AYM'den Müge Anlı'ya: Kadınlar ve çocuklar

Dilruba TAŞ
Kayseri

Geçen hafta Irmak Kupal adında, üç yaşında bir bebeğin tecavüze uğradıktan sonra öldürüldüğünü öğrendik. Çocuğun ailesi Müge Anlı’nın programına başvurdu ve stüdyo konuğu olan Himmet Aktürk cinayeti itiraf etti. 
İtiraf sırasında orada bulunan avukat ve Müge Anlı’nın sözleri dikkate değerdi. Katil suçu itiraf ederken sürekli cezaevinden ve dayak yemekten korktuğunu söylerken Müge Anlı ve avukat ona korkmamasını telkin ediyorlardı. Hatta avukat, “Şimdi samimi bir şekilde anlatırsan etkin pişmanlık diye bir şey var. Bundan yararlanırsın” dedi. 
“YETERİNCE PİŞMANSAN CEZAN HAFİFLER!”
Açıkça bir çocuğu tecavüz ettikten sonra öldürmüş olabilirsin fakat “Yeterince pişmansan cezan hafifler.” dedi avukat bir yerde! Elbette bu programda ilk defa yaşanan bir şey değildi. Mesela daha önce de Müge Anlı stüdyoda kocasıyla severek evlenmediğini söyleyen bir kadına, “Sevmeden dört çocuk yapmışsın, bir de sevsen daha neler yapardın.” demişti. Tabii evlilik içi tecavüz diye bir şeyden haberleri yok! Bu gibi örnekleri sadece bu program için bile sıralasak sayfaları doldurur. 
Elbette, Irmak’ın yaşadıkları ilk değil fakat eminiz ki son da olmayacak. Anayasa Mahkemesi’nin kararı da bunu kanıtlar nitelikte. Mahkeme, “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etti. Ve 12-15 yaş arasındaki çocukların kendisine yönelik cinsel davranışın mahiyetini kavrayıp, rıza göstermesi durumu olabileceğinden yasanın değiştirilmesi uygun bulundu. 
GÜCE SAHİP OLMAK İÇİN…
Böylesi ağır bir tabloyla karşı karşıyayken tüm mücadeleyi hukuksal alanla sınırlandırmak da yetersiz kalıyor. Biliyoruz ki yasalar ve politikalar, ne kadınları ne de çocukları koruyabiliyor. Elbette yasaların ve politikaların iyileştirilmesi önemlidir; fakat asıl mesele kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen tüm suçların temeli olan toplumsal eşitsizlik, yozlaşmış aile yapısı ve bunları yeniden inşa eden araçlarla mücadele etmektir. Kadınlar var oldukları her alanda, gerçek eşitlik ve adalet için mücadele ettiklerinde tüm bunlarla başa çıkabilecek güce sahip olacaktır.