30 Ekim 2016 09:38
/
Güncelleme: 09:41

Arzu’ya ve adalet arayışındaki tüm kadınlara cevap verin

Duygu AYBER

“Çocuklarım ne olacak?” dedim. ‘Çocukları kim düşünüyor?’ dedi. ‘Öldürmeyeceğim. Yüzüstü yere yat. Kolunu bacağını aç ki ölecek yerine gelmesin’ dedi. 14 sene mücadele vermişim. Artık dayanamıyordum. ‘Sık kafama, bitsin’ dedim.”

Bu sözler çocuk yaşta evlendirildiği erkek tarafından şiddete uğrayan, daha kendi çocukluğunu yaşayamadan çocuk büyüten ve evlendirildiği erkeğin zihinsel engelli bir kadına tecavüz edip hamile bıraktığını öğrendikten sonra boşanmak istediği için yine şiddet gören bir kadına ait.
14 yaşındayken zorla evlendirilen, 14 yılda 6 çocuk sahibi olan ve şiddetle geçen yıllara rağmen ekonomik özgürlüğü olmadığı için kendine ait bir yaşam kuramayan Arzu Boztaş, 2 yıl önce boşanmak istediği için Ahmet Boztaş’ın pompalı tüfekle saldırısına uğradı ve o saldırı sonucu kollarını ve bacaklarını kullanamıyor.

ADALET BUNUN NERESİNDE?

Yaşadıklarını Armağan Çağlayan’ın sunduğu “Hepsi Bugün Oldu” programında anlatan Arzu’nun hikayesi, şiddetle geçen bir yaşamın özeti aslında. Arzu’yu dinlerken “O küçücük yaşına rağmen bunca acıyı nasıl kaldırmış?” diye geçiyor içinizden, bir düğüm dolanıyor boğazınıza... O anlar sizde endişe yaratırken, onda korkusuz bir yüz ifadesine dönüşüyor. Çocuklarından bahsediyor çünkü her fırsatta, neden mücadele ettiğini anlatırken.
Zihinsel engelli bir akrabasına tecavüz eden Ahmet Boztaş, ailenin şikayetçi olmasını önlemek için nikah kıymayı kafaya koyuyor ve Arzu’dan kendisinden boşanmasını ancak yanında yaşamaya devam etmesini istiyor. Boşanmayı kabul eden ancak birlikte yaşamayı kabul etmeyen Arzu, kocasının “Benden boşanamazsın, seni öldürmem sakat bırakırım” dediğini ve bunu da yakın mesafeden pompalı tüfekle hedef gözeterek bacakları ve kollarını vurarak yaptığını anlatıyor.
“Yıllarca kocası ve onun ailesi tarafından şiddetin her türlüsünü görmüş bir kadının başına daha ne gelebilir? diyemiyorsunuz artık. 6 çocuğuna bakmak zorunda kalan bir kadın en önemli uzuvlarını kullanamıyor artık. “Canice” demek yetersiz kalıyor bu şiddeti tarif ederken. Arzu, bu olaya kadar hep susmak zorunda kalmış. Çünkü yaşadığı şiddet ona “Karı-koca arasına girilmez” diye tembihlenmiş, “Ailede olur böyle şeyler” diye öğretilmiş, o da susmuş. Kendi içine sır olmuş yaşadıkları, içi hep kanasa da zamanla kabuk tutmuş. Şimdi “Kadınlar sessiz kalmasın” diyor Arzu, kadına şiddet ve erken yaşta evlendirilen çocukların davalarını da takip ediyor.
O günden beri yaşam mücadelesi veriyor. Tecavüz ve yaralama davasından tutuklu yargılanan kocasından da boşanmak istiyor, ancak o istemediği için dava bir türlü onun lehine sonlanmıyor. Serbest bırakılmasından ve ailesinin tehditlerinden de endişe eden Arzu, “Beni bu hale getiren kişiden kurtulamıyorum. Adalet bunun neresinde?” diye soruyor.

‘BU ŞİDDETE GÖZ YUMANLAR HAYATIMI GERİ VERSİN’

“Bana hayatımı geri versin, beni bu hale getirenler. Ya da suskun kalan ailem ve diğerleri... 15 yaşımda doğum yaptım. Hastane demedi ki, ‘Bu daha çocuk!’. Çocuklarımın kimliği ben evlendikten 4 sene sonra çıktı. Nüfus müdürlüğü demedi ki, ‘Evlilik cüzdanınız yeni çıkmış ama bu çocuklar kimin?’ Niye demedi?”  
Arzu, sesini duyurabilmek için katıldığı bu programda işte bu soruları sordu. “Küçük yaşta evliliğe son verilsin. Aile içi şiddet son bulsun. Cezalar uygulansın ki erkekler ‘2-3 sene ceza alır çıkarım’ diye düşünmesin. Kadınların sesi kısılmasın.” diyen Arzu’nun bu mesajlarının basında yer bulması bir yana, ancak “Armağan Çağlayan’ı canlı yayında ağlatan bir dram” olduğunda haber olabildi.
Şimdi bu çağrıya cevap vermesi gereken; kadınların yaşadıklarına dair tek söz üretmeyen ama Cumhurbaşkanı’na destek çıkmak için “Türk kadını madam gibi ölmesini iyi bilir” diyen Aile Bakanı, “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar” diyen Sağlık Bakanı, 15 yaşında doğum yaptığında ses çıkarmayan hastanenin baş hekimi, çocuklarına kimlik çıkarmaya gittiğinde “Bu çocuklar kimin?” diye sormayan nüfus müdürlüğü ve daha nicesi... Yoksa Arzu uyarıyor: “Bu böyle giderse daha çok küçük gelinler olacak, daha çok Arzu’lar bu hale gelecek, daha çok Selvi’lerin canı gidecek.”

HER TÜRLÜ İNDİRİMİ DENİYOR

Sanık Ahmet Boztaş, kasten ve eşe karşı, insan öldürmeye teşebbüs suçundan 20 yıl hapis istemiyle tutuklu yargılanıyor. Öte yandan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti davalarında verilen ceza indirimlerinden cesaret alarak, indirimlerden faydalanabilmek için her türlü yolu deniyor. Yozgat Adliyesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasında, kendisi zihinsel engelli bir kadına tecavüz iddiasıyla da yargılanmasına rağmen tahrik indiriminden faydalanmak için Arzu Boztaş’ın kendisini aldattığını iddia etti. Üstelik mahkeme heyetini ikna etmek için ağlamış bile. Çabaları boşa çıkınca sanık avukatı Ahmet Boztaş’ın akli dengesinin yerinde olup olmadığının araştırılmasını istedi. Ancak mahkeme bu talebi de reddetti.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et