Değinmeler
' Şimdi İstanbul’un yok edilen güzelliklerini hayalimizde yaşatarak mı yetinsek; yanı sıra eski Türk filmlerini –daha çok siyah-beyaz- izleyerek mi?'

Adnan ÖZYALÇINER
SERİNLİK
O sıcak, ıssız yaz günü bir yelkovan kuşu, denizi sıyırtarak geçti. Güneşe, suya, tuza hiç değmeden. Yalnızca havayı yelpazeleyen kanatlarıyla.
HANGİSİ?
“Yok Olan İstanbul” kitabımız yayınlandı. Sennur’un da yazılarının içinde olduğu kitap. Şimdi İstanbul’un yok edilen güzelliklerini hayalimizde yaşatarak mı yetinsek; yanı sıra eski Türk filmlerini –daha çok siyah-beyaz- izleyerek mi? İstanbul’un kalan, kalabilen güzelliklerine yok edilmeden sahiplenerek mi yoksa?
BOŞA DÖNÜŞ
Düşlerim karardı, karartılan televizyonlarla birlikte sanki. Kapatılan gazetelerle dergilerin etkisiyle midir nedir sessizliğe büründü. Ne görüntü var şimdi, ne ses. Film makaraları boşa dönüyormuşçasına.
DÖVÜNME
Düz bir duvar diktiler karşımıza. Cilalı, parlak. Boy aynası sanki. İnsanlar, eşyalar, taşıtlar, kentler, koca bir kalabalık yansıyor. Alt alta, üst üste. Devinerek. Dövünerek yani.
ISSIZLIK
Bir bozkırın ortasında boş bir istasyon, insansız. Rayları pas tutmuş, her iki yöne de geçitsiz uzayıp giden, boşlukta kaybolan bir tren yolu, trensiz. İstasyona bitişik, toprağa gömülmüşçesine alçak, lojmanın bahçesinde renkleri yitmiş, kuru çiçeklerle cılız, yalnız iskeleti kalmış iki ağaççık. Ağaçlar arasında gerili ipte asılı kurumuş kurumuş da cesetleşmiş solgun çamaşırlar. Ne mavi, ne de gri olan karanlık bir gökyüzü altında öylece donup kalmışlar. Ne bir rüzgâr esiyor, ne bir kuş kanat çırpıyor, ne de bir yılan süzülüyor. Ne ses, ne soluk var: Issızlık.
BELİRSİZ
Yokuş yukarı giden kaygan bir zemini sürüyoruz. Ne kadar yukarı tırmandığımız, ne kadar aşağı kaydığımız ya da ne kadar patinaj yapıp yerimizde saydığımız belirsiz.
SANSÜR
Onu söyleyemezsin diyorlar. Sözünü kesiyorlar. Susuyorsun/susturuyorlar. Ardından bunu söyle diyeceklerdir. O zaman ne yapmalı, ne yapmalıyız?
KARARTMA
Öylesine kararttılar ki her şeyi, ağacın yeşilini, çiçeğin rengini göremez, kokusunu alamaz olduk.
Evrensel'i Takip Et