21 Ekim 2016 10:03

Bora YILDIZ
Maltepe

Meslek lisesi öğrenciliği, diğer adıyla meslek lisesi köleliği, hayatta karşılaşılacak sorunlara bir antrenman, ön alıştırma diyebiliriz. Henüz lise birinci sınıfta bu zorluklarla karşılaşmaya başlarız, ta ki hayatımızın sonuna kadar. Meslek lisesi, birinci ve ikinci sınıfta kendini belli etmese bile üçüncü ve özellikle de dördüncü sınıfta büyük zorluklarla karşılaştırır. Örneğin, üçüncü sınıfta eski sisteme göre normal bir Anadolu lisesi fizik, kimya, biyoloji ve coğrafya derslerinin eğitimlerini düzgün şekilde görüyorken, meslek liseleri üçüncü sınıfta bu dersleri programdan çıkarmakla kalmayıp matematiği 6 dersten 2 derse indiriyor. Bu iki derste ise temel matematik eğitimi veriliyor. Artık Anadolu liselerindeki dersler de bitirilmeye çalışılıyor. Bir meslek lisesi kadar olmasa da, Anadolu liselerinde de derslerin içi boşaltılıyor ve din ağırlıklı oluyor. Anlaşılan sistem akıl almayacak şekilde kötü durumda. Lise dördüncü sınıfa gelirsek işte bu sene meslek lisesi öğrencilerinin en sıkıntılı dönemi denilebilir; çünkü öğrencilerin üstlerinde çok ağır bir yük oluyor. Bir yandan girecekleri bu sınavın hayatlarını etkileyeceği düşüncesi, bir yandan meslek lisesi son sınıfta staj yapılacağı için staj yeri bulma uğraşı, bulduktan sonra oraya adapte olma, adapte olduktan sonra ne kadar çalıştıracaklar korkusu, meslek mi öğreneceğim yoksa fotokopi mi çektirecekler diye düşünme, bir yandan da aile baskısı derken bir meslek lisesi öğrencisinin lise son sınıfta bütün psikolojisi alt üst oluyor. İki gün okul, okuldan sonra dershane, üç gün staj, stajdan sonra saat uygun olursa dershane, iki gün tatili olan hafta sonunda da tekrar dershane, dershaneden boş kalan zamanda ders çalışabilecek uygun bir ortam bulmak için çabalamak meslek liselinin haftalık rutini olur. Böyle bir hayatı varken bu öğrenciden her konuda atak olması bekleniyor. Bu yoğun rutin ve stres üstüne iki yıllık yatay geçiş hakkının kaldırılması da söz konusu.

“GEREKLİ EĞİTİMİ ALAMIYORUZ”

Ben de bir meslek lisesi öğrencisi olduğum için bütün bu yaşanan olayları aynen yaşıyorum. Dışarıdan bakanlar “Ama siz orda meslek öğreniyorsunuz, okul bitince işletme yetkisi alıyorsunuz.” gibi yorumlar yapıyorlar. Evet bizler bunları yapabiliyoruz ama herkesin de bildiği gibi elektrik dükkanları artık iş yapamıyor. Her şey dijital oldu. Evet bizler meslek öğreniyor olabiliriz fakat mesleği öğrenirken üniversite sınavında gerekli olan derslerin eğitimlerini alamıyoruz. Bizler bu eğitimleri görmüyorken hayatımızı etkileyecek bir sınavdan başarılı olmamız bekleniyor. 
İstanbul’da özel okullarda eğitim alan öğrenciler ile Doğu’da sınıflarına öğretmen gelmeyen öğrencileri aynı sınava tabi tutuyorlar. Türkiye’deki eğitim sistemi herkese eşit fırsatı tanımıyor. Her kesime farklı eğitim veriliyor, hatta bazılarına verilmiyor. Bu sistem Anadolu lisesi ile meslek lisesi öğrencilerine farklı eğitim vermesine rağmen aynı sınavı önlerine koyuyor. Aynı zamanda geleceğimizi belirleyecek bu sınav sistemi öğrencilerin yeteneklerine, ne tür bir bölümde okumak istediklerine bakmaksızın çok büyük bir öğrenci kitlesinin hayatını yalnızca 2 saate sığdırıyor. Bizler bu sisteme kesinlikle karşıyız. Sistem her öğrenciye yönelik bir eğitime dönmediği sürece öğrenci isyanları son bulamayacaktır.

Evrensel'i Takip Et