MHP için bir başkan, AKP için ‘bir başka’: Devlet Bahçeli
Hakan Güngör, Devlet Bahçeli'yi yazdı

Hakan GÜNGÖR
1- Yüksek ihtimalle doğum günü daha erken bir tarih, ancak 1 Ocak 1948 doğumlu görünüyor. Bir yaş daha almış olmasın diye ailesi Türkiye’de pek çok insanın başvurduğu yolu izleyerek sonradan nüfusa kaydettirip devleti atlatmıştı. Adını da Devlet koymuştu.
2- Partisinin sitesinde yer alan özgeçmişe göre mensup olduğu aile “Türkmen”di. Altını çizerek belirttiklerinden de anlaşıldığı üzere “Türkmen” olmayı çok önemsiyor, ülkede azınlık ve dezavantajlı olmanın “ne menem” bir şey olduğunu ise hiç bilmedi.
3- Ankara İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi’nde eğitim gördü. Matematik hesapları üzerinden şifreler kırmaya pek hevesliydi. MHP’nin 40. Yıl konuşmasındaki “40 yapar” hesabını hocaları görse ne derdi bilinmez. Hocaları derdine yanmıştır zaar.
4- Arkadaşları ilk gençlik yıllarından itibaren hep ciddi olduğundan söz ediyor. Ciddiyet, aşırı dozda olunca ciddiyetsizlik de peşi sıra geliyor elbet. Videoları, hakkında yapılan capsler ne izleyenlerde ne görenlerde ciddiyet bırakıyor.
5- Kötü hatip. Anlaşılan o ki, gençliğinde de öyleydi. Güçsüz vurgular, tekdüze ses tonu ve duygudan uzak konuşma tarzı ile pek dinlenir bir yanı olmasa da, sözünden çıkmayanı çok. Askeri hiyerarşiyi andıran parti yapısı içinde koşulsuz itaat edenleri seviyor, onlara söz söyletmiyor. Evet, sözünün üstüne söz söyletmeyenlere, “söz söylettirmiyor.”
6- Ülkü Ocaklarının kurucusu ve yöneticisi olarak biliniyor. Komando kamplarına ihtiyacı olmadı. Çünkü o doğrudan kumanda olmayı tercih ediyordu. İktidarın elindeydi ve düğmeye basılınca siyaset değiştiriyordu.
7- Hocalık yapmışlığı var. Ders vermek için bilimsel bilgi gerek. Ama o ders almamış görünüyor.
8- Üniversitedeki görevini Türkeş’in davetiyle bıraktı. Türkeş’in halefi oldu. Hedefi ise hep solculardı, Kürtlerdi… 1987’de genel sekreter oldu. Sekterliğinin daha uzun bir geçmişi var.
9- Temmuz 1997’de MHP’nin genel başkanı oldu. AKP’nin kurulmasına daha vakit olduğundan, gerçek görevine bu süreçte başlamış görünmüyor.
10- ‘87, ’97 hayatında mühim yer tutuyor. Ama 2007 bir başka. Abdullah Gül’ün seçilmesi için genel kurulda 367 milletvekilinin yer alması gerekiyordu. CHP, Meclis’e gitmeme kararı almıştı, AKP’ninse milletvekili sayısı 340’tı. 1. tur oylamada Gül 357 kabul oyu aldı ancak 367’ye ulaşılamadığı için bu oylamanın bir hükmü yoktu. Bu sırada Devlet Bahçeli, parti olarak oylamada yer alma kararı aldı… Kritik bir virajda AKP’yi yalnız bırakmadı ve köşke Gül çıktı… MHP için bir başkan, AKP için “bir başka”ydı.
11- Benzer bir desteği, AKP’ye kapatma davası açıldığında verdi: “İktidar partisinin bu şekilde mahkum edilerek sürekli anayasal yargı gözetimi ve denetimi altına alınması ve sürekli kapatılma tehlikesine maruz bırakılmasının siyasi istikrar ve devlet yönetimi açısından çok ciddi sonuçları olacağı da ortadadır.” Mesele siyasi partilerin kapatılması karşısında bir tavır sergilemek değildi tabii ki. Kırılma noktasında AKP’nin yanından olmak konusunda tutarlıydı sadece. Yolunu bulmuş, iktidarın türküsünü tutturmuştu.
12- AKP’yi zor durumda bırakan Wikileaks belgeleri yayınlandığında da vazifesini yerine getirecekti… Belgelerde neler söylenmiyordu ki, ABD büyükelçisine polisin Ergenekon Davası hakkında brifing verdiği, Tayyip Erdoğan’ın yurt dışında banka hesapları olduğu iddiaları… Devlet Bahçeli o dönemde “Parti olarak, yabancı bir ülkedeki internet sitesine dayanarak ve sağladığı bilgilere bel bağlayarak AKP hakkında hüküm vermeyiz ve iç politikamızın malzemesi olarak kullanmayız” demişti. Doğaldır ki, iddiaların gerçekliğini araştırmak ve sorgulamak niyetinde değildi. Sorgusuz sualsiz görevini icra ediyordu.
13- Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyondaki gözaltılara ilişkin “Adında cumhuriyet olup da, cumhuriyet değerlerine en çok zarar veren, Türkiye karşıtı oluşumları sevindirip umutlandıranların medya özgürlüğüne sığınmaları inandırıcı görülemeyecektir. Özgürlük demek millete küfretmek değildir” deyiverdi. Belki metin çoktan kafasında hazırdı da, gazetelerden Cumhuriyet seçilince boşluklara o kelimeyi yerleştirivermişti. Siyaset onun için bir boşluk doldurma işiydi.
14- Hep takım elbise giyerdi, hala öyle. Anlatıldığına göre evrak imzalatmak için gece yarısı evine uğrayan partiliyi bile kravatla karşılamıştı. Boyun bağı hep boynundaydı. Bağın ucu ise epey uzundu. Saraya uzanıyordu.
15- İlliyet, yani nedensellik hayatında büyük bir yer tutmakta. Neden geldiğini, nereden gelip nereye gittiğini iyi biliyor. Destekleme konusunda bilirkişi.
16- “Bizim partililerimiz yoktur. Dava arkadaşlarımız vardır. Dava ne alınır, ne satılır” demişliği var. Haklı. Kanlı bir tarih mirasına kondu, siyasi erke bedavaya veriyor.
17- Boşuna uğraşıyor ama yine de hedefi belli. Dedim ya, 2017’yi bekliyor.
Evrensel'i Takip Et