İlk Kürtçe okul kapatıldı: Hani Kürtçe sizin de dilinizdi?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘Kürtçe de bizim dilimizdir’ ama Türkiye’deki ilk Kürtçe okul olan Ferzad Kemanger İlkokulu kapatıldı.
Serpil BERK
Diyarbakır
Diyarbakır’da Kürtçe ders veren Dibistana Sertayî ya Ferzad Kemanger (Ferzad Kemanger İlkokulu) 3 yıl önce Türkiye’deki ilk Kürtçe ders veren okul olarak kuruldu. 238 öğrencisi bulunan okul 9 Ekim günü Diyarbakır Valiliğinin ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün kararıyla mühürlenerek kapatıldı. Daha önce de mühürlenen okul gelen tepkiler üzerine tekrar açılmıştı. Okul Türkiye’deki siyasi gündeme bağlı olarak keyfi bir şekilde açılıp kapatılırken akıllara belediyelere kayyım atandıktan sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Kürtçe de bizim dilimizdir’ sözlerini getirdi. Okulun bu yılda mühürlenmesine tepkiler devam ediyor. Evrensel'e konuşan kurum temsilcileri Kürtçe okul açıp kapatmanın keyfiyete bağlı olmaması gerektiğini belirterek, bunun Kürt halkının bir hakkı olduğunu vurguladı.
‘YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALI’
Kapatılma kararına ilişkin Evrensel'e konuşan Kürt Yazarlar Derneği Başkanı Reşo Ronahî, Kürtçe eğitimin anayasal olarak kabul edilmediğini hatırlatarak, “Belediyelerin girişindeki Kürtçe tabelaları indirmek ve Zarok TV yi kapatmak asimilasyon politikasının sonucudur. 90 yıldır Kürtlere uygulanan asimilasyon politikaları çözüm getirmediği gibi bu tip uygulamalar da getirmeyecektir. Zamanın da sokakta ‘Kürtçe konuştu’ diye, insanlara hapis ya da para cezası veriliyordu. Bu uygulamaların üzerinden onlarca yıl geçtiği halde insanlar ana dilini konuşmaya devam ediyorsa bu asimilasyon politikasının da çözüm getirmediğinin kanıtıdır” dedi.
Ana dilinde eğitim önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini kaydeden Ronahî, “Veliler çocuklarını Ferzad Kemanger Okuluna yollarken bu baskının olacağını biliyorlardı ve bu baskı politikalarına tepki olarak çocuklarını bu okula yolladılar. Okullarının kapatılması bu insanların sinmiş olduğu anlamına gelmez. Devletin yapması gereken şey ana dilinde eğitim konusunda düzenlemeler yapıp hayata geçirmesidir. ‘Kürtçe benim de ana dilim’ söylemleri aksi taktirde samimiyetsizlik olarak ve halkı kandırmak olarak kalacaktır”dedi.
‘ANA DİLDE EĞİTİMLE ÜLKE ÖZGÜRLEŞİR’
Eğitim Sen Diyarbakır 2 No’lu Şube Eş Başkanı Selahattin Alp ise AKP’nin ana dilinde eğitim konusun da meseleyi maniple eden bir yaklaşım sergilediğini belirterek, “AKP, bir yandan Kürt vatandaşları tanıdığını ve değer verdiğini ifade ederken diğer yandan ana dillerini yasaklayıp okullarını kapatıyor” dedi. Sendikalarının Ferzad Kemanger okulunun bileşeni olduğunu söyleyen Alp, “Tüzüğümüzde yer alan ana dilinde eğitim talebiyle okulun kurulma aşamasında protokolüne de imza atmış bir kurumuz. Ana dilde eğitimle ülkeye huzur ve özgürlük gelir. Demokratik bir yaşam mutlu bir gelecek ancak bu şekilde inşa edilir. Devletin anayasal çerçeve de bu kurumları oluşturarak güvence altına alması gerekirken kapatıyor. Türkiye de yaşayan bir çok farklılığın böyle bir talebi ve hakkının olduğunu biliyoruz” dedi.
Alp şunları kaydetti: “Türkiye’de 20 milyon Kürt yaşıyorsa bunların hakkını korumak, dillerini geliştirmek, eğitimlerini sağlamak devletin sorumluluğudur. Yasaklamalarla değil demokratik taleplerin güvenceye alınarak bu sorunların çözüleceğini düşünüyoruz. Yaşadığımız bu ağır sürece yeni sorunlar eklemek büyük bir hatadır. Ferzad Kemanger Okulunun kapatılması da büyük bir hatadır umuyoruz ki iktidar bu yanlış kararından bir an önce döner” dedi.
‘3 YIL BOYUNCA NASIL EĞİTİM VERDİ?’
Açıldığı günden bu yana Ferzad Kemanger’de müzik öğretmenliği yapan Salih Altındağ ana dilinde eğitimin hak olarak görülmesi gerekirken mevcut iktidarın buna tahammülü olmadığını söyledi. İnsanların kendi dilleriyle eğitim görmesinin yasaklanamayacağını söyleyen Altındağ, “ İnsanlar kendi dilleriyle, renkleriyle doğmuştur ve en temel hakkıdır ana dilinde konuşmak, eğitim görmek bunu yasaklayamazsınız. Son yaşanan süreç ve okul kapatmalarına baktığımızda neredeyse Türkiye’de Kürt olmak suç durumuna geldi. Yeri gelince Kürtlerle kardeşiz deniliyor. Ama ana dilinde eğitim görmesi yasaklanıyor, hiçbir gerekçe gösterilmeden okulumuz kapatılıyor” dedi.
Kapatma kararını siyasi bir karar olarak gören Altındağ, “Bu karar ülkede Kürtlere dönük uygulanan politikanın sonucudur. Bizler kardeşçe bir arada yaşamak istiyoruz ama uygulanan siyasete baktığımızda demek ki kardeş olarak görülmüyoruz. Okulun açılması en başta ailelerin talebiydi. Bu talep doğrultusunda Ferzad Kemanger Okulu açıldı. Okulun açılması gerekli izinler alınarak gerçekleşti. Yasak olsa üç yıl boyunca nasıl eğitim verebilirdi ki? Aynı topraklarda yaşıyoruz fakat temel bir hak olan ana dilde eğitim yasaklanıyor. Bu karar karşısında üzgünüz” dedi.
‘KÜRTÇE OKUL BİZİM HAKKIMIZ’
KÜRTÇE eğitim veren Ferzad Kemanger İlkokulunun mühürlenmesine öğrenciler ve veliler tepki gösterdi.
Öğrenci velilerinden Gurbet Akın (40) okulların kapatılması ve mühürlenmesinin kabul edilecek bir durum olmadığını belirterek, “Çocuklarımızı ana dilinde eğitim görmeleri için gönderiyoruz. Çocuklarımızın dili ve kültürü yok olmasın. Her tarafta Türkçe okullar var neden Kürtçe okullar olmasın? Biz bu mühürleri tanımıyoruz, dilimizle eğitim göreceğiz” dedi.
‘DİLİMİZİ YASAKLAYAMAZLAR’
Öğrenci Velisi Ayşan Kanuş da devletin ve hükümetin Kürtçeden korktuğunu dile getirerek, şöyle devam etti: “Devlet, ilk önce öğretmenleri görevden uzaklaştırdı, sonra da okullarımızın kapılarını mühürledi. Devlet tümden dilimizi yok etmek ve yasaklamak istiyor. Ama biz dilimizin yasaklamasına ve yok olmasına izin vermeyeceğiz.”
Kobanê’den göç ederek Diyarbakır’a gelen Rolata Ahmed’in 3 çocuğu da bu okulda eğitim görüyor. Kendisinin ve çocuklarının hiç Türkçe bilmediklerini belirten Ahmed, “Biz Kürt’üz, Kürtçe okul da bizim hakkımızdır. Okulumuzun kapatılmasına çok üzüldük. Okul kapatıldığında bütün çocuklarım ağladı. Devlet Kürtlerin dilinden ne istiyor? Çocuklarımızın Kürtçe eğitilmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
3’ncü sınıfta ders gören Werde Abdiye (10) okulunun kapatılmasını istemediğini ifade ederek, “Kendi ana dilimle okumak ve eğitilmek istiyorum. Ana dilimi çok seviyorum. Türk okullarına gitmek istemiyorum. Kendi okulumu istiyorum” dedi. (Diyarbakır/DİHA)