5 Kasım 2016 13:17


Gözde Meydan
Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği


Derneğimizden bir grup kadınla toplandık, mahallemizin muhtarını ziyaret etmek için muhtarlığa gidiyoruz. Mahallemizin muhtarı, Kocaeli’deki az bulunan kadın muhtarlardan biri olarak daha önce de derneğimizin etkinliklerine destek sunmuştu. Ziyaretimizin amacı da hem yapmayı planladığımız etkinliklerden kendisini haberdar etmek, hem de mahalledeki kadınlara ulaşmanın yollarını tartışmaktı.


Muhtarlığa girip sohbete başladığımız esnada; genç bir kadın hışımla içeri girdi ve mahallenin ortasındaki en büyük parkı kast ederek; ‘Bu parktaki durumdan artık çok rahatsız oluyoruz, bir şeyler yapın’ dedi. Genç kadın, mahallenin en büyük çocuk parkının, çocuklardan çok; emeklilerin, erkeklerin uğrak yeri haline geldiğinden şikayet ediyordu. Kadınların nefes alacağı bir yer olmadığını ve çocuklarını alıp parka gitmekten çekindiklerini, kaygı duyduklarını belirtip; ‘Müge Anlı’nın söylediklerini duymadınız mı?’ dedi. Bu meseleye ilişkin bir şeyler yapılmasını, parktaki insanların uyarılmasını istediğini söyledi. Muhtar da, bu alanların herkese açık olduğunu, kendisinin böyle bir uyarı yapmasının doğru olmayacağını ama daha önce de böyle pek çok şikayet aldıklarını belirtti. Biz de tartışmaya müdahil olma ihtiyacı hissettik. Kamusal alanlardan kadınlar çekildikçe yerlerinin doldurulduğunu, sokaktan, parklardan vazgeçtikçe kadınların görünmez olduğunu, bunu yenmenin tek yolunun buralara gitmekten, sokağa çıkmaktan vazgeçmemek olduğunu anlatmaya çalıştık. Bu kısacık ziyaret bize çok iyi bildiğimiz bir şeyi bir kere daha hatırlattı. Neyi mi?
Televizyonlarda izlediğimiz, aklımızın almadığı hikayelerin mağdurlarının; kendimiz ya da çocuklarımız olduğunu düşündükçe dönüp dönüp aynı duvara tosluyoruz. Güvensizlik, şüphe, kaygıyla örülmüş bu duvarın tuğlaları özenle bir bir yerleştiriliyor. Biz kadınları sokağa çıkmaktan alıkoyan, karanlık çökmeden eve gitmeye zorunlu bırakan, parkta oturmanın bile erkeklerin oturmadığı bank sayısı kadar mümkün olduğu şu günlerde; bu sokaklar, mahalleler, şehirler, memleket ve tüm dünya biz kadınlara dar geliyor. Çünkü sokaklar artık hem kadınlar hem de çocuklar için dün olduğundan daha tehlikeli hale gelirken; nefes almaya olan ihtiyacımız arttıkça artıyor. Nefes almaya duyduğumuz bu ihtiyaç, o duvarları yıkacak!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et