Herkese olan sabrıyla öne çıkan bir genç: Hasan Asker Özmen
Hasan Asker Özmen’i, dönemin koşullarını ve gençlik mücadelesini mücadele arkadaşı Birgül Kaya ile konuştuk.
Dergimizde bu hafta 1980 yılında işkenceyle katledilen, Ankara gençlik çalışmasında öne çıkmış, Hacettepe Üniversitesi Fizik bölümü öğrencisi Hasan Asker Özmen var. Hasan Asker Özmen’i, dönemin koşullarını ve gençlik mücadelesini mücadele arkadaşı Birgül Kaya ile konuştuk.
Hasan Asker Özmen, bu dönem gençlik kuşağının çok tanıdığı bir isim değil. Onu tanımak açısından mücadeleye nasıl ve hangi koşullar içinde katıldığını sorarak başlayalım istedik.
Hasan Asker Özmen, ortaöğrenim yıllarında gençlik çalışmasıyla faaliyetlere başladı. O dönemin her devrimci genci gibi okurdu. Çok okurdu. Hacettepe Üniversitesi Fizik bölümünü bilerek seçmişti, orada da faaliyetlere devam etti. “Halkın Kurtuluşu” gazetesiyle bir araya gelen arkadaşlarıylaydı, Ankara Kızılay’da gazetenin merkezi dağıtımının yapıldığı Yurt-Da’da görev aldı.
Sınıf mücadelesinin yükseldiği, devletin 5 Ocak kararlarını zorla kabul ettirmeye çalıştığı dönemdi. Bu dönemde sınıf mücadelesi yükseliyordu, işçiler, emekçiler başta olmak üzere yoksul köylüler, öğrenciler, her sınıftan duyarlı insanlar kitlesel eylemlere yöneliyordu.
Daha sonra mücadele ve dönem koşulları nasıl seyretti? Hasan Asker Özmen hangi özellikleriyle öne çıktı?
Özellikle gecekondu bölgelerinde gruplar halinde ajitasyonla “Halkın Kurtuluşu” gazetesi dağıtılıyordu. Tek tek ev ziyaretleri yapılıyordu. Duvar yazıları, duvar gazeteleri derken bizim için yoğun geçen bir dönemdi. Bu dönemde Hasan herkesle çok çabuk iletişim kurdu.
Alçakgönüllü ve güler yüzlüydü. Herkesi, herkesin sorunlarını sabırla dinlerdi. Kimsenin sözünü kesmezdi. İstisnasız herkese, kim olursa olsun saygı duyardı.
Haftanın bazı günleri sebze halinden kasalarla meyve, sebze alır; getirir en yoksullardan başlayarak mahalleye dağıtırdı.
Hasan’ın mizahı çok güçlüydü, esprileri hiç bitmezdi. Cana yakındı, bilgiliydi. Halk tarafından hemen sevildi. Arkadaşları çok güvenirdi ona.
ÇOK NET BİR TAVIR SERGİLERDİ
Bu sırada liseli, üniversiteli gençler, Ankara’da Ankara Ortaöğrenimliler Derneği (ANOD), Altındağ’da Ankara Liseliler Birliği (ALB) etrafında örgütlenmişti. Öte yandan Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği her türlü kapatmaya, saldırıya karşı gençlik içindeki çalışmalarını sürdürüyordu. Hasan, bu dönemde ideolojik olarak çok sağlamdı, çok net bir tavır sergilerdi. Gençlik çalışmasının en olumlu örneklerinden biriydi.
Eylemlerin, bu eylemlere katılımın ülkede hızla artması devleti, iktidarı rahatsız ediyordu bir yandan da. Altındağ’da da eylemlerin kitlesel karakteri baskının dozunun arttırılmasıyla bitirilmek isteniyordu. Ev baskınları yapılıyordu, tutuklamalar oluyordu. Bu duruma bir de sokağa çıkma yasakları eklenmişti. Tanklar belirli cadde başlarında beklerdi.
Hasan, bu zor koşullarda da kendine olan, bize olan güvenini hiç bırakmadı. Konuşmasıyla, duruşuyla hepimizi motive eder, rahatlatırdı.
Peki Hasan Asker Özmen neden hedef haline geldi? Nasıl ve neden katledildi?
Tam da bu koşullarda 12 Eylül 1980 sabahı darbeyle uyandık. Darbe sabahı Altındağ sokaklarında tanklar, askerler vardı. Tüm evler aranıyordu. Askerlerin birinin “tipini beğenmemesi” gözaltı nedeni sayılıyordu.
Bu sırada Hasan, “Halkın Kurtuluşu” imzasıyla darbeyi teşhir eden, cuntaya karşı mücadelenin gerekliliğini anlatan duvar yazıları, tartışma grupları örgütlüyordu. Hasan’ın ev arkadaşı yakalanmıştı. Haber bize ulaştığında mahalleden ayrıldık. 2 Ekim sabahı evi polis bastı. Komiser Enver Göktürk, Hasan’ı gördüğünde resmen sevinmişti.
“YANLIŞ ADAMA ÇATTINIZ”
Komiser, Hasan’a “Hasan, artık bize her şeyi anlatırsın.” dediğinde Hasan, “Yanlış adama çattınız. Size hiçbir şey anlatmam.” demişti. Komiserin cevabı “Ya konuşursun ya da ölürsün.” oldu. Bizi evden aldılar, DAL’a götürdüler. Hiç zaman kaybetmeden sistemli bir şekilde işkenceye başladılar.
Hasan’a sürekli partinin sorumlusu olduğunu söylüyorlar, çalışmayı, çalışmada kimler olduğunu soruyorlardı. Hasan, hiçbir şey söylemedi. Bu aslında hiçbir şeyi açığa çıkarmamak için ölümü göze aldığını gösteriyordu.
O zamanların üzerinden epeyce zaman geçti, bugüne bakacak olsanız bugünün koşullarına, gençliğine ne söylemek istersiniz?
Bizler o dönem mücadeleye, mücadele arkadaşlarımıza bağlı gençlerdik. Evet, uzun zaman geçti ama hâlâ aynı duyguları yaşıyoruz. Yaşımız, fiziğimiz değişmiş olabilir ama Denizlerin direnişi hâlâ sürüyor.
Şimdiki gençlerde de aynı şeyi görüyorum. Kararlılar, gerektiğinde fedakârlıklar yapmaya hazırlar. Teknolojiyi kullanıyorlar, pratik yöntemler geliştiriyorlar. Ben de onlardan çok şey öğreniyorum, hepimiz öğreniyoruz. Bizim gençliğimizdeki gibi arkadaşlarına bağlılar, o zamanki gibi bu bağlılık çok gelişkin. Bunu görüyorum, hissediyorum. Zekâ fışkıran gözlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini gördükçe geleceğin bu gençlerin elinde şekilleneceğini açıkça görüyorum.
HASAN ASKER ÖZMEN KİMDİR?
Hasan Asker Özmen, 1956 yılında Adana’nın Şambayat köyünde doğdu. Çiftçi, demokrat bir ailenin çocuğuydu. Ortaöğretim yıllarında dönemin devrimci atmosferinde etkilenerek çalışmalara katılmaya başladı.
Hacettepe Üniversitesi Fizik bölümünü kazandı, çalışmalarına burada da devam etti. Gençlik çalışmalarına devam ederken bir yandan da emekçi mahallelerindeki çalışmalara da katıldı.
2 Ekim 1980’de gözaltına alındı. Gözaltındayken işkence gördü, 5 Ekim 1980’de hayatını kaybetti.