Kaptanı olduğunuz geminin dümeniyiz!
“Bizler sizin kaptanı olduğunuz geminin dümeniyiz.”
Uludağ Genç Hayat Grubu
Bursa Ahmet Erdem Anadolu Lisesi’nde geçtiğimiz günlerde başkanlık seçimleri yapıldı. Yoğun bir koşturmacanın ardından başkanlık seçimlerini kazanan arkadaşlarla bir araya geldik. Onlarla hem okulun başkanlık seçimleri hem de eğitim sistemi üzerinden sohbet etme imkanı bulduk. Liselerine sonradan eski bakan Ahmet Erdem’in adının verilmesine tepkili olan gençler okullarından hala eski adıyla, Milli Piyango adıyla bahsediyor.
KONU DEĞİL SORU ÇÖZMEYİ ÖĞREN
Okullarında sosyal faaliyetlerin az olmasından şikayetçi olan arkadaşlarımız devlet okullarına pek imkan sunulmadığını söylüyorlar; “Zaten eğitime ayrılan bütçe belli, bu koşullarda öğrecilerin sosyal, kültürel faaliyetlerini gerçekleştirmesi beklenemez.” diyorlar. “Adaylık sürecinde biz şu etkinliği yapacağız deseydik pek bir gerçekçiliği olmazdı. Çünkü bu koşullarda böyle işler yapmamız imkansız. Örneğin seçmeli olarak resim ya da müzik dersi alacaksın diyorlar fakat okul bize ekipman sağlamıyor. Verdikleri tek şey kitaplar ama kitapların da niteliği tartışılır. Gireceğimiz sınavlara bile bizi hazırlayan kaynaklar değil. Bütçe ayrılıp yapılan laboratuarları da kullanamıyoruz çünkü kullanabilecek bir eğitim müfredatı yok.” Biyoloji, fizik, kimya derslerinin dahi ezber üzerine kurulu olduğunu belirten arkadaşlarımız hepimizin muzdarip olduğu gelecek kaygısını hayatlarının her yerinde hissettiklerini söylüyorlar. Bir konuyu öğrenmeleri kimsenin umrunda değilmiş. Onların istediği gibi öğrenmeleri önemliymiş. “Üniversiteye gimek için bir konuyu öğrenmemiz değil, sınavda en fazla soruyu çözmeyi öğrenmemiz gerekiyor.” diyorlar. Okullardaki eğitim bunu karşılamayınca öğrenciler haliyle temel liselere yöneliyor. “Çünkü bizim öğrenmeye değil soru çözmeye ihtiyacımız var!” diyorlar Bu durumun öğrenciler arasında fırsat eşitsizliğine yol açtığını da belirtiyor arkadaşlarımız. “Ailenin durumu iyiyse, sen zaten bizdensin, okumak senin için sorun değil; ha eğer durumun o kadar iyi değilse bu eğitime muhtaçsın diyorlar.”
“BİR ŞEY YAPILACAKSA BÜTÜN ÖĞRENCİLER BİRLİKTE YAPMALIYIZ”
Seçim sürecinden konu açılınca “Başkanlığa adaylıklarını koyarken asla biz size başkanlık edeceğiz, siz karışmayın biz çözeceğiz demedik. Eğer okul için bir şey yapılacaksa bunu bütün öğrencilerle birlikte yapmalıyız. Tek bir öğrencinin başkanlığı gibi bir durum yok. Kendimizi üst bir kurum olarak görmüyoruz.” Diyorlar. Hatta şöyle bir söylem geliştirmişler seçim sürecinde, “Bizler sizin kaptanı olduğunuz geminin dümeniyiz.”
ÖTK’nın okullarda yeterince bilinmemesinden şikayetçilermiş. “Çoğu okulda seçimler bile yapılmıyor” diyorlar. Öğrencilerin ÖTK’nın ne olduğunu ve ne yarar sağladığını öğrenmesi gerektiğini düşünüyorlarmış. “Eğer demokratik bir ortamdan söz edeceksek ÖTK’nın işler vaziyette olması gerekiyor, fakat şu gün için bundan söz edemiyoruz. ÖTK’nın tam anlamıyla gerçek amacına uygun çalışması, o lisenin niteliğini artıracak ve öğrencilerin söz sahibi olmasını sağlayacaktır. Böyle olursa, hala dağıtılmayan okul kitaplarına da, ezbere dayalı eğitim sistemine de diyecek birkaç lafımız olabilir.”