17 Kasım 2016 09:36

Türkiye'nin "istibdat" dönemi

Munzur Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi Yusuf ile son süreçte milletvekillerinin tutuklanması hakkında sohbet ettik.

Paylaş

Hüseyin ALTUN 
Munzur Üniversitesi Tarih Bölümü

Munzur Üniversitesi tarih bölümü öğrencisi Yusuf ile son süreçte milletvekillerinin tutuklanması hakkında sohbet ettik. Öncellikle OHAL sürecinin devletin kendi lehine çevirmesi, halkın desteği ve iradesiyle gelen milletvekillerinin gözaltına alınıp daha sonra tutuklanmaları kendini demokratik diye tanımlayan hiçbir ülkeye uygun değildir. 
GERÇEKLERİN SESİ
Yusuf Akın’a basına ve gazetecilere karşı uygulanan baskıları nasıl değerlendirdiğini soruyoruz. “Az çok kurulma aşamasına tanık olduğumuz televizyon kanallarının OHAL süreciyle beraber Osmanlı politikasıyla yönetimi meşru kılmaya çalışıp gerçeklerin sesi olan kanalları kapatıyorlar. Eski Osmanlı istibdat dönemi ve Almanya Nazi döneminde faşist gerici tek adam düşüncesini benimseyerek kendine karşı olan görüşleri tamamen yok etmeye yönelik politikalar izliyorlar. Osmanlı istibdat döneminde padişaha karşı olan gazeteleri kapatırdı. Bu da Türkiye’nin istibdat dönemi.” Diyor. 
HALKLARIN İRADESİNE KELEPÇE VURULAMAZ
Yusuf’a HDP eş genel başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklanması hakkında ne düşündüğünü soruyoruz. Yusuf; “Devletin OHAL sürecini kendi lehine çevirdiğini açıkça görüyoruz. Halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin tutuklanması halkların iradesine vurulmuş bir kelepçedir.” cevabını veriyor.

ÖNCEKİ HABER

Lice davasında ilerleme yok

SONRAKİ HABER

Reichstag'dan faşizme giden yol

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa