Uğur ve Polat'ın davasında haber alma hakkını savunacağız
Tutuklu muhabirimiz Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat'ın davası yarın. Avukat Tugay Bek, 'Erdal’ın asıldığı gün haber alma hakkını savunacağız' diyor.
Meltem AKYOL
İstanbul
Evrensel Mersin muhabirleri Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat’ın yargılandığı davanın ilk duruşması yarın Mersin 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Cemil Uğur’un halen tutuklu olduğu bu davada muhabirlerimiz “Silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlaması ile yargılanıyor. Dava öncesi gazetemize konuşan gazetecilik meslek örgütlerinin temsilcileri ile Avukat Tugay Bek gazeteciliği ve haber alma hakkını savunmak için duruşmaya çağrı yaptı.
İDDİANAMEDE DELİL YOK
Süreci gazetemize anlatan Avukat Tugay Bek hazırlanan iddianamede örgüt üyeliği ya da propagandayı gösteren bir kanıt olmadığını söyledi. Bek, Cemil ve Halil İbrahim’in haber takibi sırasında gözaltına alındığını hatırlatarak, “Facebook paylaşımları ve TUHAD-FED’in basın bildirisi örgüt üyeliği için delil olarak gösterilmiş. Basında gözaltına alındıklarına dair çıkan haberler de kanıt olarak sunulmuş. Evrensel muhabirleri gözaltına alındı” diye çıkan haberler çarpıtma olarak iddianamede yer alıyor” ifadelerini kullandı.
SAVCI HABER YAPMAYI SUÇ KABUL EDİYOR
Muhabirlerimizin yargılanmasının 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında ilan edilen OHAL’le birlikte AKP İktidarının basın yayın kuruluşları ve gazeteciler üzerinde estirdiği baskı ve sindirme operasyonunun bir parçası olduğunu söyleyen Bek, “Evrensel muhabirlerinin yargılandığı bu dava gazetecilerin mesleki faaliyetini icra etmesinin, haber takip etmesinin kendisinin bizatihi cumhuriyet savcılığı ve polis tarafından “Terör örgütü üyeliği ve propagandası” suçlaması için yeterli göründüğünü göstermektedir. Zaten dünyada hiçbir “diktatörlük” gazetecileri gazetecilik yapmakla suçlamak gibi bir aptallığa imza atmaz. Gerçekleri yazmakta ısrar eden gazeteciler, her zaman başkaca suçlamalar bahane edilerek yargılanmak ve cezaevine konmak gibi ortak bir kaderi paylaşırlar” dedi.
'HALKIN HABER ALMA HAKKINI SAVUNACAĞIZ'
“AKP OHAL’i”fırsata dönüştürüp”, tek medya, tek ses, tek adam yaratma projesini yargıyı da kullanarak uygulamaktadır” diyen Bek, son olarak “12 Eylül diktatörlüğü tarafından bu halka gözdağı vermek için 17 yaşında katledilen Erdal Eren’in ölüm yıl dönümü olan 13 Aralık’ta genç bir gazetecinin şahsında, halkın haber alma özgürlüğünü, özgür basını ve gerçeği savunmak için Mersin’deyiz” diyerek duruşmaya çağrı yaptı.
TEK İLACIMIZ DAYANIŞMA
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: 13 Aralık’ta sadece EVRENSEL Gazetesi Mersin Muhabirleri Cemil Uğur ve Halil İbrahim Polat değil hukuk ve adalet de yargılanacak. Hukuk çiğnenerek tutuklanan Cemil Uğur’un özgürlüğüne kavuşması en büyük temennimiz. Haber izlemenin suç olduğu, basın özgürlüğünün ve demokrasinin ayaklar altına alındığı, sadece gazetecilik yaptıkları için 100’ün üzerinde meslektaşımızın hapiste olduğu bugünlerde tek ilacımız dayanışmadır. Bu baskı düzenini başka türlü yıkamayız. Cezaevindeki gazeteciler hakim karşısına çıkmaya başladığı bugünlerde dışarıdaki meslektaşları olarak bizlerin de onların yanında olmasının zamanıdır. Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak bu davanın takipçisi olacağımızın bilinmesini isteriz. Sizin aracılığınız ile de Mersin’deki Adana’daki gazetecileri, meslek örgütlerini davayı izlemeye, dayanışmaya çağırıyorum.
unsur
TUTUKLAMALAR GAZETECİLERE GÖZDAĞI
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren: AKP iktidara geldiğinden beri basına ve gazetecilere bir şekilde saldırıyor. OHAL’den çok önce, Bülent Arınç başbakan yardımcısıyken bir televizyon kanalında katıldığı programda bir dosya göstermiş ve direk Evrensel’i de hedef alıp ‘suç makinesi bunlar’ demişti. Tabii OHAL’den sonra iş çığırından çıktı. 2016 yılının başında 31 gazeteci hapishanelerdeydi, bu sayının şu anda 140’ı geçtiği söyleniyor. Üstelik sadece gazeteciler tutuklanmıyor, gazeteler, televizyonlar, radyolar, dergiler, internet siteleri kapatılıyor ve susturulmaya çalışılıyor. Gazetecilerin tutuklanması aynı zamanda diğer gazetecilere bir gözdağı. “Artık haber yapmayın, sizin başınıza da bu gelir” deniyor. Yani haber yapmamızı engellemek istiyorlar, haber yapmaya devam edeceğiz. Kamuoyunun gerçekleri öğrenmesini engellemek istiyorlar, biz bir şekilde gerçekleri kamuoyuna anlatacağız. Dayanışmayı engellemek istiyorlar ama dayanışmayı sürdüreceğiz.
Yarın Evrensel’den iki arkadaşımız hakim karşısına çıkacak ve biz orada olacağız dayanışmak için. Çünkü bu karanlıktan ancak birlikte, mücadele ve dayanışma ile çıkacağız.
MUHABİRLERİMİZE ULUSLARARASI DESTEK
Duruşmayı izlemek için İngiltere’den gelen PEN İnternational Temsilcisi ve PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanı Caroline Stockford, NUJ (İngiltere Gazeteciler Sendikası) Temsilcisi Alexander Macdonald, Günlük Morning Star Gazetesi Yazarı Steven Sweeney ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ) ve NUJ Üyesi Arif Bektaş Mersin’de olacak. TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, KHK ile kapatılan Özgür Gazeteciler Cemiyeti Eş Başkanı Hakkı Boltan ve Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat duruşmayı izlemek üzere Mersin’de olacak.
NE OLMUŞTU?
23 Ağustos tarihinde TUHAD-FED Mersin Temsilciliği tarafından düzenlenen basın açıklamasına yönelik polis müdahalesi sonrasında gazetemiz muhabirleri gözaltına alınmıştı. OHAL kararnameleri çerçevesinde muhabirlerimiz 17 günlük keyfi gözaltı sonrası çıkartıldıkları sulh ceza hakimliği tarafından adli kontrol uygulamasıyla serbest bırakılmıştı. Adli kontrol kararına cumhuriyet savcılığının itiraz etmesi sonrası hakkında tutuklama kararı verilerek Sulh Ceza Hakimliğine çıkartılan muhabirlerimizden Halil İbrahim Polat imza şartı ile bırakılırken, Cemil Uğur tutuklanmıştı. Cemil Uğur’un, hakkında hazırlanan iddianame ile 15 yıl hapsi istenmişti. Tutuklanmasının ardından önce Mersin Cezaevine konulan Uğur daha sonra Hatay T Tipi Kapalı Cezaevine sürgün edildi. Avukatı Tugay Bek Hatay’da 10 kişilik bir koğuşta kalan Uğur’a ajanlık dayatıldığını ifade etmiş ve “Belki Cemil bu teklifi kabul etse, istedikleri bilgileri verse bugün tutuklanmayacaktı” ifadelerini kullanmıştı.