3 Aralık 2016 16:53
/
Güncelleme: 20:46

Öfke hayatı değiştirmedikçe ne işe yarar

Birgül AVDAN

45 öğrenciye tecavüz.

4 yaşındaki çocuğa tecavüz etti.

Kocaeli’de 3 yaşındaki erkek çocuğu tecavüz ederek öldürdüler.

İş adamı 9 kız çocuğuna tecavüz etti.

1.5 yaşındaki bebeğe tecavüz... 9 aylık bebeğe tecavüz...

...İmam Hatip Lisesinde… çocuğa tecavüz...

...Kuran kursunda… çocuğa tecavüz...

Yavru kediye tecavüz

Engelli kıza toplu tecavüz

...3 yaşındaki kız çocuğunun külotla babasının yanına çıkması dinen…

...Çocuğun tecavüzcüsüyle evlendirilmesi yasası...

Tecavüz davası hakkında haber yapmak suç

Tecavüzcü Ensar Vakfı demek suç

Çocuk istismarında dünya ikincisiyiz...

Bu yazdıklarım basına yansıyan çocuk ve hayvan tecavüzü ile ilgili haberlerin yalnızca bir bölümü. Çocuk ve hayvan diyorum, çünkü bana göre birbirinden farkı yok. İkisi de itiraz edemeyene tecavüzdür. Hemen hemen hepsinde süreç şöyle ilerledi; önce olay histerik bir şekilde basında yer aldı. Bilir bilmez herkes konunun uzmanı olarak açıklama yaptı. Tam öfke ve örgütlenme başlayacakken yayın yasağı getirildi.

Son dönemlerdeki başka gelişmeler de farklı değildi. Yine aynı şekilde gelişen diğer olayları hatırlayalım lütfen. Mesela işçi cinayetleri davalarının çoğu, kozmik oda olayı, Ergenekon ve Balyoz davaları, Sur, Şırnak haberleri… Gazete, televizyon, radyolara yapılan baskınların boy boy haber yapılması, tepki oluşacakken yayın yasağı getirilmesi... 15 Temmuz olaylarının ve ölenlerin reklamının yapılması ama OHAL kapsamındaki işsizleştirme haberlerinin yapılamaması. Küçük de olsa tepki haberlerine yer verilmemesi ya da yeterince yer verilmemesi.

Olayları basında izlerken delirecek, öfkelenecek, gerçek nedir diye araştırmaya kalkacaksınız. Yandaş medya dışındakiler ne diyor diye bakmaya başladığınızda ise yayın yasağı gelecek. Üstüne -tüketim toplumu olmanın gereği- yeni bir olayın içinde ve bir önceki olaya tepki gösteremeden başka bir tepkiyi planlarken bulacaksınız kendinizi. Lakin süreç o olay için de aynı gelişecek.

Süreç hafif dozda şiddetle başlayıp, yavaş yavaş giderek artan ama artık acıtmayan bir seyir izleyecek. Değerler yavaş yavaş yitmeye başlayacak. Acı, üzüntü, öfke duygularının yerini endişe alacak. Yaygın bir kaygı bozukluğu oluşacak. Elde kalanı koruma çabasına girişecek herkes. Hatta onu da kaybetme; işsiz kalma, yakınını kaybetme, tutuklanma, ölme korkusu yerleşecek. Paniklenecek. Panik atak gelişecek.

YAŞANANLARA BİR DE BURADAN BAK!

Sevgili dostlar, lütfen biraz başka bir açıdan bakın olaylara. O zaman büyük resmi daha net göreceksiniz. Bu, güven bunalımı oluşturarak toplumun yönetilmesi çabasıdır. Olayları “terörist Kürtler, kafatasçı Türkler, isyankar Aleviler, tecavüzcü Sünniler, kuyruk sallayan kadınlar, öldüren erkekler, tecavüze uğrayan çocuk ve hayvanlar” olarak ele almayalım. Böl, parçala, yönet yaklaşımının sonucu olarak görelim. Birleştirelim. Hepsini hak bazında değerlendirelim. Yaşam alanlarımızı, tepkilerimizi, haklarımızı belirlemeye yönelik adımlar olduğunun farkına varalım. Eğer olayları birleştirerek ve birleşerek tepki vermezsek daha güvenliksiz ve güvencesiz yarınlar, itiraz etmeyenler ve de edemeyenler olarak daha çok kayıp ve tecavüz yaşayacağız.

Bu haberleri daha fazla izlemek istemiyorsak; birleşmeli, itiraz etmeliyiz. Aksi halde itiraz edemeyenler olarak, tecavüzü hayatımızın her alanında yaşamaya ve yaşatmaya devam ederiz.

İnsan olmanın onurunu, utancından çok yaşayacağımız günler umuduyla…

Evrensel'i Takip Et