Güncel sanata tarihi mekan: Büyük Valide Han
17. Yüzyıl’da Kösem Mahpeyker Valide Sultan’ın Mahmutpaşa’da yaptırdığı Büyük Valide Han’ın içindeki 210 odadan biri, sanat severlere açılıyor.
Blok art space, Çukurcuma’da bulunan ana merkezinin bünyesine farklı sanatsal çalışma, proje ve etkinlikleri destekleyecek yeni bir alan katıyor. 17. Yüzyıl’da Kösem Mahpeyker Valide Sultan’ın Mahmutpaşa’da yaptırdığı, İstanbul’un en büyük hanı olarak bilinen Büyük Valide Han’ın içinde bulunan 210 odadan birini dönemsel güncel sanat projeleri, performanslar, mekana özgü yerleştirme ve araştırmalar, seminer ve sanatçı atölye programları için sanat severlere açıyor.
Bugün Han’ın odalarında dükkanlar, atölyeler, ofisler bulunuyor. Döneminde ticari olduğu kadar siyasi, sosyal ve dini bir merkez olarak da kullanılan Büyük Valide Han bir çok kültüre ve farklı coğrafyaların insanlarına ev sahipliği yapmış ve bu süreç içinde fiziki dokusunda ve mekan kullanımında önemli dönüşümler geçirerek toplumsal ve ekonomik değişimlere de uyum sağlamıştır. Istanbul’un katmanlı ve derin tarihsel dokusunun en iyi örneklerinden biri olan Büyük Valide Han’ın belleğinde bir yer edinme amacıyla yola çıkan BLOK art space aynı zamanda şehrin belirli alanlarında toplanmış olan güncel sanat güzergahını da bu yeni rota ile genişletmeyi hedefliyor. BLOK art space Büyük Valide Han açılışı sanatçı Cansu Çakar’ın “İki Taraf” adlı sergisi ile gerçekleşiyor. 23 Ekim tarihinde açılacak olan sergi 17 Aralık’a kadar haftanın belirli günlerinde ziyaretçilere açık olacak.
BİN YILLIK BİR HALIYA BİN YILDIR BAĞDAŞ KURAN BİRİSİ GİBİ...
Sanatçı Cansu Çakar minyatür tekniğini kullanarak geçmiş ile güncel arasında kurduğu bağları bu sefer Büyük Valide Han belleğinden yola çıkarak kuruyor. Han’ın tarihini araştırırken derinlere inen ve Han’da uzun yıllar yer edinmiş İran kültürünün temellerini araştıran sanatçı Mani dinini ve bu din ile günümüz politikaları arasında benzerlik ve farklılıkları ortaya koyarak Han’da yeni bir arşiv ve araştırma sürecinin başlangıcına öncülük ediyor. İranlıların “Mader Han” dedikleri Büyük Valide Han’ın da tanıklık ettiği gelenek, adet ve ritüellere tekrar bakabilmenin yanısıra nasıl araştırılabileceği sorusunu da vurgulayarak izleyiciyi hanın tarihi ile katmanlaşan hafızası arasında bir yolculuğa çıkarıyor.
Sanatçı araştırma sürecinin çıkış noktasını şu şekilde ifade ediyor; “Bin yıllık bir halıya bin yıldır bağdaş kuran birisi gibi davranmak, en derinimizde kurtulamadığımız bir sıkıntının tezahürüdür. Ürkütürken tutamayacağın, dinamik demeyi pek sevdiğimiz bir hareketliliğe sahip kültürümüz, hiç süslemeyi hak etmese bile süslemeye devam ediyor. Geçen yüzlerce yıl ne duvarların katmanlarından okunuyor, ne de yeni kültür politikalarının karanlık yüzünü açığa çıkaran İstanbul manzaralı fotoğraflardan. “İki Taraf”, çağrışımların ve bağlantıların eşliğinde Büyük Valide Han’ın tarihinden de öteye gidiyor ve hanın yıllardır tanıklık ettiği geleneklerde bulduğumuz eski bir inanış biçimi olan Maniheizm ile ilişkilenip, dinini sözle veya yazıyla değil resim aracılığıyla anlatmaya çalışmış Mani Peygamber’e bir selam etme arzusu taşıyor.” (KÜLTÜR SERVİSİ)