İşçi sınıfı davasına adanmış hayatlar
Ali Çarman, Nazilere karşı mücadele eden komünist militan Edgar Andre’nin hikayesini, idamının 80. yılında kaleme aldı.

Ali ÇARMAN
Uzun bir zamandır savaş hazırlıkları içindeki Almanya’da tekellerin ikitidara getirdiği Hitler faşizmi, ilk darbe ve saldırılarını geleceğini işçi sınıfının davasına bağlamış komünistlere, ilerici sendikacılar ve işçi önderlerine yöneltti. Komünistler, ta başından itibaren faşizmin zaferini engellemek için büyük fedakarlıklarda bulundu. Ancak bugün dahi tartışılmaya devam eden nedenlerden dolayı faşizmi engelleyemediler. Ortaçağ barbarlığı ve canavarlığını geride bırakan Hitler faşistleri, sosyalizmle hiçbir alakası olmadığı halde kendilerine nasyonal sosyalistler adını takacak kadar alçaktılar.
Yeraltında çalışmak ve karşı direnişi örgütlemek zorunda olan korkusuz insanların yaşamları derslerle dolu. Ve bu isimli-isimsiz kahramanlar; cesaretleriyle, fedakarlıklarıyla, kazanmaya olan inançlarıyla işçi sınıfının onuru oldular.
Saymakla bitmeyecek yiğit insanların adlarını çoğu zaman bir anıtın üzerinde, sokağın adını belirten levhada, kaldırımlarda yürürken taşların arasına sıkıştırılmış tunçtan bir yazıtta, “Faşizme karşı direnişte katledildi” diye görmekteyiz.
Geçtiğimiz günlerde Hamburg belediye binası çevresinde gezinirken yine böylesi bir isim “Edgar Josef Andre, milletvekili ve KPD (Almanya Komünist Partisi) üyesi, 4 Kasım 1936’da idam edildi” yazısı dikkatimizi çekti.
Daha sonra biraz araştırınca Evrensel Basım Yayım’ın ‘Sosyalist savunmalar’ kitabında konu hakkında yeterince bilgiye rastladık.
EDGAR ANDRE KİMDİR?
Saatçilik yapan bir babanın oğlu olarak 17 Ocak 1894’te Aachen’de doğdu. Beş yaşında babasını tüberkülozdan kaybetti. Bunun üzerine annesiyle birlikte Belçika’ya taşındılar. Zor yaşam koşulları ve giderek iyice belirginleşen sınıfsal çelişkiler onu genç yaşta politikaya çekti. 1911 yılında Sosyalist Parti’ye üye oldu. Genç ve militan özellikleri ile hemen Brüksel Sosyalist Gençlik Hareketi sekreteri seçilir.
İnşaat işçisi olarak birinci paylaşım savaşında, Fransa cephesine gönderilir. 1918 yılında savaş esiri olarak tutsak düşer. İki yıl sonra serbest bırakıldığında Hamburg’a yerleşmeye karar verir ve liman işçisi olarak çalışmaya başlar. Gençlik içinde ve işsizlik hareketindeki yoğun çalışmaları onu kısa bir sürede Hamburg’un en tanınmış militanlarından biri yapar.
Edgar, 1923’te partili bir işçi olarak KPD saflarında en ileri düzeyde görevler alıp sorumluluklar üstlenir. 1925’te eski savaşçıların kızıl cephesi adlı örgütlenmeye katılıp görevler alır. Ne var ki dönemin Sosyal Demokrat Partili bakanı savunma amaçlı bu örgütü 1929’da yasakladı.
Almanya’da işçi sınıfı mücadelesi inanılmaz düzeyde bir gelişme seyri izliyordu. Denilebilir ki Hamburg’da mücadelenin en keskin ve en sert geçen şehirlerinden biriydi. İşçi sınıfı hareketi önderi, Ernst Thaelmann adı dillerden düşmüyordu. Edgar mücadele içinde Thaelmann’la tanışır ve KPD’nin bir militanı olarak yaşamını yeniden düzenler. Liman ve dokuma işçileri arasında çalışma sürdürmesiyle sokaktaki adam diye anılmaya başlanır.
İŞÇİ SINIFININ MİLLETVEKİLİ
Tarihin çarkını değiştirecek gücün işçi sınıfı olduğu bilinciyle hep işçilerle iç içe bir yaşam sürdürdü. Parçası olduğu sınıfın tüm özelliklerini, çektiği sıkıntıları ve işçilerin kollarını birleştirdiğinde yarattığı gücü yaşayarak öğrendi. Partisinin kendisine layık gördüğü tüm görevleri ikirciksiz yerine getirmeyi ilke edindi. Sert tutumu, korkusuzca kavganın ön saflarında yer almasıyla Hamburglular Edgar Andre’ye ‘Kızıl general’ lakabını taktı.
1928 ve 1931’de yapılan Hamburg Parlamentosu seçimlerinde iki kez milletvekili seçildi. Faşistler bir defasında en yakın dostu olan Milletvekili Ernst Henning’i o sanıp saldırdılar. Henning’in cenaze törenine kızıl bayraklar altında 35 bin kişi katıldı. Faşistler, Edgar’ın evde olmadığı saatlerde evinin önüne gelip “Sıra sende, yakında sen de öleceksin“ tehditlerini açıktan savurdular.
Naziler iktidara geldi. Tam bir kaos, tam bir karanlık dönem başladı. Andre saklanmayı redederek antifaşist direnişi örgütlemeyi sürdürdü.
MİLİTAN YAŞADIM, MİLİTAN ÖLECEĞİM
Ömrünü işçi sınıfı davasına adamış her devrimci gibi Edgar Andre de defalarca tutuklandı ve serbest bırakılmak zorunda kalındı. 3 Mayıs 1933‘te yeniden tutuklandı. Bu defa öyle olmadı. Böyle ‘kıymetli’ bir rehine bırakılır mı!
Naziler, ağzından laf almak için en ağır, en olmadık işkenceleri yaptı. Partisi ve yoldaşları hakkında tek bir kelime dahi alamadılar. İşkence altında, hücrede yalıtılmış olduğu halde iken pencereye yükselerek ‘Herkes beni dinlesin, arkadaşlar Willy Kaiser bir polistir’ diyecek kadar ölümü göze almıştı.
İşçilerle, halkla çok sıkı bağlar kurmuş bir adamın hakkından nasıl gelinir? Faşistler suç üstüne suçlar yüklediler. 1927’den 1932’ye kadar yapılmış ‘200 komünist terör suçu’nun sorumlusu’ dediler. Dimitrov’un çırağı Edgar ustasına yaraşır bir tutumla mahkemede savunmasını yaptı. İşte o savunmadan bir paragraf; “Komünist partisi ve onun yürütme kurulu bireysel teröre düşmandır. Öyle ki bu terör yöntemi, düşmanlarımız nasyonal sosyalistler tarafından uygulanmıştır. Biz bireysel teröre karşıyız. Çünkü bunun uygulanması kitlelerin örgütlenmesine engel olur ve bizi kitleden yalıtır.”
Edgar Andre, Nazilerin tanık olarak dinlenmesini protesto ederek bütün suçlamaları birer birer kanıtlarıyla reddetti. “Mahkeme heyetine dönüp biz aynı sınıftan insanlar değiliz. Asla size boyun eğip af dilemeyeceğim. Eğer beni darağacına gönderecekseniz buyrun gönderin” dedi.
Birçok işçinin yerine seve seve canını verceği Edgar Andre, “Yaşasın devrim, militan yaşadım-militan öleceğim” diye haykırarak 4 Kasım 1936 sabahı Hamburg’da cellatlar tarafında giyotinle idam edildi. Bir kez daha görüldü ki; en yüksek ideallerle hayata bağlananlar yeri ve zamanı geldiğinde ölümü dahi alaya alabiliyorlar.
Onu yakından tanıyan Ernst Thaelmann, “O ne irade, ne aydınlık bir düşünceydi” diyor. Yaşamını işçi sınıfı davasına, insanlığın geleceğine adamış Edgar Andre’nin idamının üzerinden 80 yıl geçti. Kavgada can verenlerimizi anmak, onlardan öğrenmeyi bilmek ve hayallerinin gerçekleşmesi için hiçbir fedakarlılıktan kaçınmamayı gerektiriyor.
Evrensel'i Takip Et