18 Kasım 2016 09:42

OHAL kapsamında faaliyetleri durdurulan pek çok dernek bir araya gelerek İstanbul’da basın toplantısı düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde yapılan ortak açıklamada, “Kapılarımıza vurulan mühürler, bizleri insanlık mücadelemizden ve demokratik toplum idealimizden alıkoyamayacaktır” denildi.

Açıklamaya faaliyetleri durdurulan derneklerden ARZELA Kültür Merkezi, MED Kültür Merkezi, MALA GEL Derneği, MKM, KJA, Gökkuşağı Kadın Derneği, TUAD, GÖÇDER, ÖHD, Rojova Derneği ve Tutsaklarla Dayanışma Platformu temsilcileri ve çalışanları katıldı.

‘İnsan, haklarıyla insandır’ pankartının açıldığı basın toplantısında kurumlar adına ortak açıklamayı HDK'den Bircan Şahin okudu. 15 Temmuz darbe girişimin ardından hukuksuzluğun doruğa çıktığını ifade eden Şahin, önce basın yayın kurumlarının kapatılarak insanların bilgi edinme hakkının ihlal edildiğini, ardından da belediyelere kayyım ataması ve seçilmiş siyasetçilerin tutuklanarak halkın iradesinin yok sayıldığını söyledi.

‘FARKLI RENKLERE YÖNELEREK ORTAMI GRİLEŞTİRDİLER’

Bütün muhalif kesimlerin iktidar tarafından hedef alındığını belirten Şahin, binlerce kişinin tutuklandığını, görevden alındığını ve sürgün edildiğini kaydetti. “Türkiye de yaşayan tüm renklere farklılıklara yönelerek ortamı tekleştirerek grileştirmiştir” ifadesiyle AKP hükümetine tepki gösteren Şahin, AKP iktidarının ülkeyi kaos ortamına sürüklediğini vurguladı.

Şahin, “Biz demokratik bir toplum ideali için çalışan sivil toplum örgütleri umudumuzu diri tutarak bu amacımızdan asla vazgeçmeyeceğiz kapılarımıza vurulan mühürler, bizleri insanlık mücadelemizden ve demokratik toplum idealimizden alıkoyamayacaktır” diyerek mücadele kararlılıklarını da dile getirdi.

'MÜCADELEMİZ BİNALARDAN İBARET DEĞİL'

Basın toplantısında Med Kültür Merkezi adına konuşan Evinen Rezan, “Sanatın gücünden korkanlar kültür sanat derneğini kapatırlar. Ve şunu biliyorlar ki; kalemin, sanatın ve türkülerin gücü kanun yapanlardan daha güçlüdür. Biz sazımızı sözümüzü her yerde söyler ve sanatımızı yaparız. İlla dört duvar gerekmez, çünkü sanat her yerde” dedi.

Cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele yürüten Gökkuşağı Kadın Derneği adına ise Fitnat Durmuşoğlu konuştu. Derneklerinin hukuksuz bir biçimde kapatıldığını vurgulayan Durmuşoğlu, “AKP, kadınların faaliyetlerinden, özgürleşme mücadelelerinden ve dayanışmalarından her zaman korkmuştur. Kadınlar katledilirken, taciz ve tecavüze uğrarken korumayıp, tam tersi iyi hal uygulamalarıyla katilleri koruyup serbest bırakanlar, dayanışma gösteren kadın kurumlarını kapatıyorlar. Yalnız olmadığımızı biliyor ve mücadelemize devam ediyoruz” dedi.

GÖÇ-DER'den Abdullah Geldi ise, 1997 yılından bu yana zorla yerinden edilen insanların maruz kaldığı hak ihlallerini görünür kılmak ve çözüm aramak için faaliyet yürüttüklerini söyledi. Geldi, OHAL’e rağmen zorla yerinden edilen insanlarla dayanışmaya devam edeceklerini vurguladı.

Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUAD) adına da Süreyya Aydın konuştu. Derneğin 1996 yılında faaliyetlerine başladığını anlatan Aydın, hapishanelerdeki siyasi tutukluların sesi olmaya çalıştıklarını kaydetti. Aydın, “Her ne olursa olsun, kapımız mühürlenmiş olsa da içerdeki siyasi tutsaklara desteğimiz devam edecek” dedi.

'YARGIYA GÜVENİMİZ KALMADI'

Faaliyetleri durdurulan hukuk derneklerinden biri de Özgürlükçü Hukukçular Derneği’ydi. ÖHD üyesi avukatlardan İbrahim Bilmez, yapılanların hiçbirinin hukukla izah edilemeyeceğini söyledi ve “Sivil toplum kuruluşları demokratik toplumların olmazsa olmazıdır. Mağdur olan insanların yardımına koşan hukuk kurumları kaptıldı. İdari işlem olduğu için yargı yolu açık, fakat yargıya da güvenimiz kalmadı. Yine de iç hukuk yollarını tükettikten sonra bu durumu Avrupa'daki yargı organlarına taşıyacağız. Kapatılan tüm kurumlar için gerekli hukuki desteği de sağlamaya hazırız” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et