‘Aaaa... Emekliler de gelmiş!’
Yanımızda bir de trans birey var, ‘80’den beri her eylemde birlikteyiz. O müdahale etmek istiyor, “Onlar emekli değil”. Ben atılıyorum “Bırak kızım, Emekli-Sen de yolda”...
SES’in bayrağı görünüyor biraz sonra.
Keyifle yürüyor genç emekçiler. Bir maçın tribününde slogan uydurur gibi sloganlar uyduruluyor gülüşmeler içinde...Düdük sesleri de tempo tutuyor.. İki genç kız zıplıyarak sesleniyor: “O-ha.. O-ha... böyle zam mı olur...”
Grev gözcüsü kıyafetleri, sarı saten önlükler. Her gömleğin arkasında bir talep. Grevdeyiz cümlesi kıyafetlere yapıştırılmış...Türk Tabipler Birliği flaması. Onlara karışıp caddeyi geçiyoruz. Alkışlar alkışlar görevli bir ses arabası gelen sendikaları tanıtıyor: “Hoşgeldiniz” sunularıyla. Yerleşecekleri yerleri de öncelik sırasına göre belirtiyor: Sendikalar Platformu, Eğitim Sen, SES... Halka aydınlatıcı konuşmalar da yapılıyor arada, sağlık ve eğitim emekçilerinin “insanca yaşama talebi”yle alanda oluşlarının belki sürekli tekrarı gerekir. Sabah eski bir Haber-İş emekçisiyle konuştuk, Erdal’la. Grevlerin yalnız ücret sorunu sanılmasından rahatsızlığını belirtti. Görev verir ciddilikteydi sesi: “Biz ne makineyiz ne çift hayvanı... İşimiz bittiğinde dinlenmek, gezmek bizim de hakkımız. Grevler yalnızca para için değil halka bu anlatılmalı ”.
KESK görevlisi Türkiye’nin kaynaklarının emekçilere dağıtılmadığını, nerelere dağıtıldığını da işleri yüzünden çok iyi bildiklerini söylüyor. Ve Türkiyedeki yoksul sayısını da... Bir anda Türkiyeli yoksulların insanca yaşama talebiyle sokakları doldurduğunu düşünüyorum. Sabah medyada Türkiye nüfusun yüzde 56’sının halinden memnun olduğu haberi vardı. Geri kalan yüzde 44’ün alanları doldurduğu düşünülse...
Okulların pencereleri, bahçeleri öğrenci gençlerle dolu. Alkışlar Eğitim Sen pankartları yaklaştıkça artıyor. Emek Partisi, ÖDP, Halkevleri, Mücadele Birliği, Deniz’in resimlerinden yapılmış bayraklar...Moğolların “Bir şey yapmalı”sına tempo tutan davulcu... Halay başının tek başına oyun gösterisi... Bir ucu Millet caddesinin başında bir ucu Topkapı’da renk renk bir kalabalık. Eğitim Sen kalabalığının Üniversiteler Şubesi içinde Özgür Müftüoğlu. Gençlerin çoğunlukta oluşundan duyduğu mutluluğu belirtiyor. Yorulanlar kapı eşiklerine çökmüşler. Düdükçü çoktan bırakmış peşimizi. Bir buçuk liraya satıyordu düdükleri, üstelik 10 tane alınırsa. Tek tek düdüklerle uğraşmıyormuş. Bir an kalabalığa katılıp Beyazıt’a kadar yürümek geçti içimden. Ayaklarıma sordum. Olmazlandı. Gazeteye gelebilecek bir araç aramaya başladık.
Evrensel'i Takip Et