TÜSİAD: OHAL ticari hayatı etkiliyor, kaldırılmalı
TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, OHAL'in ticari hayatı olumsuz etkilediğini belirtti ve kaldırılması gerektiğini söyledi.
Başbakan Binali Yıldırım'ın da katıldığı TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes'ın sözlerinden öne çıkanlar şöyle:
*Sayın Başbakanım, sıkıntılarımızı tüm açıklığıyla paylaşmak isterim. Artan işsizlikten, eksilen güvenden ve elbette dolar karşısında son iki ayda yüzde 15 değer kaybına uğrayan paramızdan bahsetmek zorundayım.
*Sonuçta hepimiz ülkemizin potansiyeline inanarak risk alıyoruz, vergilerin önemli bir bölümünü ödüyoruz, sigortalı çalışanların yarısını istihdam ediyoruz. Ülkemizi dışarda da temsil ediyoruz.
*Çıkarlarımız ülkemizin gelişmesiyle birebir örtüştüğünden yapıcı eleştirilerle devletimize yardımcı olmak istiyoruz. İş dünyasıyla tesis edilen istişare ortamını faydalı buluyoruz.
*Sayın Başbakanım, konuların üzerine ciddiyetle gidildiği beyanatlarınızı dikkatle izliyoruz. Ancak zamanın giderek daha kısıtlı hale geldiğini görmemiz gerekiyor. Son dört yıldır, yatırımlar artmıyordu. Bu yıl veriler ekonomide daralmayı işaret etmeye başladı. İşsizlik oranında son 6 aydaki sıkıntının büyüklüğünü gösteriyor.
*Özel sektörün döviz borcunu halen döndürdüğünü biliyoruz. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin ciddi hasar gördüğünü biliyoruz.
*Vatandaş dövizdeki dalgalanmaları derin krizlerle özdeşleştiriyor. Ekonomideki sarsıntının, giderek yatırımların azalabileceği ve daha yavaş büyüyecek bir Türkiye’nin habercisi olduğunu görmeliyiz.
*Yaşadığımız sıra dışı günler ve darbe girişimi akabinde gerçekleştirilen temizlik operasyonları, ekonomik aktörler arasında ciddi bir güven bunalımı yaratılıyor. Terörle mücadele bağlamında güvenlik kaygılarımız olağanüstü arttı.
*Ancak bundan kaynaklanan bazı OHAL uygulamaları, özellikle Anadolu’da ticari hayatı olumsuz etkiliyor. OHAL’in bir an önce kaldırılmasını ülkenin meclisinin asli görevini yapmasını bekliyoruz. Unutmamalıyız ki normalden ne kadar uzaklaşırsak, normalleşme o kadar uzak olacaktır.
*Yargıda ve tüm kamu kurumlarında liyakat bazında ayrımcılık gözetmeyen bir istihdam politikası uygulanmasını tekrarlamak isterim. Güçlü ve adil bir hukuk sistemi olmadan hukukun sağladığı hak, özgürlük ve mülkiyet güvencesi korunmadan, kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmeden piyasa ekonomisini idare etmek mümkün değildir.
*Acilen büyüme hikayesi yaratmamız, bunu destekleyecek eğitim reformlarını, teknoloji tercihlerini hep beraber yapmamız gerekiyor. Küreselleşme durmayacak, bugünden krizden çıkarılması gereken dersler bir an önce çıkarılabilirse treni tekrar rayına oturtmak mümkün olabilir.
ABD SEÇİMLERİ BÜYÜK BİR ŞOK YARATTI
*Demokrasinin kurumlarını bugüne kadar olduğundan daha ciddiye almayan, tedbirler ön görmeyen küreselleşme anlayışı, hem küreselleşmeye hem de demokrasiye zarar verecektir.
*ABD seçimleri, dünyada büyük bir şok yarattı hem de ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini bize gösterdi. ABD’nin dünya ile Avrupa ve Ortadoğu ile ilişkilerini nasıl kurgulayacağı, Türkiye açısından da son derece önemli.
*AB’nin ciddi bir kimlik krizi yaşaması, dünya siyasetinde ekonomik gücü oranında ağırlık gösterememesi, AB’nin dünya ekonomisinde silinip atılacak bir unsur olduğu anlamına gelmez. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin, olağanüstü uzun sürmesinden dolayı yıprandığı bir gerçektir. Diğer yandan Türkiye’nin AB ilişiklerini kamuoyunu dalgalandıracak bir dille sürdürülmesinin ülkemizin çıkarlarına uygun olmadığını düşünüyoruz.
*Türkiye, Arap başkaldırısına destek verdi. Daha sonra Suriye’de olay başka boyutlara evrildiğinde kontrolsüz bir sarmal oluştu. Bugün Ortadoğu bölgesi uzun zaman yaraları saramayacak durumda. Mezhep çatışmaları belli ki daha bir süre bölgeyi kasıp kavuracak. Bunun panzehiri bzde mevcuttur, o da laiktir.
2016 KARAMSARLIĞIN ARTTIĞI BİR YIL OLDU
*90 yıl önce kazandığımız bu önemli avantajı yitirmememiz gerektiğine inanıyorum.
*Türkiye’de patlayan terörizm, Türkiye’de umut yeşerten sürecin askıya alınmasına yol açtı. Toplumsal barışı yeniden kuracak, son dönemdeki çatışmalardaki yaraları saracak önlemleri almalıyız.
*15 Temmuz’daki hain darbe teşebbüsünün ardından, çok kısa süre de olsa varlığını gösteren bu kapsayıcı siyaset anlayışını göstermemiz gerekir. Mensuplarından biat talep eden FETÖ gibi sekter yapıların devlete sızmalarının sonuçlarını neredeyse çok ağır biçimde ödüyorduk.
*2016 dünya ve Türkiye için karamsarlığın arttığı bir yıl oldu. Geçmişe baktığımızda, hedeflere doğru mutabakat sağlayarak güç birliği yaptığımızda ciddi başarılar elde ettiğimizi gördük. Bugün, işbirliğini yitirmenin, rejimin kurucu ilkelerinin sorgulanma payının yüksek olduğunu düşünüyoruz.
*Kendi çoğulculuğumuzla barışıp, birbirimizin alanına, yaşam tarzına, düşüncesine saygı duyarak işbirliği yapmayı yeniden başardığımız takdirde, bugünkü karamsarlığı tarihe gömebiliriz." (HABER MERKEZİ)