14 Kasım 2016 02:02

#DevamEdiyoruz!

Düşünmeye, yazmaya, çizmeye, çevirmeye, düzeltmeye, tasarlamaya, okumaya, basmaya, konuşmaya, yayıncılığa #DevamEdiyoruz!

Paylaş

Fulya ALİKOÇ

İnsanlığın kitaplı tarihi kil tabletlerden elektronik kitaplara gelene kadar çok badire atlattı. Öyle ki  “yıkılan kütüphaneler atlası”, “tutuklanan yazarlar antolojisi”, “yasaklı sözcükler sözlüğü”, “yakılan kitaplar ansiklopedisi” başlıklı eserler yazılabilir rahatlıkla. Bugün Türkiye’de yaşadıklarımız da bu tarihten bağımsız değil kuşkusuz. Ülke yayıncılığının en önemli organizasyonu olan İstanbul Kitap Fuarı’na hangi ahvalde girdiğimiz malum: eser miktarda düşünce, kanaat, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti barındırsa da askıya alınmış bir anayasa. OHAL kararnameleri karşısında tüm işlevi indir-kaldıra indirgenmiş bir meclis. Yazar tutuklu, dergiler kapalı, yayıncılık abluka altında. Kitap yayıncılığının kardeş mesleği gazetecilik tutsak, televizyon kanallarının kapıları mühürlü. 1150 küsur odalı bir binadan uzanan tek bir elin darbeleri editör masalarına çeşitli frekanlarda titreşimler yayıyor.
ARADIĞINIZ HUKUKA
ŞU AN ULAŞILAMIYOR
Evrensel Basım Yayın emekçileri olarak bu titreşimleri biz de hissediyoruz. Aynı yayın grubunda yer aldığımız Evrensel Kültür, Tîroj ve Özgürlük Dünyası dergileri 29 Ekimde yayınlanan 675 sayılı KHK ile kapatıldı, bağlı olduğumuz şirketin hesapları ve mal varlığı bloke edildi. Hiçbir yasal gerekçe gösterilmeden, herhangi resmi bir açıklama yapılmadan yayıncılığımız fiilen engellenmeye çalışılıyor ve buna itiraz edecek tüm yasal yollar tıkanmış durumda, muhatap yok. Çözümün, geleceğin metinlerine fazlaca parodi malzemesi verecek uzun kuyruklu kriz masalarıyla gelmeyeceğinin bilincindeyiz; memleketteki tüm “mağduriyet”lerin aslında tek bir muhatabının olduğunun da.
BURADAYIZ!
Evrensel Basım Yayın, yayın hayatına 1988’de Cağaloğlu’ndaki Ankara İş Hanı’nın küçücük bir odasında “yayıncılığın toplumcu damarı” olacağız, diyerek başladı. Yaşamı üretenlerin tarihinin bir parçası olarak gördüğümüz 28 yıllık yayıncılık hayatımız, emeğin edebiyatını üreten edebiyat emekçileriyle var oldu. Asım Bezirci, Şükran Kurdakul, Adnan Özyalçıner, Yücel Sarpdere, Gülsüm Cengiz... İlle de Sennur Sezer; grev çadırlarında direngen heybetiyle korkuyu yere çalan Sennur Ablamız. Ve insanın özgürleşme serüveninin en gerçek deneyiminin, Sovyet edebiyatının eylemci kalemleri; Maksim Gorky, İlya Ehrenburg, Mihahil Şolohov, Aleksey Tolstoy, Galina Serebryakova... Ve daha niceleriyle, mühürlenemez, bloke edilemez, el konulamaz bir miras üzerinde yükseliyor yayıncılığımız. Bu mirasla ve üzerine koyduklarımızla İstanbul Kitap Fuarı’ndayız. 
Bu yılki fuarın ana teması: İnsan ve Felsefe. Biz de dünyayı değiştirmenin felsefesiyle, diyalektik ve tarihsel materyalizm kitaplarımızla okurlarımızla buluşuyoruz. Ünlü Marksistlerin yazılarından bir derleme olan ‘Diyalektik Yöntem ve Materyalizm”, Barkın Asal çevirisiyle, Uluslararası Diyalektik Felsefe Topluluğu onursal başkanı H. H. Holz’un “Yansımanın Diyalektiği” çalışması Gazi Ateş çevirisiyle, İslam felsefesinde akla alan açmaya çalışan İbn Sina’ya adanan “Aklın Ustası” Mehmet Çallı ve Gazi Ateş çevirisyle standımızda olacak. Sadri Ertem’in “fabrikacılar”a karşı dokumacıların mücadelesini anlattığı ve ilk kez 1931’de yayınlanan “Çıkrıklar Durunca” kitabını 21. yüzyılın Türkiyeli okuruyla yeniden buluşturuyoruz. Mehmet Seyda’nın Zonguldak madenlerinin 1940’lı yıllarının gerçeklerini belgeleyen “Yanartaş” yine bir emek mücadelesini konu ediniyor. Kısacası, emekçilerin edebiyatı ve felsefesiyle her zamanki yerimizdeyiz.
BUGÜNÜN SON,
YARININ İLK SÖZÜ
Yayıncılık, görünürde parçalı  bir uğraş olsa da, yazar, çizer, çevirmen, yayınevi ve okur arasındaki ilişkiler bütünü özünde. Bir fikre, hayale söz biçimini kazandıranından bu sözü daha anlaşılır kılanına, kurulan sözü kitap halinde tasarlayanından kâğıt üzerine mürekkep basıp çoğaltanına... Söz olmuş o fikrin ve hayalin okurun zihninde yeniden bir fikir ve hayale dönüştüğü bütün bir emek sürecinin her anı, her aşaması, her öznesi “konuşma yasağı” ile “söyleme mecburiyeti”nin tam ortasında duruyor bugün. Evrensel Basım Yayın ise kendini sadece dünyayı anlayıp anlatmakla değil, onu değiştirme uğraşıyla da mükellef kılmış bir yayınevi. Bu yüzden tüm muhataplarımıza ilan edelim bir kez daha: Konuşma yasağını da söyleme mecburiyetini de reddediyoruz! Düşünmeye, yazmaya, çizmeye, çevirmeye, düzeltmeye, tasarlamaya, okumaya, basmaya, konuşmaya, yayıncılığa #DevamEdiyoruz! Salon 3. 311A’dayız, bekliyoruz. 

ÖNCEKİ HABER

Felsefe ve İnsan Felsefede İnsan

SONRAKİ HABER

Demirtaş'ın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa