Ya bu çocuklar ne olacak?
Başbakanın “Her kürtaj bir Uludere’dir” sözleri üzerine açılan kürtaj tartışmasına milletvekilleri ve bakanlar da dahil oldu. Konu üzerine birçok AKP’li milletvekili ve bakan, Başbakanı destekleyen sözler söyledi.Kürtaj tartışmasında en çarpıcı sözler ise Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve&
Kürtaj tartışmasında en çarpıcı sözler ise Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün’den geldi. Bakan Akdağ, tecavüze uğrayan kadının doğacak çocuğuna devletin bakabileceğini savundu. AKP’li Üstün ise “kürtaj tecavüzden daha büyük suç” dedi.
Ancak konu çocukların bakımı olduğunda Türkiye gerçeği anlatılanlardan çok farklı. Yapılan araştırmalar, Bakan Akdağ’ın söylediğinin aksine birçok çocuğa devletin bakmadığını, çocukların küçük yaşlarda çalışmak zorunda bırakıldığı, devletin cezaevlerinde tecavüze uğradığını gösteriyor.
ÇOCUKLAR AÇ VE YOKSUL
Demografi ve Sağlık Araştırmasına göre Türkiye’de 1000 çocuktan 37’si 5 yaşından önce ölüyor. 5 yaşının altındaki çocukların yüzde 12’sinde kronik beslenme yetersizliği var. Bu oran doğu bölgesinde yoksullukla orantılı olarak yüzde 23’e kadar çıkıyor.
Türkiye’de 15 yaşından küçük 4.9 milyon çocuk ulusal yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Son Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) verilerine göre çocuklar arasında göreli yoksulluk oranında yüzde 24.6 ile OECD ülkeleri arasında en yüksek oran ise Türkiye.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ VE ÇOCUK GELİNLER
Geçtiğimiz aylarda Meclisten geçen 4+4+4 yasasında en çok tartışılan konu çocuk işçiler ve çocuk gelinler olmuştu. Birçok demokratik kitle örgütü ve siyasi parti 4+4+4 eğitim modeliyle çocuk işçiliğin ve çocuk gelinlerin artacağını söylemişti.
Medeni Kanun’da evlenme yaşı “17’sini doldurmuş olmak” olarak düzenlenmekle birlikte, Türkiye’deki her üç evlilikten biri çocuk yaşta gerçekleşiyor. Hacettepe Üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre, 5.5 milyon kadın çocuk yaşta istekleri dışında evlenmeye zorlandı.
Türkiye’deki okullaşma oranı ise şu şekilde sıralanıyor: Okul öncesinde yüzde 37, ilköğretimde yüzde 98, ortaöğretimde yüzde 69.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 17 milyon çocuğun 1 milyonu çalışıyor. Çalışan çocukların yüzde 21’i 12 yaşında, yüzde 28’i 11 yaşında, yüzde 19’u ise 10 yaşında. Yüzde 9.4’ü ise dokuz veya daha küçük yaşlarda. Resmi olmayan verilere göre ise 6-14 yaş arasındaki toplam 11 milyon 889 bin çocuğun 3 milyon 848 bini çalışıyor. Ülkedeki 1.2-1.5 milyonluk tarım işçisinin çocukları da onlarla birlikte göç ettiği için eğitimlerini yarıda bırakıyor, ağır koşullarda çalışıyor, ciddi barınma ve temiz içme suyu sorunu yaşıyor.
CEZAEVİ VE TECAVÜZ
Türkiye’de bugün yüzlerce çocuk, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) nedeniyle, sanki yetişkinmiş gibi gözaltına alınıyor, sorgulanıyor, yargılanıyor, hapsediliyor.
Adana’nın Pozantı Cezaevinde çocuklara yönelik cinsel şiddet ortaya çıktıktan sonra çocukların tutuklanmasının bile doğru olmadığı tartışılırken, Türkiye genelinde cezaevinde bulunan çocuk sayısı ise her geçen gün artmaya devam ediyor. Adalet Bakanlığının açıkladığı istatistiklere göre cezaevlerinde; tutuklu, hükmen tutuklu veya hükümlü olarak toplam 2 bin 309 çocuk bulunuyor. Bunlardan 785’i kapalı infaz kurumlarında ve yetişkinlere ait hapishanelerde tutuluyor.
Yine Adalet Bakanlığının verilerine göre yılda 7 bin çocuk tacize ve tecavüze uğruyor. Akıllarda kalan örnek ise aralarında devlet memurları ve askerlerin de olduğu 26 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç. (İstanbul/EVRENSEL)
‘DEVLET DERSİNDE’ 400 ÇOCUK ÖLDÜ
Başka bir araştırma da, asker ve polis kurşunuyla hayatını kaybeden çocuklar üzerine. Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin (YAKAY-DER) kayıtlarına göre 1989’dan bu yana polis ve asker kurşunuyla can veren çocuk sayısı 390’a ulaştı.
BAKIMA MUHTAÇ KAÇ ÇOCUK VAR, BAKANLIK BİLMİYOR!
Sağlık Bakanı ve Hükümet yetkilileri, kürtajı yasaklayıp, engelli çocuk olması durumunda, “biz bakarız” açıklamaları yaparken aynı hükümetin ilgili bakanlığının Türkiye’de bakıma muhtaç çocuk ve genç sayısını dahi bilmediği ortaya çıktı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Levent Tüzel’in soru önergesinde bu yönlü sorulara yanıt veremedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Türkiye’de bakıma muhtaç kaç genç ve çocuk bulunduğunun bilgisine sahip değil. İstanbul Milletvekili, HDK Yürütme Kurulu Üyesi Levent Tüzel’in bakıma muhtaç çocuklarla ilgili soru önergesine, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından verilen yanıtta, Türkiye’de bakıma muhtaç genç ve çocuk sayısına dair bir rakam belirtilmedi.
Levent Tüzel’in soru önergesine yalnızca Bakanlığa bağlı kuruluşların kayıtlarındaki rakamlarla verilen yanıta göre; “Bakım ve koruma altına alınan çocuk sayısı toplam 13 bin 138. 2012 Şubat ayı sonu itibariyle; ayni- nakdi yardımla korunma kararlı ve korunma kararı alınmadan toplam 36 bin 597 çocuk ailesi yanında, 1294 çocuk ise koruyucu aile yanında destekleniyor.”
FİRMALARIN İNSAFINA TERK
Tüzel’in söz konusu sevgi evleri ve çocuk evlerinde çalışan personele dair sorusuna Bakanlık tarafından verilen yanıtta, “39 Sevgi Evinde 2 bin 902, 448 Çocuk Evinde ise 2 bin 592 çocuğa hizmet verildiği, Sevgi Evleri ve Yetiştirme Yurtlarında 508 kadrolu personel, 1651 taşeron şirket elemanı” çalıştığı belirtildi. Rakamlar, Hükümet’in sosyal hizmetleri bir kamusal koruma hizmeti olarak, gerekli uzmanlık dallarında eğitimli, nitelikli, kamu personeli eliyle sürdürmekten geri durduğunu gösterirken, kamusal korumaya ihtiyacı olan çocukların yandaş taşeron şirketlerin kâr güdüsüne teslim edildiği ortaya çıktı.
PSİKOLOG VE PEDAGOG, DESTEĞİ YOK
Bütün çocuk ve sevgi evlerine, her zaman psikolog, sosyal çalışmacı, pedagog, öğretmen vb. görevli göndermenin söz konusu personel sayısı ile mümkün olmadığı açıkken, “çocukların bu ihtiyaçlarının nasıl karşılandığı” yönündeki soruya da yanıt verilmedi. Bakanlık tarafından verilen rakamlara bakıldığında tablonun ne kadar vahim olduğu ortada: Koruma, destek hizmeti ayni ve nakdi yardım yapılan çocuk sayısı 56 bin 523. Bu çocuklara nitelikli bilimsel hizmet sunabilecek kadrolu psikolog sayısı 15, sosyal çalışmacı 31, çocuk gelişimcisi 38, öğretmen sayısı 99. Bakanlık yurtlarından Ankara ve Elazığ’da din görevlisi bulunurken, sadece Ankara Sevgi evi ve yetiştirme yurdunda hekim var. Çorum’da bulunan Sevgi evinde ise sadece, bir hemşire, bir satın alma memuru ve bir hizmetli ile hizmet yürütülürken, Sivas’ta sadece bir çocuk gelişimcisi kadrosu bulunuyor. Çoğu Sevgi Evi ve yetiştirme yurtlarında yetkili müdür ve müdür yardımcısı dahi yok.
(Ankara/EVRENSEL)