Okul panoları şiddet sarmalında
İstanbul'da gezdiğimiz dört okul, öğrencilerin din ve şiddet sarmalına nasıl alındığını gözler önüne serdi.
Eylem NAZLIER
İstanbul
15 Temmuz darbe girişimi sonrası okul panolarına ve duvarlarına yansıyan şiddet görüntüleri ve dinsel içerikli afişler bir kez daha pedagojik eğitim tartışmaları gündeme getirdi.
İstanbul’da gezdiğimiz dört okul bu açıdan oldukça çarpıcı veriler sundu. Bombalanan siviller, tank ve silahlar, teslim alınan askerlerin yarı çıplak ve işkenceye uğramış fotoğraflarının yanı sıra panolarda yer alan hadisler, dualar ve İHH’ye ayrılan panolar.. Peki bütün bu görüntüler pedagojik eğitim açısından ne anlama geliyor? Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş ve Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu hem haberdeki görüntüleri yorumladı hem de bu soruya cevap verdi.
PANOLAR ŞİDDETE TESLİM
İstanbul’da ilk ziyaret ettiğimiz okul Etiler Anadolu Lisesi. Okulda “15 Temmuz Demokrasi Şehitleri ve Gazileri Anısına” başlıklı bir pano yer alıyor. Panoda “15 Temmuz” konulu resim, kompozisyon ve şiir yarışmasından derece alan öğrencilerin ürünleri sergileniyor. Sergide eli silahlı askerler, tanklar, tankların ve silahların önüne siper olmuş insanlar resmedilmiş.
Daha sonra Bağcılar’da bulunan Münir Nurettin Selçuk Ortaokulu’na gidiyoruz. “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” başlıklı köşede bizi “Bismillâhirrahmanirrahim” yazısı karşılıyor! Okul duvarlarında ise üzerinde “Dua ibadetin özüdür” yazısı ve başörtülü küçük kız çocuğunun dua ederkenki fotoğrafı görülüyor. “Mü’min kardeşinle kavga etme.”, “Allah sizden birinizin yaptığı işi, görevi sağlam ve iyi yapmanızdan hoşnut olur” gibi pek çok dini söz ve hadis de okulun hemen her köşesine asılmış.
Bir diğer durağımız Nene Hatun İlkokulu. “15 Temmuz Şehitler Köşesi” adı verilen panoda yine darbe girişiminin yaşandığı geceye ait militer ve şiddet içerikli görseller sergilenmiş. Birinci sınıf şubesinin giriş kapısında ise “15 Temmuz Şehidimiz Fikret Metin Öztürk Özel Harekat Komiseri Sınıfı” isimli bir tabela ile karşılaşıyoruz.
İDARECİ KAPISINDA OHAL İLANI
Ziyaret ettiğimiz son okul ise Osmangazi Mesleki ve Teknik Lisesi. Hemen girişte, okul idarecisinin makam odasının kapısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafı asılmış. Sonrasında Cumhurbaşkanlığı sarayından ilk 3 aylık OHAL ilanını duyurulduğu konuşma metni ile karşılıyoruz. “Dakika Dakika Fetö’nün Darbe Girişimi” adı verilen panoda ise özel hareket polislerinin askerleri yarı çıplak vaziyette gözaltına aldığı görüntüler yer alıyor.
BU GİDİŞLE OKULDAN GERİYE KÜLLİYE KALIR
Sorularımıza yanıt veren Prof. Dr. Adnan Gümüş, propaganda tekniklerinin okul duvarları ve panolardan oluştuğuna dikkat çekerek şöyle konuştu: “Okulların panoları boş fiziki alan veya mekânlardan oluşmuyor, aksine toplumun bilişsel zorlamaya da gerek olmadan en derin kodlarına işliyor. Panolar AKP ve dincilerin propaganda aracına dönüştürülürse okul ideoloji aşılama kurumuna dönüşür.”
Okul panosunu ele geçiren ideolojinin çocukların kafasını da ele geçireceğini vurgulayan Gümüş ayrıca “Okul müfredatını çocuğun beyni gibi düşünelim. Kılık kıyafetin ve panoların ele geçirilmesi çocukların beyinlerinin ele geçirilmesidir. Fotoğraflardaki modeller, kişiler, semboller, diller idealleri ve zihniyetimizi oluşturuyor. Oysa okul, çocukların özerk düşünce ve kişisel vicdan ile sorumluluk duygusu alacakları yerler olursa onların bilişsel ve moral gelişimlerine bir katkısı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de proje okulları ile birlikte tüm bilimsel çağdaş okulların kapatıldığını, bu okullardan geriye külliye, cami, din okulu kaldığının altını çizen Gümüş, “Öğretmen kadrosu başta idareciler olmak üzere imam veya dincilerden, AKP’lilerden oluşturuldu” dedi. Gümüş, olması gereken eğitim modelinin ise; bilgi aktarımı, zihinsel entelektüel gelişim ve estetik-moral gelişim şeklinde 3 temel evrensel başlık üzerinden kurulması gerektiğini vurguladı. Kadrosundan kitabına, panosundan müfredatına kadar tüm eğitim öğretimin bu ilkelere göre düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Gümüş, ayrıca bu ilkelerin çocuğun gelişim yaşına göre ve her bir boyutunun birbirini destekleyecek şekilde ayarlanması gerektiğini söyledi.
KİNDAR VE DİNDAR NESİL YETİŞTİRİLİYOR
Haberimizle ilgili konuşan Prof. Dr. Serdar Değirmencioğlu ise “Tablo çok açık; çocuklar korumasızlar ve iktidar tarafından ısrarla siyasi malzeme olarak kullanılıyorlar” şeklinde konuştu. “Söz konusu sergi ve benzeri çalışmalar, çocuk haklarını çiğnemek ve çocuk haklarına darbe vurmaktır” diyen Değirmnecioğlu iktidarın kindar ve dindar nesiller yetiştirme vaadini de eleştirdi. Değirmencioğlu ayrıca “Darbe girişimleri, linç girişimleri, şu an sürmekte olan okullara yönelik kapsamlı saldırılar, hepsi büyüklerin işi. Sonuçta acı çeken çocuklar” dedi.