'Olağanüstü karanlığı delmek için mücadeleyi yükseltelim'
EMEP'in 25 Kasım açıklamasında 'Olağanüstü karanlığı delmek için mücadeleyi yükselttiğimiz bir gün olsun' denildi.
Emek Partisi (EMEP), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dayanışma ve Mücadele Günü’ne ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, “25 Kasım, olağanüstü karanlığı delmek için mücadeleyi yükselttiğimiz gün olsun” denildi.
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan’ın imzasıyla yayımlanan açıklama şöyle:
“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dayanışma ve Mücadele Günü’nü bu yıl, kadın dayanışmasının ve mücadele gücünün bir kez daha sergilendiği bir haftanın sonunda karşılıyoruz. Cinsel istismarı aklamaya, çocuk evliliklerini suç olmaktan çıkarmaya yönelik yasa tasarısının ülkenin dört bir yanında kadınların isyanıyla geri püskürtülmesi, demokrasi, barış ve eşitlikten yana umudu artırdı.
Kadınlar şimdi ekilen bu umut tohumlarını yeşertmeli, büyütmeli. Zira kadınların özgür ve eşit haklar ile var olmasına tahammül edemeyen, kazanımlarını yeniden budamaya çalışan ve 15 yıldır tek partili iktidarın Türkiye’yi soktuğu olağanüstü süreçte toplum nefretle, ayrıştırmayla, kutuplaştırılarak, şiddetle yeniden inşa edilmeye çalışılıyor.
15 Temmuz darbe girişimini ‘Allah’ın lütfu’ olarak görüp, fırsata çeviren Saray ve AKP Hükümeti, OHAL ve KHK’ler ile toplumun tüm muhalif kesimlerini susturmaya, teslim almaya çalışıyor. En temel yasalarda bir gecede yapılan değişikliklerle kazanılmış haklar askıya alınıyor. İçeride ve dışarıda yürütülen savaş politikaları, şiddeti, tacizi, tecavüzü, yoksulluğu yaygınlaştırıyor, gelecek endişesini artırıyor.
Kadınların yaşadığı sorunlar ise görünmez hale getiriliyor.
Kadını ezen, yok sayan gerici ve ataerkil değer ve geleneklere dayanılarak, 2016’nın daha ilk 10 ayında kamuya yansıdığı kadarıyla 220 kadın öldürüldü, 352 kız çocuğu cinsel istismara uğradı. Kadınların sesi kısılmaya çalışıldı. Kadın yazarlar, akademisyenler, bilimciler, kadın vekiller tutuklandı. Kadınların birbirinden haberdar olma, dayanışma olanakları gasp edildi, yayın araçları ellerinden alındı, dernekleri kapatıldı.
KHK’lerle belediyelere atanan kayyımların ilk işi, kadın çalışanların sürgün edilmesi ya da görevden alınması, belediyelerin kadın çalışmalarını ve kadın bütçelerini durdurmak oldu.
Kadınlar zaten çocuk bakım yükü ve güvenceli istihdam olanaklarının azlığı nedeniyle güvencesiz, düşük ücretli işlere itilirken, OHAL’i fırsat bilen hükümet, kadınların kiralanabilecek bir mal haline getirildiği “kiralık işçilik ve özel istihdam büroları” yasasını yürürlüğe soktu. Kadınlar daha fazla ucuz, güvencesiz, esnek, yarı zamanlı işlere mahkûm edildi.
On binlerce kamu çalışanı görevden alındı, ihraç edildi. Yalnızca son bir ayda işsiz bırakılan kadın sayısı 13 bini aştı. İhraç edilenlerin başka yerlerde iş bulma olanakları da ellerinden alındı. Kadınların en çok istihdam edildiği kamu alanı da kadınlar için artık “güvenceli” değil.
Kadınlar kazanımlarını koruma ve ilerletme mücadelesindeki kararlılıklarını her vesileyle gösteriyor. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dayanışma ve Mücadele Günü’nde bu yıl, uygulama ve kararları kalıcılaştırılmaya çalışılan OHAL’e karşı, kadınlar birlikte, yan yana, dayanışma içinde olacaktır.
25 Kasım, olağanüstü karanlığı delmek için mücadelenin yükseldiği bir gün olsun.” (HABER MERKEZİ)