01 Haziran 2012 15:53

Bu yasak herkesi yakar

Havacılık iş koluna grev yasağı getirerek yeni bir ilke daha imza attık. 12 Eylül döneminde bile grev yasağı kapsamında olmayan havacılık iş kolu AKP döneminde uluslararası sözleşmelerde hiçe sayılarak grev kapsamına alındı.300 işçinin işten atıldığı THY’de işçilerin eylemleri devam ederken, gazetemize konuyu değerlendi

Bu yasak herkesi yakar
Paylaş
Gökhan Durmuş / Derya Kaplan

300 işçinin işten atıldığı THY’de işçilerin eylemleri devam ederken, gazetemize konuyu değerlendiren sendikacılar, bu yasağı sendikal haklar ve toplusözleşme hakkına yapılan bir yasak olarak değerlendirdi.
Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Toplu İş İlişkileri Kanun tasarısının görüşmeleri sırasında bu yasağın dayatıldığını ancak yapılan görüşmeler sonrasında taslaktan çıkartıldığının bilgisini verdi. Şimdi yeniden bu yasağın gündeme gelmesini anlayamadıklarını belirten Kavlak, yasağı doğru bulmadıklarını söyledi.
Pazartesi günü Türk-İş yönetim kurulu toplantısında konuyu gündem edeceklerini belirten Kavlak, nasıl destek sunacaklarına da burada karar vereceklerini kaydetti.

SALDIRI İŞÇİ SINIFINA

TÜMTİS Genel Başkanı ve Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) Dönem Sözcüsü Kenan Öztürk, bu yasaklamanın sadece Hava-İş’e dönük bir saldırı olmadığını bütün sendikal harekete yönelik olduğunu dile getirdi.  
12 Eylül darbecisi Kenan Evren’in dahi grev yasağı getiremediği bir işkoluna, AKP döneminde toplusözleşme sürecinde böyle bir yasak getirildiğine dikkat çeken Öztürk, sendikanın gücü olmayan, üyesine sahip çıkamayan bir derneğe dönüştürülmek istendiğini dile getirdi.
Bu saldırının işçi sınıfına yapılan bir saldırı olduğunu bu yüzden de sonuna kadar Hava-İş’in yanında olacaklarını söyleyen Kenan Öztürk, “Bu saldırı mutlaka püskürtülecektir. Bütün üyelerimizle sonuna kadar Hava-İş üyelerinin yanında olacağız. SGBP olarak önümüzdeki günlerde toplanacağız, maddi manevi her konuda Hava-İş’in yanında olacağız. Somut olarak neler yapacağımızı bu haftasonu yapacağımız toplantıda planlayacağız” diye konuştu.

KENDİNE DEMOKRAT

AKP’nin çalışanların değil sermayenin hükümeti olduğunun bir kez daha tescillendiğini belirten Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, ülkede yaşananlar göz önüne alındığında AKP’nin sadece kendi ihtiyaçları doğrultusunda demokrasiyi savunduğunu, insan hakkını sadece kendisi için istediğini dile getirdi.  Artık hukukun da bağımsız davranamadığını, Hava-İş özelinde yaşananların toplam açısından ibretlik olduğunu vurgulayan Türkel, “Hava-İş’in yanında olmaya devam edeceğiz. Yapılabilecek ne varsa onu yapmak için elimizden geleni hayata geçireceğiz. Nerden incelecekse oradan kopacak şekilde Hava-İş’in aldığı kararları sonuna kadar uygulayacağız” dedi.  

BİRLEŞİK MÜCADELENİN ZAMANI

“Uçaklar uçmaz ise millet mağdur olurmuş. Böyle buyuruyor sayın Başbakan. Evrensel insan haklarının ilk sırasında yer alan sendika, toplusözleşme ve grev hakkını gasp ettiği hava işkolu çalışanlarının mağduriyetini, onlara uygulanmakta olan baskı ve terörü gözlerden gizlemeye çalışarak, şapkadan tavşan çıkarma çabasında. Yasaklanan sadece grev değildir. Yasaklanan aynı zamanda sendika ve toplusözleşme hakkıdır. Bu üç hak tüm dünyada bir ve aynı anda kullanılabilir haklar olarak düzenlenmiştir; bu koşul yerine gelmediği sürece hiçbirinin tek başına anlamı yoktur” diyen DİSK Genel Sekreteri ve Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Başbakanın “Dünyada nasılsa bizde öyle olma zorunluluğu yok, biz Türkiye’yiz” sözlerini faşizmin gizlendiği yerden ortaya döküldüğü an olarak yorumladı.  Serdaroğlu, “Başbakanın son yurt dışı gezisinden döndükten sonra yaptığı açıklamaları alt alta koyun faşizmin ne demek olduğunu anlatmaya ihtiyacınız kalmaz. Kürtler, kadınlar, işçiler, sendikalar hedef tahtasına konmuştur. Bunların hiçbiri kabul edilemez. Kabul etmemek yetmez, birleşik bir mücadeleyi başlatmanın zamanıdır. Tüm duyarlı kesimleri bu mücadelenin aktif öznesi olmaya çağırıyoruz. Atıldığı iddia edilen tüm Hava-İş üyeleri geri alınmalı, grev yasağı kaldırılmalıdır” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)


GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRMELİYİZ

Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk : Grev hakkı sendikal haktır. Bazı iş kollarında bazı sınırlamalar yapılabiliyor. Enerji, petro kimya gibi. Ama grev yasaklarını anlamsız bir şekilde büyütmek, grevi anlamsızlaştıracaktır. Bu uygulamanın doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Grev hakkını yok etmeye dönük olduğunu düşünüyorum. Uluslararası alanda durum nedir? ILO’nun bu konudaki düşüncesini biliyoruz. Meclisin uluslararası hakkımızı elimizden almasını kınıyorum.
İşçi sendikalarının daha aktif mücadele etmesi gerekiyor. Teslim olmuş görüntüden kurtulmaları gerekiyor. Çalışma hayatı tehditlerle karşı karşıya bu konuda daha etkin mücadele etmek gerekiyor. Bütün sendikalar olarak bu anlamda haklarımızı kısıtlamaya yönelik saldırılar karşısında bir tutum almamız gerekiyor. 2000’li yıllarda bir Emek Platformu vardı bu yeniden aktif hale getirilebilir, bütün çalışanlar birleştirilebilir. Güçlerimizi birleştirmeliyiz.


HAVA-İŞ’İN HAKLI MÜCADELESİNİ DESTEKLİYORUZ

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) THY’de çalışan Hava-İş Sendikası üyelerinin “Hava iş kolunda grevin yasaklanmasına” iş bırakarak gösterdikleri demokratik tepkiyi haklı ve meşru gördüklerini ve desteklediklerini açıkladı.
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş’ın Yönetim Kurulu adına yaptığı yazılı açıklamada “THY’de çalışan 14 bin kişiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesinde 16 aydır anlaşmaya varılamaması ve hava iş kolunda getirilmek istenen grev yasağı nedeniyle Hava-İş Sendikası üyesi çalışanların sürdürdüğü haklı mücadeleyi destekliyoruz. 3 milletvekili tarafından bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki kanun teklifiyle, 2822 sayılı Grev ve Lokavt Kanunu’nun grev yasaklarını düzenleyen maddesine ‘Yasağın bulunduğu yerler’ başlığı altında ‘Havacılık hizmetlerinde’ ibaresi eklenmiş ve yasa teklifi TBMM’den geçmiştir. Kamu çalışanlarına da grevli toplu iş sözleşmesi hakkının verilmesinin tartışıldığı bir dönemde hava iş kolunda grevin yasaklanması büyük bir çelişkidir. Genel Maden İşçileri Sendikası olarak, hava iş kolu çalışanlarının bu haklı ve meşru eylem ve mücadelelerini destekliyoruz” denildi. (Zonguldak/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Cezaevi değil, çözüm istiyoruz

SONRAKİ HABER

Ya bu çocuklar ne olacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa