Shakespeare ve Şeyh Pir'in öyküsü

“Shakespeare aslında Müslüman’dır. Esas adı da Şeyh Pir'dir.” Evet art arda “şeyh pir şeyh pir şeyh pir” deyince Shakespeare’in adının nereden geldiğini kolaylıkla anlayabilirsiniz! Dolayısıyla bir İngiliz değil gizli bir Müslüman’dır Shakespeare, pardon Şeyh Pir!
"Mesele ne, fiziki mekanların olmasından öte şu gönülleri halletmek, bu kafa yapısını halletmek, zihinleri halletmek. Onun için kültür inkılabına ihtiyacımız var. Asıl reformu kültürde yapmamız lazım, kültür ihtilaline, kültür devrimine şiddetle ihtiyacımız var." 
İlk paragraftaki sözü Kadir Mısıroğlu söylemişti. İkinci paragraftaki sözler ise cumhurbaşakanının Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin açılışında yaptığı konuşmadan bir alıntı. Şeyh Pir yorumuna, 'yerli ve milli tiyatro sahneleri'ne bakınca bu kültür devriminin buyurduklarını görebiliriz.   Tez Shakespeare Şeyh Pir'e, Cağaloğlu Anadolu, Bornova Anadolu, Kadıköy Anadolu Lisesi gibi okullar proje okullara çevrile!
Sermaye temsilcisi hükümetin gerici faşist bir politik rejim inşa etme planının en temel dayanaklarından biri kültürel alanın da bu gerici temelde yeniden şekillendirilmesi.
Bir üniversite yalnızca meslek eğitimi vermez. Aynı zamanda mezun olunca nasıl mühendisler, nasıl avukatlar, nasıl akademisyenler olunacağının da kodlarını yükler öğrencilere. Çevre ve doğa katliamına onay veren uzmanlar, Soma maden katliamını aklayacak bilirkişiler, tecavüz davalarında tahrik indirimi yapacak hakimler istiyorlar.
Cunmhurbaşkanının kültür devrimi dediği işte bu kodların biat ile harmanlanarak yeniden sunulmasından  başka bir şey değildir. 
Bu kültür devriminin neferleri kimdir? Barınma sorununu çözmeyip öğrencileri mahkum ettiğiniz gerici vakıf ve cemaat yurtlarının görevlileri mi?
Dünya edebiyatının toplumcu gerçekçi yazarlarının oyunlarını pişkinlikle yasaklayan tiyatro müdürleri mi?
İç işleyişine müdahale edilmek istenen liselerin başına örülmeye çalışılan proje okul uygulamasının başındaki bakan mı?
Sermayedarların saldırgan hükümeti AKP dur durak demeden biat eden bir nesil inşa çalışmalarına devam ediyor. Üniversite açılışında cumhurbaşkanının yaptığı konuşma da akademik açılışın sarayın içine taşınması da bize gösteriyor ki herkesin biat edeni makbul! Gençliği mahkum ettikleri karanlık geleceği ‘yerli ve milli’ ile başlayıp ‘atalarımız’ ile biten cümlelerle parlatmaya, gençler açısından ‘makbul’ hale getirmeye çalışıyorlar. 
Bizim Gezi’den, Metal Direnişi’nden ve daha pek çok mücadele deneyiminden de çok iyi bildiğimiz dayanışma kültürünün yerine bireyciliği, ‘karanlığa sırtımızı dönüyoruz’ tepkimizin yerine biatı, laik ve çağdaş bir eğitim talebimizin yerine gerici hurafeleri koymak istiyorlar. 
Biz de onların korkutma ve sindirme politikalarının karşısına azim ve kararlılığımızı, inşa etmeye çalıştıkları gerici faşist bir politik rejimin karşısına eşit ve özgür bir gelecek mücadelemizi koyacağız! Dur durak demeden başımıza çorap örenleri ancak dur durak demeden güçlendiğimiz ve bir araya geldiğimiz ölçüde durdurabiliriz. Şimdi dur durak demeden yola koyulma vakti!