı.” diyor arkadaşımız. Grevi duyurmak için Gemlik’ten fabrikaya yapacakları yürüyüş OHAL gerekçesiyle yasaklanmış, kendi deyimiyle “fabrika önünde davullu zurnalı” grev adetini yerine getirememişler. OHAL’i devlete çıkardık dediklerini fakat bütün uygulamaların kendilerine karşı olduğunu söylüyor ve bir soru ekliyor hemen peşine “Bizim grevimizi duyurmamız neden OHAL gerekçesiyle yasaklanır ki?” Böyle olunca patronun daha da güçlendiğini ve kendilerini dinlemediğini düşünüyor genç arkadaşımız. Greve çıkacaklarını duyurduktan sonra fabrikaya alkışlarla girmek istediklerini fakat patronun, OHAL gerekçesiyle bunu da engellediğini öğreniyoruz. Arkadaşımız sitemini “Daha greve çıkmadan bunu yapan adam şimdi neler yapmaz?” diyerek dile getiriyor.
DEVLETE DEĞİL, İŞÇİYE OHAL
Dört yıldır fabrikada çalışan bir başka genç işçi ise, kendisinin de ilk grevi olduğunu, bu nedenle grevde nasıl davranılır, ne yapılır pek bilmediğini belirterek başlıyor konuşmaya. “Abilerimiz bize anlatıyor, bizde onların söyledikleriyle hareket ediyoruz. Ama greve çıktığımız ilk günden beri fabrika önünde dönüşümlü olarak nöbet tutuyoruz, bundan başka bir şey de yapmıyoruz.” diyor. Yapalım dediklerinde ise ülkede OHAL olduğu için eylem yapmalarının yasak olduğu söylenmiş kendilerine. “Böyle olunca nöbet tutmaktan başka da bir şey yapamıyoruz.” diyor ve ekliyor; “Biz ne darbe girişiminde bulunduk, ne de devlete zarar verecek bir eylem yaptık. Sadece hakkımız olanı istedik. Sesimizi duyurmak için yapmak istediğimiz eylemler neden yasaklanır hala anlamış değilim.”
Ülkedeki terör olaylarından kaynaklı gübre satışının yasaklandığı bir dönemde çıktıklarını söylüyorlar greve. Bu durum da patronun işine gelmiş, zaten gübre satışı olmadığı için anlaşmaya yaraşmayan patron, arkadaşımıza göre işçileri açıkça greve çıkmaya zorlamış. Patron, aynı zamanda 2017’de yapılması planan fabrika bakımını grev dönemine çekmiş, işçilerin grevini bile fırsata çevirmeye çalışmış.

EMEKLİLİK BİR HAYAL
Çalıştığımız fabrika ağır sanayi olarak geçiyor diyen genç işçi sözlerine şöyle devam ediyor, “Her an patlama riski var ve kimyasal bir işte çalışıyoruz. Bu da çeşitli hastalıkları beraberinde getiriyor. Böylesi bir durumda biz canımızı ortaya koyuyoruz ama karşılığını alamıyoruz.” Arkadaşımız emekli olma hayalini rafa kaldırdığını, en basit haklarını alamazken emekli olmanın artık bir hayalden öteye geçemeyeceğini söylüyor. Bu koşullarda evlenme planlarını da bir kenara koyduğunu, evliliğin getireceği maddi sorumlulukları kaldıramayacağını belirtiyor. Genç arkadaşımız, sohbetimizi bitirmeden ekliyor: “Açıkcası geleceği görmekte zorlanıyoruz. Bu sadece Gemlik Gübrede çalışan için değil benim değişik iş kollarında çalışan arkadaşlarım var. Onlarla oturup sohbet ettiğimizde aşağı yukarı hepimizin düşüncesi aynı oluyor.”

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Üniversiteye değil Survivor'a gelmişiz gibi çek

SONRAKİ HABER

Ateşi büyütmeye...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa