18 Ekim 2016 00:54

Sahaları ve tribünleri terk etmiyoruz: Futbol Herkes İçindir

#FutbolHerkesİçindir eylem haftası sürüyor: Taraftarına, hakemine, oyuncusuna, antrenörüne varana kadar futbolda cinsiyetçi tüm söylemler uyarılmalı.

Paylaş

Duygu AYBER
İSTANBUL

Futbolda yaşanan eşitsizliğe karşı farkındalık oluşturmak için başlatılan #FutbolHerkesİçindir eylem haftası sürüyor. Tüm dünyada eş zamanlı başlatılan kampanyayı Türkiye’den destekleyenlerden Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, #FutboldaCinsiyetçiliğeSon #FutbolHerkesİçindir diyerek tribünlerde ve futbol sahalarında kadına ve LGBTİ’lere yönelik ayrımcılık ve şiddet içeren söylemlere karşı farkındalık oluşturmak için sosyal medya kampanyası başlattı. Hem bu kampanyayı hem de ayrımcılığın ve şiddetin olmadığı bir futbolun nasıl mümkün olabileceğini Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Şehlem Kaçar Sebik, İdil Elveriş ve kampanyanın iletişim sorumlusu Burcu Çelik ile konuştuk. 

Bu kampanya neyi amaçlıyor? Neden destekliyorsunuz?
Şehlem Kaçar Sebik: Futbolda ayrımcılıkla mücadele etmeyi amaçlıyor. Bu ayrımcılık cinsiyet temelli olabildiği gibi etnik ya da engellilere yönelik ayrımcılıklar olabiliyor. Türkiye gibi kadın erkek eşitsizliğinin iktidar tarafından desteklendiği bir ülkede bu kampanyanın yürümesini önemsiyoruz çünkü futbol da diğer alanlar gibi cinsiyet temelli şiddeti üretiyor. Oysa futbol bir takım oyunu. Futbolun ruhu içinde antrenörleri, yöneticileri, oyuncuları ve taraftarları kapsayan bir beraberlik ve saygı olmalı. Fakat Türkiye’de gördüğümüz futbol ne yazık ki şiddeti üreten ve şiddet üretimini normalleştiren bir alan. Biz bunun değişebileceğine inanıyoruz ve bu şiddet döngüsünü #FutbolHerkesİçindir #FutboldaCinsiyetçiliğeHayır diyerek kırmayı amaçlıyoruz. 
Burcu Çelik: Kampanyayı başlatmadan önce medyada kısa bir tarama yaptık. Tribünlerdeki slogan ve pankartların çoğunun cinsiyetçi ve küfürlü olduğunu zaten biliyorduk ama bir kez daha kampanyaya katılmanın önemini görmüş olduk. Dildeki değişimi sağlamak için neler yapabiliriz diye düşündüğümüzde küfürsüz, cinsiyetçi olmayan farklı bir futbolun olabileceğini de göstermek istedik.

Türkiye Futbol Federasyonu kampanyayı destekliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Şehlem Kaçar Sebik:
Türkiye Futbol Federasyonu’nun kampanyaya dahil olduğunu biliyoruz ama kampanya dahilinde ne yaptığı ile ilgili bir bilgiye sahip değiliz. Kamuoyunu bilgilendirmelerini dileriz. 

Kampanya geniş kitlelere ulaşarak farkındalık oluşturmayı başarabilecek mı sizce? 
Burcu Çelik:
Geniş çaplı kampanyaların kitlesel farkındalık oluşturulmasında çok önemli olduğunu biliyoruz. Fare Network’ün 40’dan fazla ülkede eş zamanlı düzenlediği #FutbolHerkesİçindir #FootballPeople kampanyasını duyurduğumuzda, çok olumlu yorumlar aldık. Kampanya sosyal medyadan hızlıca yayıldı. Futbolu seven, sevmeyen birçok kişi destekledi. Çünkü futbol herkes içindir. Mahalle maçlarını hatırlarsak, çocukların oynadığı futbol ile egemen kültürün oynadığı futbol arasında çok fark olduğunu görebiliriz. Hep birlikte bu algıyı değiştirmemiz gerekiyor. Bu yüzden LGBT+’lar ve kadınlar olarak her alanda olduğu gibi futbolda da ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe son diyoruz.

‘YENMEK ERKEKLİK, KAYBETMEK KADINLIK OLARAK TEMSİL EDİLİYOR’

Futbolda cinsiyetçilik, şiddet, ayrımcılık neleri kapsıyor? Futbolun herkese açık olması için nasıl bir ortam, yönetim, tribün gerekli?
İdil Elveriş:
Kadınlara ve LGBTİ’lere yönelik her tür ayrımcı ve cinsiyetçi söylemi kapsıyor. Futbol tezahüratları ve taraftar söylemleri maalesef bu tarz bir dile sahip. Yenmek erkeklik, kaybetmek kadınlık üstünden tanımlanıyor. Yenen takım, yenerek kaybedene adeta “tecavüz etmiş” oluyor. Dolayısıyla cinselliğin de bir cezalandırma ve aşağılama aracı olarak düşünüldüğünü görüyoruz. Örneğin, korkuluklara bağlanarak rakip takım üniforması geçirilmiş bir şişme kadın temsili. Onu taciz etmek ve hatta yakmak taraftarlık olarak algılanıyor. Bunlar hem kadınları cinsiyet olarak aşağılıyor hem de özünde ayrımcılığı ve şiddeti onaylıyor. Bu cinsiyetçi ve ayrımcı dil sadece rakibe değil, sporculara ve yöneticilere de yöneliyor.
Kadınlar maça gidiyor, hiç gitmiyor değil. Cinsiyetçi küfürler de ediyor. Ancak tribünlerin ailece gidilen bir ortam olmadığı, bir alt kültür ortamına teslim edildiği açık. Bunu değiştirmek için dil değişmeli. Farkındalık çalışmaları yapılmalı, cinsiyetçi sloganlar için de kulüpler ceza ödemeli. Biz dernek olarak bir öneriler listesi hazırladık. Kulüplerin bu yönde çalışmasını istiyoruz. Öneriler sıraladık, web sayfamızda var.

Şehlem Kaçar: Devlet ve kulüpler eliyle ancak etkili kampanyalar yürütülürse bu sorun gündemleşebilir. Taraftarına, hakemine, oyuncusuna, antrenörüne varana kadar futbolda cinsiyetçi tüm söylemler uyarılmalı. Yöneticiler kadınlara, LGBTİ’lere ya da göçmenlere karşı nefret söylemlerini mutlaka kınamalı hatta maça çıkarmama gibi cezaları uygulamalıdır. Fakat biliyoruz ki devlet bu ayrımcılığı üreten bir dil kullanıyor. Siyasilerin, kadın ve erkeğin fıtratının farklı olduğu açıklamalarından tutun da kadına yönelik şiddeti olumlayan mırıldanmalara kadar bunu hayatımızın her yerinde hissediyoruz. Fakat buna boyun eğmiyoruz; bu şiddet ne bizim kaderimiz ne de devletin bizim adımıza belirleyebileceği bir şey. Hayatlarımıza sahip çıkıyoruz, sahada da tribünde de her yerdeyiz, gitmiyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Isınalım derken canınızdan olmayın!

SONRAKİ HABER

DİHA Muhabiri İdris Sayılgan gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa