18 Aralık 2016 00:36

Eylem NAZLIER
İstanbul

Müjgan Ekin, 56 gündür kayıp. 24 Ekim tarihinde Ankara’da kendilerini ‘polis’ olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılan Müjgan Ekin’den haber alınamıyor. Ekin’in, kimler tarafından nasıl gözaltına alındığı, hangi araçla kaçırıldığı görgü tanıkları ve MOBESE kayıtlarıyla ortada ancak yetkili kurumlar günlerdir ailenin yaptığı başvuruya rağmen harekete geçmiyor. Baba Esat Ekin ile yaşadıklarını konuştuk.

Baba Ekin, kızının Özgür Gün TV programcısı ve Sur Belediye Meclis üyesi olduğunu söyleyerek söze başlıyor. Kızının, 24 Ekim 2016 tarihinde Diyarbakır’dan otobüsle Ankara’ya geldiğini söyleyen baba Ekin, “Aynı gün metroyla Batıkent’e, oradan da Pera Sitesi’nde oturan arkadaşının evine gitmek için taksiye bindi. Takside telefonda kardeşini aramış ve bir fotoğrafını kardeşine göndermiş. Bu son haber aldığımız an oldu” diye konuştu.

‘HER ŞEY ORTADA’

Kızından haber alamayan baba Ekin, Batıkent Karakolu ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu fakat 21 gün boyunca hiçbir işlem yapılamadığını da söyledi. Esat Ekin, herhangi bir somut gelişme olmaması üzerine, kendi imkanlarıyla kızını aradığını söyleyerek şöyle devam etti: “MOBESE kameralarında her şey ortada. Görgü tanıklarının ifadesi de var. Her şey net. 56 gündür kızımın elinden sevgisini ve umudunu almaya çalışıyorlar. 56 gündür uyuyamıyorum. Uyumaya çalıştığımda kızıma işkence yaptıklarını görüyorum. Tüm bilgi ve tanıkların anlatımına göre kızım devletin elindedir” dedi. Baba Ekin, gözaltı süresi 30 gün olduğu için belli bir süre basına haber vermediklerini dile getirerek, “Uzun süre bilgi alamadığımız için araştırma yaptık ve kaçırıldığını öğrendik. Kaygım kızımı gözaltında kaybetmeleri” diye korkusunu dile getirdi.

‘DEVLETİN GÖREVİNİ BEN YAPTIM’

56 gündür savcılığın kapısına gidip geldiğini ‘Gözaltında ya da değil’ diye tek bir yanıt dahi verilmediğini belirten Ekin, şunları söyledi: “Bu kız gözaltında ya da değil bunu bile demiyorlar. Devlet neden bu kadar kendinden aciz. MOBESE görüntüleri basına yansıdı. Emniyet, MOBESE görüntülerinde görünen kişilerin polis olup olmadıklarını netleştirmiyor. Görüntülerde, ne yaptıkları belli oluyor, yüzleri görünüyor buna rağmen netleştirmiyorlar. Taksinin plakasını da seçemediklerini söylüyorlar. Oysa her şey net ortada. Devlet, elini kıpırdatmıyor. Ben devletin görevini yaptım, devletin yerine dedektiflik yaptım kendi kızımı bulmak için. Savcısı, polisi, emniyeti biliyor ama devlet olayı aydınlatmıyor.”

‘ONU BIRAKMAM’

11 tane çocuğu olduğunu ve Müjgan Ekin’in Akdeniz Üniversitesi İşletme Bölümü Mezunu olduğunu söyleyen Baba Ekin, “30 yıl çocuğumu göz nuruyla, acılarla büyüttüm, onu bırakmam. Çocuklarımı ve eşimi alacağım, Meclisin önüne gidip kızımı isteyeceğim onlardan. Benim yapabileceğim bir tek bu var. Bizi de öldürsünler, işkence yapsınlar. Zaten her gün işkence çekiyoruz” diye konuştu.

‘BİRLİKTE YAŞAMIMIZA VURULAN BİR DARBE’

Yaşadıklarının ‘hukuken de, insanlık olarak da ahlaksızlık’ şeklinde tanımlayan Ekin, “Bu ülke bunu hak etmiyor. Bu birlikte yaşamamıza vurulan bir darbedir. Çocuklarımızı kaybederek kazançları nedir? Bizim çocuklarımızı kaybederek ne kazanıyorsunuz bundan? Sizin korkularınız nedir? 29 yaşındaki bir çocuktan  niye korkuyorsunuz. Bir insanı bu kadar özgürlüğünden koparacaksın ve hiçbir şey demeyeceksin. Büyük bir ahlaksızlık. Benim korkum kızımı gözaltında kaybedecekler. Ezilen insanlardan, basından bir daha gözaltında kaybedilenlerin yaşanmaması için bu olayın üzerinde durulması gerekiyor. Müjgan sadece benim kızım değil, bu ülkenin çocuğudur. Herkesin duyarlı olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

‘BEN KIZIMI DEVLETTEN İSTİYORUM’

Baba Esat Ekin, son olarak şunları söyledi: “Yazıktır, kendi çocuklarınızı koruduğunuz kadar bizim çocuklarımızı da koruyun. Bu ülkeyi ayakta tutan biziz. Biz bu ülkenin çalışanlarıyız, emekçileriyiz. Bu devlet bizim içinde olmalı. Sadece kendi çocuklarını korumak için olmamalı. Bir devlette hukuk olmazsa, adalet olmazsa devlet ayakta duramaz. Siz bu devletin yöneticileriyseniz, kızımı bulacaksınız. Ben devletten kızımı istiyorum.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tutuklu Sendikacı Mehmet Türkmen cezaevinden işçilere seslendi: Bu koşullar fabrikalardaki kölelik koşullarından daha kötü değil

Tutuklu Sendikacı Mehmet Türkmen cezaevinden işçilere seslendi: Bu koşullar fabrikalardaki kölelik koşullarından daha kötü değil

Antep’te patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı binlerce işçinin katıldığı grevlere öncülük ettiği için tutuklanan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen Evrensel’e konuştu: “Tutuklanmam patronların kurduğu kölelik düzenine itiraz etmeyin mesajıdır. Vereceğimiz yanıt bizleri köleliğe mahkum etmek isteyenlere inat, BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmektir.”

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
21 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et