Ateşi büyütmeye...
Bu sene, “proje okul” uygulamasına karşı birçok şehirden ortak olarak çıkan ses tekrar yükselmiş oldu.
Dilan ORTAKÇI
Ankara
Okulların kapıları eğitime saldırıların çığ gibi büyüdüğü bir dönemde açıldı. İlk günlerde öğretmenler ve okul yöneticilerinin yaptığı ezbere yandaş konuşmaların, okullarda dağıtılan salt AKP propagandasını içeren broşürlerin, hazırlanan panoların ardından bir senenin nasıl geçeceğini tahmin etmek zor olmamıştı. Uzun bir vakittir “kindar ve dindar nesil yetiştirme” çabasına girenler bu sene de OHAL uygulamasını bir “lütuf” görerek eğitimi her yönden tahakküm altına almaya çalışıyorlar.
BASKILAR ARTSA DA BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ
Biz öğrenciler olarak eğitim sisteminin oyuncak haline getirilmesine çokça tanık olmuştuk. Neredeyse her yıl mütemadiyen değiştirilen sınav sistemi, müfredatlar, uygulamalar geçmişten beri sürekli karşımıza çıkıyor. Lakin 15 Temmuz sürecinin ardından eğitime yönelik baskının daha da arttığını görüyoruz. Yalnız tüm bu yaşananlara rağmen, baskının dozunu attıranların , öğrencileri her geçen gün geleceksizleştirenlerin göz ardı ettikleri bir şey var: Öğrencilerin bir araya geldikleri zaman ne kadar güçlü oldukları.
Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın proje okulu olarak seçtiği liselerde sekiz yılını tamamlayan öğretmenlerin okul değiştirmesi zorunlu kılınmıştı. Uzun zamandır bakanlığın gündeme aldığı ve sürekli müdahalede bulunduğu proje okulu uygulamasını, geçtiğimiz eğitim-öğretim yılının son haftalarında gündeme gelmesinden de hatırlıyoruz. Bakanlık, liselerde -özellikle Türkiye’nin başarılı ve köklü liselerine- “proje okul” uygulamasıyla istediği kadroları yerleştirmeye çalışıyordu. Uygulamanın hedefi elbette yeni bilim insanları, düşünürler yetiştirmek değil. Amaç, bireyci, gerici, antidemokratik eğitim politikalarıyla şekillenmiş bir nesil oluşturabilmek. Göreve getirilen kadroların okullardaki ilk vazifesi de öğrencilerin inisiyatifiyle yapılan etkinliklerin yasaklak, gençlerin yaşamını kıskaç altına almak oldu ve bu durum öğrencileri epey rahatsız ediyordu. Bunun üzerine proje okul uygulamasıyla birlikte oluşturulmaya çalışılan gerici, yasakçı, bilimsellikten uzak, laikliğe karşıtı zihniyete karşı liseli gençler yazdıkları bildirilerle ,yaptıkları eylemler ile karşı çıktıklarını birçok şehirden haykırmışlardı.
UYGULAMANIN GERİ ÇEKİLMESİ KAZANIMIMIZDIR
Yeni eğitim yılının başında da proje okulları arasında bulunan birçok lisede yıllarca çalışmış öğretmenler için zorunlu tayin uygulaması çıkartıldı. Aylar önce gelecekleri ,yaşamları için ses çıkaran öğrenciler bu seferde öğretmenlerinin yanında yer aldılar. Öğrencilerin, öğretmenlerin, mezunların ve velilerin dayanışmasıyla birçok lisede “Öğretmenime Dokunma” sloganıyla basın açıklamaları, çeşitli bildiriler, kokartlar hazırlandı. Liseli gençler OHAL zamanında bilimi savunan öğretmenlerin okul değiştirmesini istemenin manidar olduğunu, yapılan baskıya ,zulme alışılmaması gerektiğini dile getirdiler. Veliler ve mezunlar çocuklarının geleceklerinden kaygı duyduklarını, öğretmenler ise bilimi savunmanın bugünlerde daha önem kazandığını söyledi. Birçok şehirden ortak olarak çıkan ses tekrar yükselmiş oldu. Oluşturulan dayanışmaya karşılık Bakanlık, son açıklamalarında öğretmenlerin okul değişikliği meselesini rafa kaldırdığını açıkladı.
Haziran ayının başında İstanbul Erkek Lisesi’nde yakılan bu kıvılcım dalga dalga şehirlere yayılarak harlanmıştı. Karanlığa sırtını dönen liseliler bugün de her geçen gün baskılarla, geleceğimizi karartmaya çalışanlara inat bu harlanan ateşi büyütecektir. Deneyimlerimizden de gördüğümüz gibi birlikte olunca güçlüyüz ve ancak birlikte olursak kazanırız.