Niye birleşmek? Nereye kadar birleşmek?
Peki nasıl bir birlik?

Çağıl ADIGÜZEL
Emek Gençliği
Bugün savaşla, baskıyla, geleceksizlikle boğuşan bizleri her sabah yeni buhranlar karşılıyor. Bir sabah kalkıyoruz üniversitemizde OHAL ilan edilmiş hocalarımız atılmış, lisemizde proje mi ne yapıyorlar yine hocalar ortada yok, derneklerimiz kapatılmış, işten atılmışız. Hatta bir bakıyoruz çocuğa yönelik cinsel istismar yasalaştırılıyor. Asgari ücrete ilişkin taleplerimiz hükümet tarafından “istemenin sonu yok” olarak nitelendiriliyor.
Bugün devletin “kendine” ilan ettiği OHAL’in vurmadığı tek genç kalmadı.
Tek adam rejimi her gün daha fazla dayatılıyor. “Başkanlık”, “Cumhurbaşkanlığı” gibi adlar altında sistemler havada uçuyor. AKP kendi çürük ideolojisini gençliğin taleplerine uydurarak gençliğin değiştirici, dönüştürücü gücünü kendi gerici amaçları için kullanmak istiyor.
Bir yandan yaşam alanlarımız her gün daha dar çerçevelere sıkışırken bir yandan da öfkemiz büyüyor. Mücadele isteği, değişim isteği, özgürleşmek isteği büyüyor. Sermaye iktidarlarının baskıcılığıyla ve sınırsız sömürü politikalarıyla yaşıyor ve düzen değişmeden geleceğimizin olmadığını her gün yeniden kavrıyoruz.
NASIL BİR MÜCADELE?
Mücadelenin alacağı şekil ve mücadelede uygulanacak taktikler nesnel koşullara göre değişmelidir. Tek adam rejimine son vermenin, saldırılarla başa çıkmanın ve demokratik bir gelecek yaratmanın tek yolu başta gençlik olmak üzere emekten, demokrasiden, barıştan yana olan bütün kesimlerin ortak mücadelesidir. Günümüzdeki savaş, OHAL ortamı, ağır baskılar dün teorik açıklamalar ve siyasi propaganda alanındaki birleşik mücadeleyi pratik alana geçirmeyi zorunlu kılmaktadır.
PEKİ NASIL BİR BİRLİK?
Birlik derken “milli birlik” gibi bugün kendisini en muhafazakarından en liberaline hatta kendisini devrimci addedenlere kadar geniş bir skalada konumlandıran birçok sermaye yanlısı kurumun çağrısını yaptığı soyut bir birlik mi? Dar eksenlerde ilerleyen bir “solcuların” veya çeşitli kliklerin birliği mi?
Hayır. Gençliğin kendi acil talepleri etrafında, komiteler, ÖTK’lar, kulüpler etrafında, gençliğin kendi öz örgütleri etrafında kurduğu bir birlikten bahsediyoruz.
Problemlerimizi çözeceksek öncelikle demokratik kazanımlarımızı iktidarın vahşi saldırılarından geri almalı ve yeni mevziler kazanmalıyız. Bugün sorunlarımızın çözümünün sesimizi duyurabileceğimiz araçlarımızı etkin kullanmak olduğu bir gerçektir. OHAL politikaları bizi araçlarımızdan mahrum bırakmaya çalışıyor. İşte bu durum bugün demokrasiyi, OHAL’in kaldırılmasını ve KHK’lerin iptalini etrafında birleşmemiz gereken en acil talepler haline getiriyor.
İKTİDARIN KORKTUĞU
Bugün en temel araçlarımız olan öz örgütlerimizin her hareketi baskılanıyor veya baskılanmaya çalışılıyor. Bu rastgele bir uygulama değildir. İktidarın en çok neyden korktuğunu ortaya koymaktadır.
Tek parti anlayışına ve iktidarına karşı çıkan, demokrasiden yana olan bütün gençler, kulüpler, temsilcilikler, gençlik örgütleri asgari bir mücadeleyi ortaklaştırmalı ve beraber örgütlemeli.
Gençler olarak demokratik bir ülkede barış ve huzur dolu bir gelecek hakkımız. Bu hakkımız için bugün ortak bir mücadele hattı, cephesi kurmak tek alternatifimiz. Böyle bir birliğe burun kıvırmak, daha dar birlik tanımları ortaya koymak veya birçok tartışmayı genişlemeye engel olacak şekilde ele almak mücadeleye zarar vermektir.
Cinsel istismar yasa tasarısının kısmen geri çekilmesi bize ortak mücadelenin gücünü ve etkisini gösterdi.
Böyle bir birlik kendi öznelliklerimizden, farklı düşüncelerimizden sıyrılmamız anlamına mı geliyor? Hayır.
Gençler daha ileri mücadelenin yollarını tartışırken bir yandan da asgari talepler için mücadeleyi genişletmelidir. Farklılıkların ayrıştırıcı değil, zenginleştirici nitelikleriyle bir araya gelinmelidir. Teröre karşı olmak ölümlere karşı olmaktır, ölümleri getirenin savaş politikaları olduğu görülmeli, barış için birleşilmelidir. Özgürlüğü, demokrasiyi savunmak bugün baskı altına alınan bütün yayınları, bütün siyasetçileri savunmak, bunu yapmazsak sıranın bize de geleceğini bilmektir.
Saldırıların, sorunların kaynağı birken buna karşı mücadele edenlerin ayrık durması ancak iktidarın, sermayenin ekmeğine yağ sürecektir.
PEKİ YA BAŞARISIZ OLAN GİRİŞİMLER?
Geçmişte kurulan veya başarısızlığa uğrayan benzer yapıların olması böyle bir birliğe karşı çıkmanın bahanesi olmamalı. Mücadele bütün geçmiş deneyimleriyle kendisini var eder. Geçmiş başarısızlıklarından ders çıkarır ve iyi yönleri korurken, kötü yönleri bünyesinden atarak ilerler. Bugün gençlik mücadelesi nasıl hatalarından veya dönem açısından doğru görünen ancak başarısızlık veya nispi kazanımla sonuçlanan pratiklerden ders alıyorsa, bugün de bunu tekrarlayacaktır. Tersini iddia etmek, gençliğin öğrenerek, deneyimlerini biriktirerek ilerleyen mücadelesini küçümsemektir. Alabildiğine üstten bir yaklaşımdır.
Artık kaybedecek zaman yok. Geleceğimizin gasp edildiği şartları kırmak için mücadele ateşini yükseltmek zorundayız. Tek olduğumuzda güçsüz, birlik olduğumuzda değiştiren ve ilerletenleriz.
Evrensel'i Takip Et