25 Mayıs 2012 12:39
Aydın Arı

23 Mayıs 2012 grevi, kamu emekçilerinin toplu sözleşme mücadelesinin nasıl önemli bir parçası ise, Dokuz Eylül Üniversitesinde de sendikal mücadelenin önemli bir basamağı oldu. Haziran ayında işyeri yetkisini yıllardır olduğu bir kez daha almak üzere hızlı bir örgütlenme çalışması yürüttüğümüz bugünlerde grevi örgütlemek ayrı bir ivme kazandırdı.
Grev komitesinin bir hafta önce hazırladığı plan uyarınca üyelerimiz sabah erken saatlerde Tınaztepe yerleşkesinde toplandılar. Davul zurna eşliğinde çekilen grev halayı, grev çağrısının okunması ve sloganlar eşliğinde kısa bir yürüyüşle ilk grev pankartının asılması ile sonuçlandı. Sendikamız, Dokuz Eylül Üniversitesinde ilk defa “Bu işyerinde grev vardır” pankartı astı. Üyelerimizin tamamı olmasa da ilk kez sendikal bir eyleme katılan üyelerimizin varlığı mücadelemizin ulaştığı aşamayı gösteriyordu. Dikkat çeken asıl nokta, son bir yıldır bir eyleme gelen bir üyenin sonraki eylemlere de gelmeye devam etmesiydi. Mücadele, birlik ve dayanışma çekinceleri, utangaçlıkları, sakınganlıkları, korkuları kovalıyor.
Tınaztepe’nin ardından otobüslerle Dokuzçeşmeler yerleşkesine vardığımızda oradaki üyelerimiz tarafından karşılandık ve hep birlikte halaylar ve sloganlar eşliğinde grev pankartımızı ana kapıya astık. Aynı biçimde Buca eğitim yerleşkesinde de bizi bekleyen arkadaşlarımızla ana kapıya “Bu işyerinde grev vardır” pankartımızı asarak halaya durduk. Basmane’de KESK kortejine katılmak üzere otobüslerle giderken üyelerden gelen “Rektörlük binasına da pankart asmaya gidelim” taleplerine grev komitesi, haklı olarak, programda yer almadığı ve Basmane’ye geç kalırız gerekçeleriyle itibar etmedi ve bir sonraki grevi rektörlükten başlatmayı önerdi.
Basmane’de otobüsten indiğimizde daha önce alanlarda görmeye alışık olmadığımız az sayıdaki Kamu Sen üyesi emekçinin alkışlarıyla karşılandık. Megafonu taşıyan yöneticinin “Araçlarımız ayrı olsa da amacımız aynı” sözü şubemizin yürüyüş kolunda uzun süre hararetli tartışmalara yol açtı. Basmane’de başlayan kortej yürüyüşümüz tüm KESK üyeleri ile birlikte coşkulu bir biçimde Konak’a ulaştı. Şubemizin hemen arkasında yürüyen ve okullarının İmam Hatip olmasını protesto eden 23 Nisan İÖO öğrencileri ve velilerinin kalabalık grubu da hepimizi yüreklendirdi. Hükümet(ler), kamu çalışanlarına kulaklarını tıkamayı sürdürdükleri müddetçe yeni grevler bizi bekliyor. Her eylem mücadele gücümüzü ve sayımızı arttırıyor.

* DEÜ İktisat Bölümü Araştırma Görevlisi

Evrensel'i Takip Et