30 Kasım 2016 23:08

Çukurova'da zeytin hasadı

Halil İMREK
Adana

Çukurova’da ekim ayında başlayıp aralık ayı sonuna kadar süren zeytin  toplama mevsimi sürüyor. Hasat aynı zamanda zeytinin kullanım amacına göre yapılıyor. Yani zeytin sofralık ya da yağlık olarak değerlendirme amacına göre hasat zamanı da farklılık gösteriyor. En önce sofralık yeşil zeytinler (ham), arkasından erken hasat yağlık zeytinler, sonra siyah sofralık ve yağlık siyah zeytinler toplanıyor.  Elde edilen ürün genellikle zeytinyağı  ve sofralık için kullanılırken sofralık olan zeytinler salamura yapımında kullanılıyor.  

‘ARTIK ELLE TOPLANMIYOR’

Zeytin toplama işi iki şekilde yapılıyor: İnsan ve makine gücüyle. Zeytin toplama işinde en meşakkatli ve pahalı olan yöntem, aynı zamanda en kaliteli ürünü almayı da sağlayan zeytinleri tek tek elle toplamak. Ancak, bu çok uzun zaman aldığı ve çok sayıda iş gücü gerektirdiği için maliyeti artırıyor. Onun yerine, giderek daha da yaygınlaşan, ağacı daldan ve gövdeden sarsan makine, taraklama ya da sırıklama yöntemleri kullanılıyor.

İki gün zeytin toplamaya gittim. Sabahın erken saatinden akşam gün batımına kadar zeytin toplama işinde çalıştık. Günün ilk ışıkları ile birlikte zeytinliğe giriş yaptık. Aynı köyden olan yevmiye usulü çalışan köy halkı ile işe koyulmadan önce iş bölümü yaptık. Ağaca çıkacak olan, yerdekileri toplayacak olan ve tarak ile tepe dallarındaki zeytinleri düşürmekten sorumlu olanları belirledik. 

İŞ BÖLÜMÜ

Dörder kişiden oluşan üç gruba ayrılarak çalıştık. İki kişi de motoru sırtlama ve motorun kolu ile ağaçların dallarını sarsma işini aldı. Çalışanlar arasında kadın işçiler ağırlıktaydı. Her grubun bir çadırı vardı. İnsan gücüyle toplamada ellerin yanı sıra tırmık adı verilen zeytin toplamaya yardımcı aletler kullandık. İlk iş zeytin ağaçlarının altına çadırı sermek ve uçlarını yan ağaçlara bağlayıp zeytinlerin sağa sola saçılmasını engellemekti.

Makine ile zeytin toplama işlemi son dönem artış gösterse de hâlâ insan gücü ön planda görünüyor. Makine ile daha uzun süre çalışıldığı gibi daha az yorularak ve daha çok zeytin toplanıyor. Çalıştığımız alanda tek zeytin silkme makinesi vardı. Sırtta taşınan zeytin silkme makinesi ağaçların dalını güçlü bir şekilde titreterek zeytinleri aşağı döküyordu. 

‘EN İYİMİZ ŞÜKRAN ABLA’

Zeytin ağacının ince dalları düşünüldüğünde genellikle minyon tipli insanların ağaca çıkması tercih ediliyor. Bizim grupta ağaca Şükran Abla ve ben çıkıyordum. Kabul etmeliyim ki ağaca çıkıp ince dallarda dengede kalıp bir de tarakla kalan zeytinleri aşağı indirmek hiç de kolay değildi. Şükran Abla bu işi çok hızlı ve beceriklice yapıyordu. Yaklaşık 50 yaşlarında olan Şükran Abla, zeytin ağaçlarının en tepesine kadar çıkıp dengede durup aynı zamanda tarak ile dallarda kalan zeytinleri aşağı indiriyordu. Ağaççı olabilmenin tecrübesini gösteriyordu. Bütün erkeklerle yarışıyordu. Üç grup içinde hepimizin en hızlısı ve en iyi tırmananıydı.


‘KIZININ SAÇINI TARAR GİBİ TARA’

Çadırını hazır ettiğimiz ağaç önce makine ile dalları sarsılarak zeytinler dökülüyordu. Kalan zeytinleri dalları taraklarla saç tarar gibi tarayıp kalan zeytinleri çadırın üzerine döküyorduk. Şükran abla bana takılıyordu: “Kızının saçını tarar gibi tara” diyordu. Daha sonra çadırın üzerine biriken zeytinleri çuvallara dolduruyorduk. Bu işlem öğlen yemek saatine kadar hiç durmadan devam ediyordu. 

Evrensel'i Takip Et