11 Ekim 2016 00:58

LC Waikiki işçileri: İyi şartlarda çalışmak herkesin hakkı

‘İyi giyinmek herkesin hakkı’ diyen LC Waikiki’nin işçileri İyi şartlarda çalışmanında herkesin hakkı olduğunu söyledi

Paylaş

Fırat TURGUT
İstanbul

Bir marka olma yolculuğuna 1985 yılında Fransa’da başladı. 1997 yılında Türkiye markası oldu. 2009 yılında Romanya’ya ilk adımını atarak geçen sürede dünya markası olma yolunda ilerledi. Şimdi 32 ülkede, 687 mağazası bulunuyor. Felsefesi ise “İyi giyinmek herkesin hakkı.”

Söz konusu, hiçbirimizin yabancı olmadığı giyim markası LC Waikiki... Merkezi Türkiye’de bulunan LC Waikiki’nin bünyesinde çalışan işçiler, “İyi şartlarda çalışmak herkesin hakkı” diyerek sendikalaşma mücadelesi veriyor. LC Waikiki yönetimi ise şirketi 32 ülkeye yayacak kadar büyüten işçilerin mücadelesini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Son olarak, sendikanın işyeri komitesinde bulunan Deniz Sak sosyal medyada yaptığı bir yorum gerekçe gösterilerek işten atıldı.

‘ÜRETİN’ BASKISI VE MESLEK HASTALIKLARI

Deniz Sak, 2.5 senedir LC Waikiki’nin Esen-yurt’ta bulunan, ana merkez tema olarak bilinen deposunda çalışıyor. Toplam 4 bin 500 işçinin çalıştığı depo, paketlemeden alarmlamaya, gönderimden kargo teslime kadar 16 bölümden oluşuyor. “Her bölümün kendine göre zorluğu var” diyor Sak: “Özellikle kadınlar için daha zor oluyor. Sürekli ayakta çalışıyorlar ve performans göstermeleri gerekiyor. Mesela alarm bölümünden kişi başı 800-900 adet iş istiyorlar. Belli bir süreden sonra bu sistem, kadınların ellerinde, bileklerinde probleme yol açıyor. Ama bu meslek hastalığına girmiyor. Sürekli ayakta oldukları için varisler ortaya çıkıyor. Sürekli eğitilip kalkıyorlar. Bel, boyun fıtığı sorunları ortaya çıkıyor. Doktora gidiyorlar, tedavi oluyorlar ama bu sefer de eski performanslarını gösteremiyorlar. Böyle olunca takım liderleri ve yöneticiler işçiye, ‘performansın düşük’ şeklinde geri bildirimde bulunuyorlar. Kısacası bütün işçileri birbirleriyle yarıştırmaya çalışıyorlar. Bölümler arasında da rekabet yaratıyorlar. Bir bölüm farklı iş yapıyor, performansı yüksektir. Diğer bölüm az iş yapmıştır. Ama burada işçiyi koşturmaya çalışıyorlar.”

İŞÇİLERİN YARISI KADIN

Kadınlar, çoraptan monta kadar her türlü ürünün geldiği depoda, çalışanların yarısını oluşturuyor. Çalışanların çoğunluğu da genç. İşçilerin 20 ila 30 yaş aralığında olduğu bilgisini veriyor Sak. Genç işçilerin “Çalışma şartları daha iyi” diyerek LC Waikiki’yi tercih ettiğini söylüyor: “8 saat çalışıyorum, sigortam yatırılıyor, ücretimi ayın 1’i ila 5’i arasında alıyorum diyor.” Ama işe başladıktan sonra birçok kişinin ‘Beklediğim gibi değilmiş, umduğumu bulamadım’ dediğini anlatıyor.

İŞÇİLER EK İŞ YAPIYOR

İşçilere ‘Umduğumu bulamadım’ dedirten şartlar ise ücretin azlığından ‘mesai kazığına’ kadar gidiyor. “Net maaşımız asgari ücretten 125 lira fazla, yani 1425 lira” diyor Sak. Verilen ücretin birçok işçiye yetmediğini, büyüyüp 32 ülkeye yayılmakla övünen LC Waikiki işçilerinin, yaşamak için ek iş yapmak zorunda olduklarını anlatıyor: “Kimisi nakliyecilik yapıyor. Kimisi dışarıda çorap satıyor. İşportacılık yapıyor. Elinden geliyorsa halı, koltuk yıkamaya ya da inşaata gidiyor. Bazıları LC Waikiki’deki mesaİ bittikten sonra, bazıları hafta tatilinde yapıyor.” 

MESAİ ‘KAZIĞI’

“Daha önce mesaiye kalınıyordu. Özel gün mesaileri çok düşüktü. Bayram ya da resmi tatillerde yapılan mesaide saatte 7.25 lira almamız gerekirken buun yarısını alıyorduk. Ama sistem değişince mesai ücretleri de alamaz olduk” diyor. Söz konusu işçilerin ücret alamadan mesai yaptığı sistemi şöyle anlatıyor: “7’li sistem olduğu için mesai ücreti alamıyorsun. Haftanın 6 günü çalışıp 2 gün izin yapıyorsun. Hafta tatillerin hafta içine doğru kaymaya başlıyor. Şirket, sana 2 gün izin veriyorum ama bana borçlu kalıyorsun diyor. Bir planlama yapılıyor. Borçlu olduğun saatler hesaplanıyor. Borcunu günde 8 saat yerine 12 saat çalışarak ödüyorsun. Mesela 4’te işbaşı yapacağın yere 1’de işbaşı yapıp gece 1’de çıkıyorsun. 6 bölümde şu anki işleyiş bu şekilde. Yeni yılla birlikte tüm depoyu bu sisteme geçirecekler.”

İşçilerin yaşadığı bir sorun da ikramiye. Geçen yıla kadar yılda 4 maaş ikramiye verilirken bu sistemi değiştirdiklerini söylüyor Sak: “4 ayda bir yani yılda 3 maaş prim verecekler. Ama en son verdikleri prime bakarsak bir maaş bile değil. 750 ila 1000 lira arasında.”

SENDİKA DÜŞMANLIĞI ÖRNEĞİ: İŞ KOLU DEĞİŞTİRMEK

İşte bu koşullar sendikalaşma mücadelesini doğurmuş. İşçiler önce Hak-İş’e bağlı Liman-İş Sendikasına üye olmuş ama Sak, patronun işçilerin mücadelesine set vurmaya çalıştığını anlatıyor: “Çalışmalarımız iyi gidiyordu. Üyelerimiz de artıyordu. Sendika çalışmalarını yürüttüğümüz zaman işveren kurnazlık yapıp iş kolunu de-ğiştirdi. Değiştirmeseydi belki yetki aşamasına gelmiştik. Ticaret iş koluna çevirdi. Sendika yetki almasın diye mağazalarla birleştirdi. Yani bizim sayımız 4 bin 500 civarıydı. Şimdi mağazalar da eklenince 23 bin civarı oldu. Mağazalarda sendika yoktu. Aslında bir taraftan da patron kurnazlık yaptığını düşündü ama burada ciddi bir hata da yaptı. Şimdi mağazalarda da üyeliklerimiz var, mağazalarda da çalışma yürütüyoruz. Oradaki arkadaşlarımızın da çalışma şartları çok kötü. Yani hemen hemen her mağazadan, her ilden üyelikler geliyor. Onlarla irtibata geçiyoruz. Şimdi Öz Büro-İş’te örgütlüyüz. Bizim de çalışma alanımız genişledi.”

YAZIN KENDİ TERİMİZLE DUŞ ALIYORUZ

“TRİLYONLAR harcayıp depo yapıyorsun ama deponun altyapısını hazırlamıyorsun. Lağım proplemi var. Kışın çok yağmur yağdığında ürünlerin olduğu bölümü lağım suları basıyor. İşçiler oradan toplayıp mağazalara gönderiyor o ürünleri. İkincisi havalandırma problemi var. Depoda merkezi klima diye bir şey yok. Yazın kendi terimizle duş alıyoruz resmen. Kışın ise donuyoruz soğuktan. Yaz için çözüm olarak pervane bulmuşlar. Ama hiçbir işe yaramıyor. Üçüncüsü işçilerin genelinde mesleki hastalık olarak bel fıtığı, boyun fıtığı var. Bileklerinde problemler var. Dördüncüsü yemek problemi. Daha önceden 3 çeşit yemek veriliyordu. Yemekler tek çeşide düşürüldü. Patronun iş kolunu değiştirmesiyle her şey raydan çıkmış oldu.”

İŞTEN ATILMAM İŞÇİLERE GERİ ADIM ATTIRMIYOR

SENDİKANIN işyeri komitesinde bulunan Deniz Sak, geçtiğimiz Kurban Bayramı öncesi Facebook’ta yaptığı bir yorum nedeniyle işten atıldı. Süreci ondan dinliyoruz: “Bayram öncesi yöneticiler, işçiler daha çok çalışsın diye bayramdan önce 6 aylık dilimdeki primleriniz yatırılacak dedi. İşçi inanıp güveniyor, daha fazla çalışıyor. Resmi tatilde, arife gününde geliyor. Ama bakıyor ki ortada prim diye hiçbir şey yok. Bayram günü de LC Waikiki Facebook sayfasından işçilerin bayramını kutlamıştı. Ben de tepki göstererek, ‘LC Waikiki senin bayramın kutlu olmasın, primlerimizi yatırmadın’ dedim. Bunu suç olarak görmüşler. Şirketi rencide ettiğimizi, müşterilerin gözünde küçük düşürdüğümüzü, rakip firmalara şirketin açığını gösterdiğimizi söylediler. Başkaları da ‘Biz LC Waikikiyi biliyoruz maaşları zamanında yatırıyorlar’ diye yorum yapmışlar. Ben bunlara da tepki gösterdim. ‘Kurumsal bir firma 1’i ila 5’i arasında bir tarih mi verir’ diye. Bu yorumları da hakaret, suç unsuru olarak algılamışlar. Ve tazminatsız olarak işten çıkışımı verdiler. Aslında aradıkları fırsatı bulmuş oldular. Beni işten atarak işçileri korkutmak istediler. Ama bu işçilere geri adım attırmadı. Üyelikler devam ediyor. İşçiler toplantılarını yapıyor. Ayrıca işe iade için hukuki bir süreç başlatacağız.”

ÖNCEKİ HABER

10 maddede orta vadeli programın işçilere faturası

SONRAKİ HABER

10 Ekim yaralıları: Dayanışma ve mücadele ayakta tutuyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa