21 Ekim 2016 08:53

Proje okullarda neler oluyor?

Proje okul nedir?

Paylaş

PROJE OKUL NEDİR?
Milli Eğitim Bakanlığı, Mart 2014’te “Proje Okulları Yönetmeliği”ni yayımlayarak 150 okulu proje okul ilan etti. Bu belirlenen okullara atamalar, daha önce sınavla yapılırken artık doğrudan MEB tarafından yapılacak.

NEDEN BU OKULLAR?
Proje Okul kapsamında 155 okul var. Bu okullar, hem giriş puanları göz önüne alındığında hem de üniversiteye giriş başarılarına bakıldığında en yüksek puanlı öğrencilerin gittikleri okullar. Öte yandan bu okullar, okul içi demokrasinin diğer okullara göre daha yüksek olduğu ve etkinliklerin öğrenci insiyatifinde yapılabildiği okullar. 
Bu okulların aynı zamanda fikir özgürlüğünü savunan, bilimsel eğitiminden taviz vermeyen ve tektipleştirmeye karşı sesini çıkaran bir öğrenci gelenekleri var. Sonuç olarak, bu okullardaki okul içi demokrasinin, öğrenci ve öğretmen ilişkilerinin gelişmiş olması, bu okulların tarihsel bir kazanımı.

NELER OLMUŞTU?
Temmuz 2015
Bakanlık onayıyla belirlenen okullara müdür atamaları başladı. 44 lisede öğretmenler görevlerinden alındı.

Haziran 2016
İstanbul Erkek Lisesi öğrencileri diploma töreninde atanan müdürleri Hikmet Konar’ın konuşması sırasında arkalarını dönerek protesto ettiler. Aynı zamanda okul yönetimini eleştiren bir bildiri yayımlandı. Birçok lise bu eyleme destek vardı. Yüze yakın lise, proje kapsamında atanan hükümet yanlısı müdürleri, liselerdeki gerici uygulamaları, baskıları ifşa ettikleri bildirileri yayımladı.

Eylül 2016
Norm kadro ve ihtiyaç fazlası öğretmenlere yönelik atamalar uygulanmaya başlandı. Proje okullarında görev yapan öğretmenlerden sekiz yılını dolduranların başka yerlere atanacağı açıklandı. 

Ekim 2016
Öğretmenlerin zorunlu tayinlerine karşı olan protestolar öğrenciler, veliler ve öğretmenlerin katılımıyla sürüyor. 
Geçtiğimiz hafta İzmir Fen Lisesi öğrencileri oturma eylemi yapmış, Kadıköy Anadolu Lisesi önündeki açıklamanın olacağı gün okula TOMA ve sivil polisler girmişti.
Şu ana kadar İzmir Fen Lisesi’nde 31 öğretmenden 14’ü, Kabataş Lisesi’nden 67 öğretmenden 30’u, İstanbul Erkek Lisesi’nden 70 öğretmenden 20’si, Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nden 40 öğretmenden 20’si, Pertevniyal Anadolu Lisesi’nden ise 60 öğretmenden 28’i görevlerinden alındı.
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin yaptığı açıklamada toplam 155 proje okulda 4.598 öğretmen olduğunu, bu öğretmenlerden 1187’sinin 8 yılını aştığı için zorunlu rotasyona tabi tutulabileceğini belirtti.
Proje okullardaki 8 yılını aşan öğretmenlerin zorunlu olarak başka okullara tayin edilmesi ve bu öğretmenlerin yerine doğrudan bakanlık tarafından öğretmenlerin atanacak olması bu okulların eğitim yapısının ve okul geleneklerinin nasıl değiştirilmek istendiğini açıkça ortaya koyuyor.


ASLA YALNIZ “KAL”MAYACAĞIZ

Kadıköy Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci

Merhaba, sevgili Genç Hayat okurları. Okulların açılmasından bu yana bir ay gibi bir süre geçti. Geçen seneye oranla bizleri daha zor ve yorucu bir yıl beklediğini hepimiz biliyorduk. Henüz okulun ilk günü müdürün yaptığı konuşmaya mezunların ve belli bir öğrenci kitlesinin arkasını dönmesinden bizi nasıl bir yıl beklediğini herkes anladı. Daha sonra “Proje Okulları” adı altında bizi sokmak istedikleri pozisyonun son meyvesi olan rotasyon saçmalığı, biz öğrenciler için dayanılmaz bir olay oldu. Bizler gerek mezunlarımızın gerekse velilerimizin desteğiyle yasal bir çerçevede yapabileceğimiz her şeyi yaptık. Ancak müdür ve arkasındaki hükümet bizlere karşılığında polisle korkutmaya, baskılamaya çalıştı. 
Bu süreçte okulumuzun içine TOMA girdi, müdür sivil polislere okulu gezdirdi. Arkadaşlarımız müdür tarafından sorguya çekildi, tehdit edildi ve öğretmenlerimize baskı uygulandı. Eylem yaparken fotoğraflarımızı çeken müdür, bizi “Bunun bedelini ağır ödersiniz.” diyerek tehdit etti. 
Tabii ki bu eylemlerin nedeni sadece öğretmenlerimiz değildi. İki yıllık bir süreçte okulumuzda kulüp faaliyetleri bitirilmeye, sansürlenmeye, yönetimin istekleri doğrultusulda şekillendirilmeye çalışılıyor. Festivallerimize izin çıkmıyor, okulumuzun ruhu bitirilmeye çalışılıyor. İşte bu yüzden biz şimdi bütün baskılara rağmen ayaktayız ve bütün sonuçları göze aldık.
Şimdi yapmanız gereken  bütün öğrenciler olarak bir araya gelmek ve hükümetin bizi tek tip öğrenci olarak görmek istemesine hep bir ağızdan karşı çıkmak ve isteklerimizi bütün ve birleşmiş şekilde haykırmak. Unutmamalıyız ki bizler bir bütün olarak çok güçlüyüz ve eğer istersek yapamayacağımız hiç bir şey yok!


CAL’I CAL YAPAN OKUL KÜLTÜRÜ VE ÖĞRETMENLERİMİZDİ

Cağaoloğlu Lisesi’nden bir öğrenci

Cağaloğlu Anadolu Lisesi’ne ilk girdiğimizde köklü bir geçmişe, kültüre sahip olan bir okula geldiğimizi biliyorduk ama yaşadıkça daha fazla farkına vardık. Öğrenciler ile öğretmenlerin ilişkilerinden tutun da festivallere, çeşitli etkinliklere kadar bir çok şey, bize özel bir yerde olduğumuzu hissettirmişti. Ta ki okulumuz “proje okul” kapsamına alınana kadar. Okul yönetiminin değişmesi ile Cağaloğlu’nda bazı şeyler değişmeye başladı. Şenliklerin, festivallerin, sosyal faaliyetlerin iptal edilmesi, CAL’a özgün etkinliklerin yasaklanması, okulun kültürüne darbe vurmaya başladı. Kulüpler kapatıldı, etkinlikler engellendi. Örneğin Dans Kulübü, kadın öğrencilerin bacaklarının göründüğü öne sürülerek, gerici bir bahaneyle kapatıldı. Tiyatro Kulübü’ne maddi yardım kesildi. Çalışmakta olan sayılı kulübün başına ise okula “proje” kapsamında atanan öğretmenler getirilmeye başlandı.
Yıllardır yapılan, okulun kültürünü oluşturan etkinlikler yasaklandı, yerine “Kutlu Doğum Haftası” gibi okulda daha önce hiç yapılmamış sözde etkinlikler getirildi. Bu uygulamalara karşı duran öğrenciler, müdürün kara kaplı defterinde fişlendi, okuldan atılmakla tehdit edildi. Öğrenci meclisinin baskı altına alınması ise  öğrencilerin sesinin yükselmesini engelledi. 
Biz öğrenciler gibi sınavla okulumuza gelmiş öğretmenlerimiz, proje okul saçmalığı adı altında okulumuzdan alınıp başka okullara tayin edildi. O öğretmenlerimizin tek amacı, bizim gibi gençleri bilimin ışığında daha ileriye taşımaktı. CAL’ı CAL yapan o öğretmenlerimizdi. Sadece öğretmen değil; her an, her konuda desteğimiz, dostumuzdu onlar. Amaç “proje okul” adı altında ülkemizin köklü liselerinin içini boşaltmaktı, boşaltmaya önce öğretmenlerimizden başladılar. 
Ülkemizde nitelikli eğitim veremeyen bir sürü okul varken bu okulları geliştirmeyi amaç edinmek yerine Türkiye’nin en başarılı okullarını proje okul yapmak, asıl amacı gözler önüne sermektedir. Proje okul uygulaması, uyuyan devi uyandırdı. Artık velilerimiz de bizimle birlikte bu uygulamaya karşı çıkıyor.
Bu yazıyı okuyan diğer liseli arkadaşlara eminim ki okudukları çok tanıdık gelecektir. Ülkenin hangi ilinden, hangi lisesinden olursak olalım hepimizin ortak bir noktası varsa o da öğrenci olmamız; laik, bilimsel, demokratik bir eğitim istememizdir. Sorunlarımız ortak, altında kaldığımız baskı ortak. Liseli öğrenciler olarak bir araya gelemediğimiz sürece bu sorunların altından asla kalkamayız. Eğitim hakkımızı elimizden almalara dur demenin tek yolu birliktir.


YEPYENİ BİR “PROJE”

İzmir Fen Lisesi’nden bir öğrenci

İlköğretim hayatı boyunca belki diğer arkadaşlarımızdan daha çok çalışarak birçok velinin ve arkadaşımızın hayali olan okula geçen sene gelmiştim. Fen lisesi olduğu için eğitimi daha iyi olmalıydı. Bazen böyle düşündürmeyip hayal kırıklığına sürüklese de daha iyisi yoktu. Bunu elimizden almak için bir “proje” çıktı ortaya ve okulumuzdan 14 öğretmenimiz ayrıldı, yeni öğretmenler geldi. 
Açıkçası İFL’yi İFL yapan şey bitti. Bu okula gelen öğrenciler daha iyi bir eğitim hayaliyle gelmişti, ancak şimdi o eğitimi veren öğretmenlerimiz yok. Öğrencilerin bir kısmı temel liselere geçiyor. Çünkü umduklarını bulamayacaklar bundan sonra. 
Tabii bu eğitim sorunlarının yanında, okulun yurdunda da epeyce sorun var. Sorunlarımızı dile getirdiğimizde aldığımız cevap, “Devlet yurduna gelip elinizi taşın altına koymuşsunuz.” oluyor. O taşın altındaki eller güç verdikçe kalkacak o taş ve hakkettiğimizi alacağız.


HEPİMİZ HEDEF TAHTASINDAYIZ

Hatice Güzelcan Anadolu Lisesi’nden bir öğrenci
İzmir

Yeni eğitim öğretim yılı eylemlerle başladı. Arkadaşlarımız okullarının önünde oturma eylemi yaparken anne-babaları ise Milli Eğitim Müdürlüklerinin önünde eylemdeydiler. Bazı veliler okulların İmam Hatip olmasından yakınıyordu bazıları ise proje okulu kapsamında öğretmenlerin zorunlu rotasyona tabi tutulmasından. 
Şimdiye kadar başarıları, yarattıkları kültür ile göz dolduran ve Türkiye’nin en iyi okulları arasında yer alan bu okullar hangi ihtiyaçtan dolayı proje okulları haline getirilmiştir? Eğer proje okullarının amacı akademik başarıysa, bu okullar zaten Türkiye’nin en başarılı okulları arasında yer alıyor. Eğer amaç sosyal ve kültürel gelişim ise zaten bu okulların birçoğunda festivaller, kulüp etkinlikleri ve sportif faaliyetler yapılıyor. Öyleyse amaç ne? Bizim anlayacağımız açık bir amaç olmadığına göre gizli bir amaç mı var? Bu okullarda çalışan, sınavla atanmış öğretmenler bu amacı gerçekleştiremeyecekleri için mi sürgün edildiler? Peki, yeni gelecek öğretmenler hangi kriterlere göre seçilecekler ve bizim anlayamadığımız gizli amaca mı hizmet edecekler? Bu yeni öğretmenler Kabataş Erkek Lisesi’nin müdür yardımcısı gibi her okulun İmam Hatip olmasının vaktinin geldiğini mi düşünüyor? 
Bazılarımız ilk hedefe konulan proje okullarda okumuyoruz ama hedef tahtasına hepimizin konulduğunu biliyoruz. Bu yüzden bizler bu anti demokratik ve keyfi uygulamaya maruz kalan arkadaşlarımız ve öğretmenlerimizin yanındayız. Çağdaş, bilimsel, laik ve nitelikli bir eğitim için mücadale etmek, bugün hepimizin görevi.
 


ARKADAŞLARIMIZIN SIKINTISI, BİZİM SIKINTIMIZ

Hayrettin Duran Lisesi Okul Başkanı
İzmir

Okullar açıldığından beri hepimiz bir dizi sıkıntılar yaşadık. Kimimizin kitapları eksik, kimimizin öğretmenleri yok. Bu konuda en çok muzdarip olanlarsa proje okullarındaki arkadaşlarımız. 
Öğretmenlerinin birçoğunu göndererek, eğitimlerini derinden etkileyecek bir durumla karşı karşıya bırakıldılar. Bu uygulamalarla arkadaşlarımızın okullarının özgür ortamına müdahale etmeyi hedefliyorlar. Böyle iyi liselerin eğitim düzeyini de düşürmek istiyorlar. 
Bu lisedeki öğretmenlerin kimi bizim lisemize, kimi başka liselere geldi. Aynı sokaklarda, parklarda dolaştığımız arkadaşlarımızın mutsuzluğundan, hocalarının bizim okullarımıza gelmesinden  mutlu olacağımızı düşünmesinler. Bizler onlarla aynı duyguları paylaşıyor, yanlarında olduğumuzu söylüyoruz.  BAL, IFL, CKAL yalnız değildir!

ÖNCEKİ HABER

Bir gecede okulsuz kalanlar

SONRAKİ HABER

Eşit koşullarda okumak istiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa